Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Simten Malhan ve Ankara Şehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur tarafından hazırlanan çalışma, erken evre HER2 pozitif meme kanserinde kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarının klinik, ekonomik ve toplumsal değerini bilimsel verilerle açıklandı.

Ankara'da düzenlenen basın toplantısına Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdür Yardımcısı Uzm. Dr. Hamit Harun Bağcı Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Simten Malhan ve Ankara Şehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur ve çok sayıda kanser derneği katıldı.
Toplantıda erken tanı ve kişiselleştirilmiş tedavi stratejilerinin hem birey hem toplum düzeyinde yarattığı katkılar konuşuldu.



HER 100 KADINDAN 43'ü MEME KANSERİ

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, her 100 bin kadından 43’ü meme kanseri tanısı alıyor.

Erken evrede doğru tedaviye ulaşan hastalarda sağ kalım oranları yükselirken, kadınların iş ve sosyal yaşama daha hızlı dönebildiği, üretkenliklerinin arttığı ve yaşam kalitelerinin belirgin biçimde iyileştiği görülüyor.
Araştırma bulgularına göre, kişiselleştirilmiş tedavi stratejileri sayesinde 2019–2030 döneminde yaklaşık 3 bin 859 kadında metastaz gelişiminin önlenebileceği öngörülüyor.
Bu sonuç yalnızca yaşam süresinin uzaması değil, aynı zamanda kadınların sağlıklı ve üretken yaşam yıllarının artması anlamına geliyor.

Modelleme sonuçlarına göre, 102.183 yaşam yılı, 79.877 kaliteye ayarlanmış yaşam yılı ve 63.294 üretken yaşam yılı kazancı sağlanabiliyor.

Bu tablo, erken tanı ve kişiselleştirilmiş tedavilerin “geri kazanılmış yaşam ve toplumsal katkı” açısından ne kadar güçlü bir etki yarattığını açıkça gösteriyor.


Kişiselleştirilmiş tedaviyle meme kanserinde 10 Yılda 25, 4 Milyar TL tasarruf

Çalışmanın ekonomik analizine göre, meme kanseriyle ilişkili toplam maliyetin yaklaşık yüzde 75’i dolaylı maliyetlerden (iş gücü kaybı, üretkenlik azalması, bakım masrafları vb.) oluşuyor. Erken evrede doğru tedaviye erişimin stratejik önemi burada net şekilde ortaya çıkıyor.

Araştırmaya göre kişiselleştirilmiş tedaviler sayesinde, sağlık sistemi genelinde 10 yılda 25,4 milyar TL doğrudan maliyet tasarrufu, 7,1 milyar TL tutarında dolaylı tasarruf (ulaşım, bakım gibi tıbbi olmayan kalemlerde) sağlanabiliyor.

Bu veriler, erken evre tedavilerin yalnızca hastalara değil, ülke ekonomisine de önemli katkı sunduğunu kanıtlıyor. Raporun makroekonomik bulguları, erken evre tedavilerin etkisinin yalnızca sağlık bütçesiyle sınırlı olmadığını gösteriyor.
Tedavi gören bireylerin iş gücüne daha hızlı dönmesi, üretkenlik kaybının azalması; vergi gelirleri ve sosyal güvenlik primleri açısından da sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor.



Kişiselleştirilmiş Tedaviler Sağlık Sisteminin Geleceğine Yapılan Stratejik Bir Yatırım

Prof. Dr. Simten Malhan erken evre meme kanserinde kişiselleştirilmiş tedavilere yapılan yatırımların , uzun vadede sağlık sisteminin geleceğine yapılan stratejik bir yatırım olduğuna dikkat çekti. Bu tedavilerin metastatik hastalık yükünü azaltarak hem doğrudan sağlık harcamalarını düşürdüğünü hem de dolaylı maliyetlerde belirgin iyileşme sağladığını söyledi. Malhan, 25 milyar TL’yi aşan ekonomik katkının Ar-Ge, inovasyon ve klinik araştırmalar yoluyla sağlık ekosistemini güçlendirecek yeni yatırımlara kaynak oluşturabileceğini de aktardı.


“Kişiselleştirilmiş Tedavi, Kadınlara Daha Uzun ve Kaliteli Yaşam Sunuyor”

Araştırmanın klinik yönünü değerlendiren Prof. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur ise erken tanı ve kişiselleştirilmiş tedavinin hasta yaşamına etkisini dile getirerek “Erken tanı meme kanserinde tedavi başarısının en kritik adımı. Ancak asıl fark, her hastanın tıbbi ve kişisel ihtiyaçlarına göre planlanan kişiselleştirilmiş tedavilerle ortaya çıkıyor. Bu sayede hastalığın metastatik evreye ilerlemesi önlenebiliyor; kadınlar hem daha uzun hem de daha kaliteli bir yaşam sürüyor.
Bu yaklaşım yalnızca klinik sonuçları iyileştirmekle kalmıyor, kadınların günlük yaşamlarını, sosyal rollerini ve üretkenliklerini sürdürebilmelerini de mümkün kılıyor.”


SMS'le fark yaratttık, mobil araç sayısını arttırdık

Halk Sağlığı Genel Müdür Yardımcısı Uzm. Dr. Hamit Harun Bağcı ise son dönemde tarama ve farkındalık çalışmalarını artırdıklarını hatırlatarak, SMS gönderimiyle büyük bir fark elde ettiklerini ifade etti. Bağcı, tarama hizmetinde etkinliğin artırılması için mobil araçların sayısını da artırdıklarını açıkladı. Bu iyileştirmenin 9 aylık dönemde 42 bin şüpheli vakayı bildirme imkanı bulduklarını söyledi.

Erken tanı ve kişiselleştirilmiş tedavi, toplum sağlığının anahtarı

Elde edilen veriler, erken evre HER2+ meme kanserinde kişiselleştirilmiş tedavilerin yalnızca bireysel değil, toplumsal refahı artıran bir sağlık yatırımı olduğunu kanıtlıyor.
Kadınların yaşam kalitesini yükselten, sağlık sistemini sürdürülebilir kılan bu yaklaşım; geleceğin sağlık politikalarında da önemli bir yön gösterici olarak öne çıkıyor.

Muhabir: Nursel Dilek Manavbaşı