Babalar Günü vesilesiyle baba figürünün çocukların psikososyal gelişimindeki yeri bir kez daha gündeme geldi. Çocuk-Ergen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, babanın sadece bir otorite ya da maddi destek sağlayan kişi değil; aynı zamanda çocuğun duygusal dünyasına yön veren ve benlik algısını şekillendiren temel bir rol modeli olduğunu vurguladı. Ergür, babaların çocuklarının hayatında sadece fiziksel değil, duygusal ve zihinsel olarak da var olmalarının kritik öneme sahip olduğunu belirtti. Ergür’e göre, babalarıyla sağlıklı bir bağ kuran çocuklar; özgüveni yüksek, duygularını düzenleyebilen, sosyal ilişkilerde başarılı ve stresle baş etme becerileri gelişmiş bireyler olarak yetişiyor.

“ÇOCUĞUN HEM İÇ HEM DIŞ DÜNYASINI ŞEKİLLENDİRİYOR”

Babanın sağlıklı bir şekilde sınır koyan, güven veren, sevgi dolu ve tutarlı bir figür olması gerektiğini belirten Ergür, “Bu tür bir baba tutumu çocuğun hem dış dünyayla kuracağı ilişkileri hem de kendi iç dünyasında geliştireceği benlik algısını doğrudan etkiler” dedi. Ergür’e göre bu bağ, sadece çocukluk yıllarını değil, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerini de kapsayan uzun soluklu bir gelişim sürecini etkiliyor. Baba ile kurulan sağlıklı iletişim, bireyin akademik, mesleki ve duygusal başarılarında belirleyici rol oynuyor. Her çocuğun ihtiyaçlarının farklı olduğunu ve bu nedenle “ideal baba” tanımının kişisel farklılıklara göre değişebileceğini ifade eden Ergür, genel geçer kriterler arasında sevgi, sınır koyma becerisi, anlayış ve rehberliğin yer aldığını söyledi. “İdeal baba; sadece çocuğun fiziksel ihtiyaçlarını karşılayan değil, duygusal dünyasına da dokunabilen kişidir” diyen Ergür, babalığın çocukla kurulan güçlü duygusal temasla anlam kazandığını vurguladı. Çocuğun duygularına alan tanımak, anlamaya çalışmak, eleştiriden uzak destekleyici bir yaklaşım sergilemek ‘idealle’ yaklaşan baba figürünün özellikleri arasında yer alıyor.

“SADECE DİSİPLİN FİGÜRÜ DEĞİL DUYGUSAL ORTAK”

Toplumsal rollerin dönüşmesiyle birlikte babalık anlayışının da evrim geçirdiğine dikkat çeken Ergür, artık babaların sadece evin geçimini sağlayan ya da disiplin uygulayan bireyler olmadığını, aksine çocuklarının bakım sürecinde, duygusal ihtiyaçlarında ve günlük yaşantısında çok daha etkin rol oynadığını belirtti. “Modern baba, çocuğuyla oyun oynayan, duygularını paylaşan, birlikte düşünen bir birey olarak konumlanıyor. Bu da çocukların ruh sağlığı üzerinde son derece olumlu bir etki yaratıyor” diyen Ergür, özellikle erken yaşlardan itibaren kurulan bu sıcak ve ilgili ilişkinin çocukların özgüvenini ve yaşam doyumunu artırdığını ifade etti. Babaların çocuklarıyla kaliteli zaman geçirmesinin önemine de değinen Ergür, bu zamanın sadece birlikte geçirilen saatlerle değil, o anın içeriği ve niteliğiyle değerlendirileceğini söyledi. “Birlikte yemek yapmak, yürüyüşe çıkmak, hikaye okumak ya da oyun oynamak gibi sade ama içten aktiviteler, çocukta ‘önemliyim’ duygusunu pekiştirir” diyen Ergür, bu tür anlarda dikkat dağıtıcı unsurların (özellikle dijital cihazların) devre dışı bırakılmasının önemli olduğunu da ekledi.

“ÇOCUKLAR SÖZLERDEN ÇOK DAVRANIŞLARA İNANIR”

Babaların çocuklarına verebileceği en büyük hediyenin koşulsuz sevgi ve tutarlılık olduğunun altını çizen Ergür, “Senin yanındayım, seni duyuyorum ve olduğun halinle kabul ediyorum” mesajının davranışlarla desteklenmesinin çocuğun duygusal gelişiminde kalıcı etkiler bıraktığını ifade etti. “Çocuklar söylenenlerden çok yapılanlara inanır. Bu nedenle her dokunuş, her bakış, her paylaşım bir iz bırakır. Bu iz, çocuğun gelecekteki ilişkilerinde de temel referans noktası olur” dedi. Babalar Günü’nün sadece kutlamalardan ibaret olmadığını, aynı zamanda çocuklarla ilişkileri gözden geçirmek ve duygusal bağları yeniden inşa etmek için değerli bir fırsat olduğunu belirten Ergür, “Bu özel gün, babaların çocuklarına olan ilgilerini ve sevgilerini daha görünür kılmaları için anlamlı bir hatırlatma olabilir” değerlendirmesinde bulundu. Ergür, sözlerini şöyle tamamladı: “Baba-çocuk ilişkisi, çocuğun yalnızca çocukluk dönemini değil, tüm hayatını şekillendiren güçlü bir dinamik olarak öne çıkıyor. Sevgi, anlayış, tutarlılık ve kaliteli zamanla kurulan baba figürü, çocukların geleceğe daha güvenli ve sağlıklı bireyler olarak adım atmalarını sağlıyor. Bu nedenle uzmanlar, babaların çocuklarının yaşamındaki duygusal rolünü hatırlamaları ve aktif bir şekilde bu rolü üstlenmeleri gerektiği konusunda hemfikir.”

Muhabir: Hatice GÜREL