Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından alınan karar doğrultusunda 2001 yılından bu yana 1 Haziran, tüm dünyada Dünya Süt Günü olarak kutlanıyor. Uzmanlar, bu önemli günde bağışıklık sistemini güçlendirmede önemli bir rol oynayan sütün faydalarına dikkat çekerken, güvenli süt tüketiminin ne kadar önemli olduğu hakkında farkındalık yaratmak için de bir fırsat sunuyor.

Yapılan araştırmalar, Türkiye'de süt içme oranlarının Avrupa ülkelerine göre oldukça düşük olduğunu gösteriyor. Yıllık ortalama süt tüketiminin 276 litre olduğu Türkiye'de, bu oranın sadece 40 litresinin içme sütünden, geri kalanının ise süt ürünlerinden oluştuğu belirtiliyor. AB ülkelerine bakıldığı zaman bu miktarın yıllık 342,5 litre, ABD'de ise 292 litre olduğu ortaya konuluyor.

Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği'nin (ASÜD) verilerine göre, Türkiye'de toplam süt üretimi son 20 yılda neredeyse iki katına çıkmış durumda. Ancak bu miktarın sadece yüzde 45'i süt endüstrisine giderek, güvenilir ve sağlıklı ürünlere dönüşüyor.

Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. U. Tansel Şireli, gündelik hayatta güvenli süt tüketmekle ilgili olarak şu uyarılarda bulundu: 'Dünya Sağlık Örgütü'nün gıdalar için sunduğu önerilere mutlaka uyulması gerekiyor. Açıkta satılan peynir, süt, yoğurt, çiğ et, sebze ve meyveler ile diğer gıdalar için bulaşmayı önleyici temel hijyen tedbirleri uygulanmalıdır. Açıkta satılan, sağım ve saklama koşulları belli olmayan sokak sütlerinden muhakkak uzak durulmalıdır. Sütler için özellikle ısıl işlem uygulanmış pastörize veya UHT sütler tercih edilmesi gerekiyor..'

'AÇILAN SÜT 3 GÜNDE TÜKETİLMELİ'

Sireli, açıkta satılan sütün ve bu sütten yapılan ürünlerin insan sağlığı açısından taşıdığı riskler ve ambalajlı süt tüketimi konusunda önerilerini ise şöyle sıraladı:

  • Doğrudan sütçü güğümünden bir bidona veya plastik torbaya dökülerek açıkta satılan sütün içerisinde zararlı bakteri ve katkı maddelerinin yer alma olasılığı bulunuyor.
  • Hijyenik olmayan ortamlarda sağım yapılarak elde edilen çiğ süt; yetersiz hijyen koşullarında hızla soğutulmadığı takdirde bozulabilir. Özellikle akşam sütleri, bozulmaya daha müsaittir. Bu sütlerin tüketiciye ulaşana kadar bozulmaması amacıyla, içerisine yasal olmayan ve insan sağlığını tehdit edecek kimyasallar eklenebilir.
  • Açıkta satılan sütü evde kaynatmak, her zaman onu güvenilir hale getirmez. Kaynatma işleminde sadece bazı mikroorganizmaların canlı formları etkisiz hale gelebilir, ancak bu işlem bazı spor ve toksinlerin etkisiz hale gelmesi için yeterli olmayabilir. Süt kaynatmak, aynı zamanda sütün bozulmasını engellemek için katılan kimyasalların ısı ile parçalanarak zararlı bileşiklerin ortaya çıkmasına sebep olabilir. Ayrıca birkaç dakika boyunca kaynamış sütün besleyici içeriğinde de kayıplar yaşanır.
  • Ultra yüksek sıcaklıkta işleme (UHT), 135-140 santigrat derece aralığında, süte 4 saniye boyunca ısı işlemi uygulaması yapılan bir teknolojidir. Bu süreçte hastalık oluşturan canlı bakteriler yok edilirken süt, besin değerlerinde bir kayıp yaşanmadan hızlıca tekrar soğutulur.
  • Pastörizasyon adı verilen işlem, hastalığa neden olan mikropları öldürmek için sütün yeterince uzun bir süre yüksek bir sıcaklığa kadar ısıtılmasıdır. Pastörize süt, bu işlemden geçmiş süt anlamına gelmektedir.
  • Paketi açıldıktan sonra buzdolabında saklanması gereken sütün üç gün içinde tüketilmesi önerilmektedir.
  • UHT ve pastörize işlemleri görmüş ambalajlı sütler, içme sütü olarak işlem görmeden önce platform testleri adı verilen bazı güvenlik testlerinden geçer. Bu sebeple, bu sütler kontrolü ve denetimi yapılmış sütlerdir.
  • Süt satın alırken etikete dikkat etmek önemlidir. Güvenli sütün etiketinin üzerinde 'Pastörize veya UHT' kelimelerine yer verilir. Bir ürünün etiketinde 'Pastörize veya UHT' kelimesi görünmüyorsa o süt sağlığınız için güvenli olmayabilir.
  • Pastörize olduklarını doğrulayamadığınız sürece, köy pazarlarından veya sokak satıcılarından süt veya süt ürünleri almayın.

Muhabir: Haber Merkezi