Ölümcül virüs can almaya devam ediyor.
Bizim sorumsuzlar takımı da bildiğini okumaya.
Pandemi kurbanlarının sayısı yeniden ürkütücü boyutlara ulaşmış, bunlar hala vur patlasın çal oynasın havasında.
Bazı bilim adamları, salgının sonbahar aylarında pik yapacağını söylüyordu.
İkinci dalga rakamları, bu yöndeki görüşlere haklılık kazandırıyor.
Virüs kurbanlarının sayısına ilişkin günlük raporlar ürkütücü boyutlarda seyrederken, salgına karşı daha etkin önlemlerin gündeme gelebileceği söyleniyor.
Maskesini boynunda ya da bilezik gibi kolunda taşıyan aymazlardan söz etmek doğrusu bizi de bıktırdı.
Bir de çıldırtan takım var.
Onlar da başka bir alem.
''Hijyen'' diye diye dilinde tüy biten bilim adamına, ellerini günde kaç defa yıkaması gerektiğini soranlar örneğin…
Akla gelince, doğrusu kaygı duyuyor insan.
Pandemiden daha zorlu bunlar…
Ankara'nın, bazı semtleri salgın konusunda kritik eşikte.
Salgınla ilgili olarak aktarılan bilgiler, başkentin birçok semtinde virüsün etkin halde olduğunu gösteriyor.
Gecenin ilerleyen saatlerinde seyreden ambulanslardan yükselen siren sesleri ''acabalarla yüklü''endişelere yol açıyor.
Ankaralılar, yıllardır 24 saat yaşayan kent'' olma hayalini kurdu.
24 saat hareketli,
24 saat ışıl ışıl,
24 saat cıvıl cıvıl…
Pandemi, düşlere de musallat oldu…
24 Saat endişe…
24 saat kaygı,..
Korku günlerini sonlandıracak çalışmalar ise tüm hızıyla devam ediyor.
Umutları yitirmemek gerek.
Tünelin ucu görünecektir sonunda…