Ankara'da yaşayan ve doğuştan çölyak hastası olan Sami Doğu Şimşek, glutenli beslendiği için küçük yaşlardan itibaren karın ağrısı şikayetleriyle çeşitli hastanelere başvurdu ancak herhangi bir tanı konulamadı. 15 yaşında 118 kiloya ulaşan ve 2 yıl önce yine karın ağrısı nedeniyle Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji bölümüne başvuran Şimşek'e burada çölyak tanısı konuldu. Ardından diyete başlayan Şimşek, glutensiz beslenerek 5 ayda 40 kilo verdi ve 78 kiloya indi.
'ÇÖLYAK HASTALIĞI TOPLUMDA 200'DE 1'
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Şamil Hızlı, çölyak hastalığında gelişen antikorların özellikle bağırsaklarda yapısal hasara neden olduğunu belirterek, "Çölyak hastalığı çok sık görülüyor. Ülkemizde bu anlamda hassasiyeti yüksek olan insan yoğunluğu çok fazla. Toplumda 200'de 1 olduğunu söyleyecek olursak örneğin; bir mahallede veya bir sitede en az bir iki tane çölyak hastasının olması beklenir. Ama bizim tanı koyduğumuz, çocuk gastroenteroloji, hepatoloji, beslenme uzmanları olarak takipte olduğumuz hasta sayısı buna oranla çok düşük. Yani tabiri caiz ise buzdağının görünen kısmını biz takip ediyoruz. Kendisinin çölyak olduğunun farkında olmayan çok insanımız var. Çocuklarda belirtileri 'klasik' ve 'klasik olmayan' diye ikiye ayırıyoruz. Özellikle klasik olanlar karın şişliği, ishal, kilo almama, kilo kaybı, bulantı, kusma, karın ağrısı gibi şikayetleri oluyor. Bazen yürüyüş bozuklukları gibi de karşımıza gelebiliyor. Bu şu demek; çölyak hastalığı aslında çok kolay tanı konulabilen ama bir yandan da belirtiler çok farklı hastalıklara benzediği için sinsi bir hastalık diye de söylenebilir. Farklı tablolar oluyor hastalıkta. Farklı tablolar olduğunda hekimin bunu düşünmesi, çölyak antikorlarının istemesi lazım. Biz erkenden tanıyı koyduğumuz zaman çocuğun tüm şikayetleri büyük oranda çözülmüş oluyor. Bu hayat konforunu da arttırıyor. Büyüme, gelişme geriliği varsa bunların düzelmesini sağlıyor. Çocuk bambaşka bir çocuk haline geliyor ki aileler de bundan çok memnun" dedi.
'SIKI BİR DİYET UYGULANMASI GEREKİYOR'
Ardından, bebekliğinden itibaren karın ağrısı yaşayan lise öğrencisi Sami Doğu Şimşek'in hastalık sürecine değinen Prof. Dr. Hızlı, şunları söyledi:
"Karın ağrısı, çocuğun gazına bağlanmış. 6 aylıktan itibaren gaz sorunu olan bir bebek. Burada karın ağrısı, atipik bir çölyak hastalığı belirtisidir. Normalde başka nedenler aranır ama bu hastada bunun aranmış olması gerçekten tanıyı koymak için önemli bir basamaktı. Ama bu tanı düşüncesi 15 yaşında oluştuğu için bir miktar gecikerek tanıyı koymuş oluyoruz. Çölyak hastaları, zayıf çocuklar olarak bilinirler. Ama bu çocukta obezite problemi bile vardı. Yani buna rağmen tekrarlayan, ısrar eden karın ağrısı nedeniyle çölyak antikorları bakıldığında çölyak olduğu öngörüldü. Endoskopide de çıktığı için diyete başlandı. Bu 2 yılda tüm şikayetleri geçmiş durumda. Belirtilerin ortaya çıkması, klasik olarak doktora gitmeleri ortalama 10 yaş civarındadır. Ama bizim yani 14-16 aylıkken dahi tanı koyduğumuz çocuklar var. Burada hekimin farkındalığının yüksek olması, ailenin farkındalığının yüksek olması, yani çevrenin de bunun farkında olması gerekiyor. Bu da erken tanı koymayı ve çocukta büyüme geriliğinin, gelişme geriliğinin erkenden çözülmesini sağlıyor. Tedavide ise glutensiz diyet uyguluyoruz. Sıkı bir diyet uygulanması gerekiyor. Bu konuda ülkemizde Sağlık Bakanlığı'nın da hükümetin de 5 yıllık programları var, destek programları var. Ülkemizde diyet ürünleri her yerde satılmaya başlandı; bu şartlar koşuldu. Bu anlamda çölyak hastalarının hayat konforunun arttırılması için bizler de Sağlık Bakanlığı da aktif çalışıyoruz."
'DİYETE BAŞLAYINCA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİM DE GÜÇLENDİ'
Sami Doğu Şimşek ise, 15 yaşına kadar hiçbir kan testinde durumunun fark edilmediğini belirterek, "İlk başlarda alışmak çok zordu; çünkü 15 yıl boyunca bu hastalıktan habersiz yaşadım. Başlarda hiç yemek yiyemiyordum. Hem korktuğum için hem de glutensiz besinlere ulaşmak zor olduğu için yemekten çok uzaklaştım. Sonrasında işte yavaş yavaş kendimiz de bilinçlendikçe alıştık alternatif yemeklere. Diyete başladıktan sonra sadece kilolarımdan kurtulmadım, bağışıklık sistemim de güçlendi; önceden çok sık hastalanıyordum, şimdi neredeyse hiç hasta olmuyorum. Karın ağrısı gibi şikayetleri olanların vakit kaybetmeden doktora gitmeleri çok önemli, çünkü hastalık ilerledikçe vücudu çok yıpratıyor" dedi.
Ayrıca glutensiz besinlere ulaşmanın zor olduğuna dikkat çeken Şimşek, "Marketlerde glutensiz reyonlar var. Bunların maliyetleri çok fazla. Dışarıda restoranlarda buna ulaşmak çok kolay değil. Glutensiz ürün ürettiğini iddia eden firmalar olsa da tabii ki kendiniz yapmadığınız sürece bilemiyorsunuz, güvenemiyorsunuz. Ben dışarıya çıktığım zaman çok ulaşamıyorum böyle şeylere. Genelde kendi yemeğimi yanımda taşıyorum" diye konuştu.