Başkent Üniversitesi'nde düzenlenen etkinliğin açılış konuşmalarını Başkent Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abdülkadir Varoğlu, Slovenya'nın Ankara Büyükelçisi Gorazd Rencelj, Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Ekonomi Politikaları ve Kuruluşları Genel Müdür Yardımcısı Işıl Cemali Doğan ve WFP Türkiye Ülke Direktörü Stephen Cahill yaptı.
Burada konuşan Varoğlu, etkinliğin önemine işaret ederek, tüm katılımcılara teşekkür etti.
Büyükelçi Rencelj ise "Şu anda bütün dünya küresel ölçekte bir gıda güvenliği kriziyle karşı karşıya, dolayısıyla gıda güvenliği konusuna ışık tutmanın iyi olacağını düşündük." dedi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde özellikle Gazze ve Sudan gibi yoğun çatışma bölgelerinde açlık sorunlarının ele alındığına işaret eden Rencelj, Türkiye'nin küresel bir merkez olarak önemli bir yeri olduğunu söyledi. Rencelj, "Türkiye'nin buradaki rolü çok temel. Bu küresel çabalarda Türkiye'nin rolü çok önemli." diye konuştu.
Doğan da sıfır açlık gündeminin, 2030 küresel gündemindeki en önemli başlıklardan birisi olarak öne çıktığına değinerek, "Türkiye bugün hem Dünya Gıda Programı'nın küresel operasyonları için önemli bir nokta olma niteliğinde hem de önemli bir bağışçı. Ve bu gıda yardımları sayesinde dünyada çok önemli bir nüfus gıdaya erişebiliyor." ifadelerini kullandı.
WFP Türkiye Ülke Direktörü Cahill ise Türkiye'nin oynadığı rolün önemine işaret ederek, "Bugün Gazze'ye gönderdiğimiz gıdanın yüzde 70'i Türkiye'den gidiyor ve Türkiye'nin dünya gıda programı için stabilize edici bir rolü var." dedi.
Cahill, "İnsanları gıda aracılığıyla bir araya getirmek istiyoruz. Bugün vermek istediğimiz mesaj bu." diye konuştu.
Moderatörlüğünü Başkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sezgin Mercan'ın üstlendiği "Kriz Dönemlerinde Dayanıklı Gıda Sistemleri Oluşturmak" başlıklı ilk oturuma, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Nariman Celal, Senegal'in Ankara Büyükelçisi Moustapa Sokhna Diop ve Tarım ve Orman Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Yener katıldı.
Panelde konuşan Celal, gıda güvenliğinin sadece akademik bir kategori değil, bir insanlık, haysiyet ve barış meselesi olduğunu vurgulayarak, "Ukrayna devam eden Rusya saldırısı altında. Bu saldırı Ukrayna'nın tarım sektörünü de oldukça etkilemekte. Çünkü bu kapasitenin yüzde 30'u yok edildi ve yüzde 20'si de istila altında." ifadelerini kullandı.
Küresel gıda güvenliğinin ortak dava olduğuna ve koordineli bir yaklaşım gerektirdiğine işaret eden Celal, "Kimsenin arkada bırakılmamasını sağlayabiliriz. Özellikle de açlık konusunda." dedi.
Büyükelçi Diop da Rusya-Ukrayna savaşının kendi ülkesini de etkilediğine dikkati çekerek, "Her bir müdahale aslında gelecekte olacak olan krizleri de önlemenin anahtarı. Ama bunlar önlenemediği zaman akut gıda güvensizliğiyle milyonlarca insan karşı karşıya kalıyor." diye konuştu.
Yener ise krizlerin aynı zamanda değişim fırsatı olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'de pek çok bölgesel işbirliği içerisinde sürdürülebilir ve dayanıklı gıda sistemlerini devam ettirmeye ve kimseyi arkada bırakmamaya kararlıyız." ifadelerini kullandı.
"Türkiye'nin kapıları kapatmak yerine açmak için son derece önemli olan nazik diplomasi anlayışı var"
Büyükelçi Rencelj ve WFP Türkiye Ülke Direktörü Cahill, ilk oturumun ardından AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Rencelj, böyle bir etkinliğin düzenlenmesi için Türkiye'den daha iyi bir yer düşünülemeyeceğini belirterek, "Türkiye'nin diplomatik bir süper güç olarak bir araya getirme gücü de var diyebilirim. Rusya ve Ukrayna'yı bir araya getirerek dayanışma koridorunun açılmasını sağladı." dedi.
Ukrayna'da üretilen, Asya, Afrika ve bazı Avrupa ülkelerindeki nihai varış noktalarına ulaşması gereken tahılın yolunun, Türkiye sayesinde açıldığını belirten Rencelj, etkinliğin asıl amacının gıda güveliği konusunu öne çıkarmak olduğunu belirtti.
Cahill de Türkiye'nin WFP'nin en çok alım yaptığı ülkelerin başında geldiğini belirterek, "Yaklaşık 25 farklı ürün satın alıyoruz. Bu ürünleri dünyanın dört bir yanına gönderiyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin jeopolitik konumunun önemine işaret eden Cahill, "Türkiye, Gazze'ye bugün bile malzeme ulaştırabilmemiz açısından bizim için son derece önemli. Türkiye ile İsrail arasında ticaret ambargosu olmasına rağmen, gıda sevkiyatının devam etmesini sağlamak için insani yardım amaçlı gıda sevkiyatları için muafiyet alabiliyoruz." dedi.
Cahill, Türkiye gibi ülkelerin desteğine ihtiyaçları olduğunu belirterek, "Türkiye'nin bir İslam ülkesi olması, çalıştığımız bazı alanlar için çok önemli olabiliyor. Türkiye'nin kapıları kapatmak yerine açmak için son derece önemli olan nazik diplomasi anlayışı var." ifadelerini kullandı.
Öğrencilerle bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu söyleyen Cahill, "Bu yüzden bu tür etkinlikleri düzenlemek ve insanlarla konuşmak çok önemli, çünkü aslında geleceğe sesleniyorsunuz." diye konuştu.