Raporda erken tanının önemine dikkat çekilirken, akciğer kanserinin hem bireysel hem de ekonomik anlamda ciddi bir yük oluşturduğu aktarıldı.

AstraZeneca Türkiye, akciğer sağlığını korumak ve geliştirmek amacıyla hayata geçirdiği Akciğer Sağlığı İnisiyatifi kapsamında Türk Tıbbi Onkoloji Derneği (TTOD) ile birlikte önemli bir çalışmaya imza attı. İnisiyatifin güncel bilimsel gelişmeler ışığında sağlık politikalarının geliştirilmesine katkıda bulunma hedefi doğrultusunda, AstraZeneca Türkiye ve TTOD iş birliği ile “Türkiye’de Akciğer Kanseri: Güncel Veriler Işığında Politika Önerileri” isimli bir rapor hazırlandı.

Rapora göre dünyada ve ülkemizde en yüksek ölüm oranlarına sahip kanser türü olan akciğer kanserinde tanı süreci, toplumda belirtilere ilişkin farkındalığın henüz beklenen düzeyde olmaması, tanı süreçleri ve sevk zincirlerindeki gecikmeler gibi hususlardan etkileniyor.

Oysa hastalığın erken evrelerinde tanı konulması ve etkin bir tedavi yaklaşımı ile beş yıllık sağ kalım oranlarının yüzde 80’lere çıkabileceği öngörülüyor. Ülkemizde meme, serviks ve kolon kanserlerinde olduğu gibi akciğer kanserinde de tarama programına ihtiyaç olduğunu belirten rapor, bu konuda yapılan bir maliyet etkililik çalışmasına da değiniyor. Bu çalışmaya göre Nelson protokolünü temel alan bir tarama programı Türkiye’de uygulandığında 7 binin üzerinde erken ölümün önlenebileceği öngörülüyor. Ayrıca raporun hazırlanmasına katkı sunan bilimsel kurulun gerçekleştirdiği analizler, Türkiye’de akciğer kanserinin ekonomik yükünün 129 milyar TL’ye ulaştığını ortaya koyuyor. Hastalık, yalnızca tedavi harcamalarıyla değil, aynı zamanda iş gücü kayıpları ve bakım giderleriyle de toplum ve ekonomi üzerinde ağır bir yük yaratıyor.

“7 BİN HASTANIN ÖLÜMÜ ENGELLENEBİLİR”

Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Simten Malhan, raporda yer alan bulgular hakkında, "Eğer Türkiye'de bir tarama programı olursa yaklaşık 7 bin hastanın ölümünü engelleyebiliriz. Ayrıca, 13 binden fazla hastayı erken evrede tedavi edebiliriz," dedi.

Malhan, akciğer kanserinin ülkemizde önemli bir ekonomik yük oluşturduğunu ve bu yükün 129 milyar lira civarında olduğunu ifade etti. Ayrıca, tedavi yüklerinin 48 milyar lira olduğunu ve hastalıkla birlikte yaşanan toplumsal etkilerinde göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti.

HER YIL 250 BİN KANSER TANISI

TTOD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nuri Karadurmuş ise her yıl Türkiye'de yaklaşık 250 bin kişinin kanser tanısı aldığını ve bunlardan 41 bininin akciğer kanseri olduğunu belirtti. Karadurmuş, "Akciğer kanseri, tüm dünyada kansere bağlı ölümlerin yüzde 18'ini oluşturuyor. Erken tanı bu hastalıkta kritik önem taşıyor," ifadelerini kullandı. Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. Deniz Köksal ise erken tanı için tarama programlarının gerekliliğine dikkat çekti. Köksal, "Ülkemizde bu konuda tüm paydaşlarla birlikte çalışmalıyız. Erken tanıda kullanılabilecek teknolojik yöntemlerle tanı oranlarını artırabiliriz," şeklinde konuştu.

5 MİLYON AKCİĞER RÖNTGENİ YAPAY ZEKÂ İLE TARANDI”

Bu hastalık ile mücadelede teknolojinin gücünden de sonuna kadar faydalanan AstraZeneca, yapay zekâ kullanılarak bu hastalığın erken teşhisi için sağlık teknolojisi şirketi Qure.ai ile önemli bir iş birliği yaptı ve Türkiye de dahil 20’den fazla ülkede yapay zekâ desteği ile 5 milyon akciğer grafisi taramasını başarıyla tamamladı. Yapay zekâ sistemi, bu çalışma kapsamında bir merkezde yaklaşık 50 bin akciğer grafisini tarayarak, kanser riski olabilecek akciğer nodüllerini tespit etti ve ileri tetkik ve tanı için yönlendirilmesine yardımcı oldu. Türkiye’de toplamda 3 önemli merkezde

yaklaşık 200 binin üzerinde akciğer grafisinin yapay zekâ destekli değerlendirilmesi gerçekleştirildi.

Muhabir: Nursel Dilek Manavbaşı