CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda 26 saat süren müzakereler sonrası geçen Maden Kanunu, Çevre Kanunu, Mera Kanunu, Orman Kanunu, Yapı Denetim Kanunu, Yenilenebilir Enerji Kanunu ve Zeytinliklerin Islahı Kanunu'nda olumsuz değişiklikler içeren torba kanun teklifinin TBMM’de görüşülmeden geri çekilmesini istedi.
Gürer, bu düzenlemenin maden işletmeleri izin süreçlerini kolaylaştıran, ÇED sürecini işlevsizleştiren, kamu yararını sınırlayan, yalnızca zeytinliklere değil, Türkiye'nin tarımsal yapısına, çevresine ve kırsal yaşamına ciddi zararlar verebilecek düzenlemeler içerdiğini söyledi.
"BU YASA TASARISI VAHŞİ MADENCİLİĞİN ÖNÜNÜ AÇACAK"
Yasa tasarısının komisyondan geçtiğini hatırlatan Ömer Fethi Gürer, “Bu düzenleme, çevre ve doğanın katliamına yol açacak bir teklif. Daha önce de bu tür tekliflerle karşılaştık. Tam 9 kez zeytine yönelik kanun teklifi meclise geldi ve muhalefet ile kamuoyunun tepkisiyle geri çekildi. AK Parti bu bağlamda ısrarını sürdürüyor. 50 bine yakın zeytin ağacı olan bölgede ağaçların taşınması yanında, maden, çevre, mera, orman, enerji ve yapı denetim kanunları gibi geniş bir düzenleme alanı içeren kanun teklifi sorunlar üretecek düzenlemeler getiriyor” dedi. Halkın yararına düzenlemeler içermeyen torba kanun için Gürer, “Bu yasa tasarısı, vahşi madenciliğin önünü tamamen açacak. Sit alanları dahil her yerde denetimsiz madencilik yapılmasına olanak sağlayacak bir anlayışa kapı aralıyor.” ifadelerini kullandı.
“KÖMÜRE DEĞİL ZEYTİNE SAHİP ÇIKILMALI"
Gürer, düzenlemenin çevresel ve ekonomik sonuçlarına değinerek, “Kanun teklifi Çevre Etki Değerlendirme sürecini sınırlayarak işlevsiz kılmaktadır. 20 milyon hektara eren ruhsatlı maden sahasının kontrolsüz genişlemesine olanak yaratabilecektir. 1,2 milyon hektar tarım alanı da kanun düzenlemesi ile risk altına girmektedir. Gıda güvenliği yanında karbon yutak alanları sorunlu kılınıyor. Zeytinlikler, sit alanları ve kıyı alanları torba teklifte yer alan maddeler ile halkın yararına değil gözü doymayan şirketlerin taleplerine uygun kılınan düzenlemeler getiriliyor. Vahşi madenciliğin yolu açılıyor. Komisyondan geçen teklif, yönetmenlikleri etkisizleştirilen, denetimleri sınırlayan, maden çıkarmayı kolaylaştırıp hızlandıran ve zeytin alanları yok ederek ekosistemi bozan bir yaklaşım içermektedir. İklim değişikliği ilgili düzenlemelerde yer alan doğayı koruma, ormanı koruma, ağaçlı alanları koruma ve kömürü sınırlama yaklaşımına tümden karşı duran bir anlayışta düzenlenen Bu yasa teklifi zeytin yasasının zeytin ağaçları koruma anlayışını ortadan kaldıran madde de yer almaktadır. 50 bin dolayında zeytin ağacı kömür çıkarma uğruna bulunduğu coğrafyadan yok edilmek istenmektedir. Bu düzenleme, Türkiye’nin doğasını ve tarım alanlarını madencilik uğruna feda edilişinin son örneğidir. Oysa zeytin, bu toprakların en önemli değerlerinden biri. Zeytin ağaçları, yalnızca ekonomik bir değer değil; aynı zamanda ekosistemin temel taşlarından biridir. Zeytinliklerin yerini kömür madenleri alacaksa hem bugünümüzü hem de geleceğimizi kaybediyoruz demektir.” dedi.
"ZEYTİN AĞAÇLARINI TAŞIMAK KÖY YAŞAMINI DA YOK ETMEK DEMEK"
Düzenlemeyi savunanların “Zeytin ağaçları taşınabilir” açıklamalarına tepki gösteren Gürer, “50 bin zeytin ağacını taşımaktan söz ediyorlar. Bunun sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi mümkün değil. Taşınan ağaçların çoğu gittiği alana uyum sağlayamayarak yok olma riski de var, yeni yerlerine uyum sağlayanların ise üretim kaybı yaşaması kaçınılmaz. Ayrıca ortaya çıkacak farklı sorunlarda var. Bu ağaçlar, bulundukları coğrafyanın bir parçasıdır ve o coğrafyada yaşamalıdır. Zeytin ağaçlarını taşımak, halkı da geçim kaynaklarını da kırsalı da köy yaşamını da yok etmek anlamına geliyor.” diye konuştu.
ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI ÜRETİMİNE OLUMSUZ ETKİ
Zeytinliklerin madenciliğe açılmasının, Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı üretimini sorunlu kılacağına dikkat çeken Gürer, “Türkiye, zeytin ve zeytinyağında önemli bir merkezdir. İhraç ettiğimiz ürünler arasında yer alır ve ekonomimize ciddi katkı sağlar. Nisan ayında yaşanan Zirai don zeytin üretiminde yüzde 40’a varan bir kayıp yaratması bekleniyor. Bu yalnızca iç piyasayı değil, ihracatımızı da olumsuz etkilemesi olasıdır. Bugün zeytinyağı fiyatları 5 kiloluk bir zeytinyağı 4.600 liraya satılıyor olmasına rağmen sağlık açısından benimsenmektedir. Üretim biçimine göre fiyat farklılaşıyor. Tercih edilen bir üründür. Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun 26.01.1939 tarih ve 3573 sayılı ile yayınlandı. Bu kanun ile koruma altındaki zeytin ağaçları 1980 sonrası serbest piyasa ekonomisi başlangıç süreci ile risk altına girdi. Madenden önce turizm amaçlı yatırımların tehdidi altına giren zeytinlikler farklı yatırımlarda zarar gördü ve de madencilik için bu alanlara saldırılar oldu. Bu teklifte bunun genişletilmesine yöneliktir” dedi.
“YAŞAM ALANLARIMIZ BİRER BİRER YOK EDİLİYOR”
Gürer, “Türkiye’de kırsal nüfus azalmaya devam etmektedir, tarım alanları daralmış durumdadır. Bu düzenleme, kırsalı özellikle kanun teklifi ile ortaya çıkacak düzenlemeler ile o bölgelerde kırsalın tamamen boşaltma riski taşıyor. Göçe yol açacaktır. Tarım alanlarımız son 20 yılda 3 ila 5 milyon hektar arasında daraldı. Şimdi de 1.200.000 hektar tarım alanı risk altında. Köylerimiz, yaşam alanlarımız birer birer yok ediliyor. Bu, yalnızca bugünün değil, geleceğin de sorunu.” ifadelerini kullandı.
“MADENCİLİK VATANDAŞA DEĞİL, SERMAYEYE HİZMET EDİYOR”
Madencilik faaliyetlerinin halka fayda sağlamadığını belirten Gürer, “Madenlerden elde edilen gelir, vatandaşa yansımıyor. Bu düzenleme, yalnızca belirli bir azınlık grubun çıkarına hizmet ediyor. Doğamızı ve yaşam alanlarımızı yok ederek, ülkemizin yer altı ve yer üstü varlıklarını yağmalıyorlar.” dedi.
Gürer, bu düzenleme mecliste geri çekilmesi gerekiyor. Eğer kanun çıkar Anayasa Mahkemesi’ne taşınırsa, telafisi mümkün olmayan zararlar ortaya çıkabilir. Çünkü Anayasa Mahkemesi iptal kararları geriye doğru işlemiyor ve de ortalama iki yılda karar alınıyor. Bu süreçte kanun teklifi yasalaşırsa o süreçte zeytinlik alanda zeytinler yerinden edilmiş olacaktır. Zeytinliklerin, meraların, tarım alanlarının ve doğamızın rant uğruna yok edilmesine izin vermemeliyiz.” diye konuştu
Gürer, “Bu düzenleme, yalnızca zeytinliklerin değil, tarım alanlarının, çevrenin ve kırsal yaşamın da geniş bir alanda sonunu getirecek bir adımdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu düzenlemeye karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz. Zeytin, bu toprakların kutsalıdır. Onu korumak, hepimizin ortak sorumluluğudur.” dedi.