Önceki yazımızda sosyalizmin temel amacı' olan 'sınıfsız ve sömürüsüz bir toplum' oluşturma amacının, mevcut koşullar göz önüne alındığında, bugüne kadar olduğu gibi içinde bulunduğumuz yüzyılda da hayal olarak kalacağı öngörüsünde bulunmuş ve şu soruyu sormuştuk:
'Bu hayal, bambaşka bir yoldan gerçekleşebilir mi?.. Akıllı bilgisayarların insan zihninin yerini almaya ve 'digital devrim'in eskisinden farklı özellikler taşıyan emekçi sınıflar doğurmaya başladığı bu yüzyıl 'yeni bir dünya'nın yaratılmasına yol açabilir mi?'
***
'Digital devrim'in emekçi sınıfları ortadan kaldırmadığı ancak onları belirli bir dönüşüm süreci içine soktuğu açıkça gözlenen bir olgudur...
Aslında emekçi sınıfların içinde bulunduğu koşulların yalnız kapitalizmde değil tüm toplumsal biçimlenmelerde sürekli bir değişim içinde olduğu da doğrudur...
Örneğin 'feodal' olarak tanımlanan tüm toplumlarda 'köylü' nüfus belirli bir kişisel bağımlılık içinde bulunmuş ve artı-emek ürününü 'rant' biçiminde toprağı elinde bulunduran kişi ya da kuruma aktarmış olmasına karşın, bu bağımlılığın ve rantın biçimi bir çok toplumda farklı özellikler kazanmış ve bu özellikler zamanla değişime uğramıştır.
***
Kapitalist toplumun özünü belirleyen olgu ise işçinin sahip olduğu işgücünü ekonomik olarak, yani bir iş sözleşmesi ile sermaye sahibine belirli bir süreliğine 'kiralamasıdır'.
Sermaye sahibi, ister bir kişi ister bir kurum olsun, bu süre içinde kendi sağladığı iş araçlarıyla işçiyi çalıştırmakta ve onun işgücünün yarattığı ürünün belirli bir bölümünü kendine mal etmektedir...
Bu artı-emek ürünü daha sonra piyasa aracılığıyla 'meta'ya dönüştürülmekte ve 'kar' elde edilmektedir.
***
Kategorik olarak baktığımızda 'sosyalizm', bu sürecin ortadan kaldırılmasını ve emeğin ürününün ilk aşamada 'eşit haklar' daha sonraki aşamalarda ise 'ihtiyaçlar' göz önüne alınarak paylaştırılmasını öngören bir sistemdir...
Yirminci yüzyılda bir çok sosyalist ülke kurulmasına karşın sosyalizmin gerçekleştirilemediğini söylememizin nedeni de budur...
Çünkü sosyalist olduğunu söyelyen ülkelerin tümünde 'piyasa' ve 'değer kanunu' gibi kapitalizmin temel mekanizma ve yasaları bir şekilde varlığını sürdürmüştür.
***
Geçtiğimiz yüzyılda bazı sosyalist ülkelerde 'serbest piyasa'nın ve özel sermaye sınıfının ortadan kaldırıldığı doğrudur... Ancak bu olay, çeşitli somut emek süreçlerinin fiilen yine piyasa aracılığıyla eşitlenebildiği gerçeğini ortadan kaldırmamış, bu 'kapalı piyasa' çoğu zaman 'sosyalist piyasa ekonomisi' olarak adlandırılmıştır...
Bu tür ekonomilerde özel sermaye sınıfı olmadığı için bürokrasi bir sınıfa dönüşmüş, bu 'yeni sınıf' artı-emek ürününden kendine düşen payı giderek artıracak biçimde belirlemiş ve sonunda devirdiği burjuvazinin yerine geçmiştir...
Sovyetler Birliği örneğinde sosyalizmin bizzat 'sosyalist bürokratlar' eliyle ortadan kaldırılmış olmasının altında bu gerçek yatmaktadır.
***
Buradan 'digital devrim'e ve bu devrimin gerek kapitalist sistem gerekse onun içinde hareket eden emekçi sınıflar açısından yaratacağı muhtemel değişimlere gelirsek...
Tüm istatistikler 'gelişmiş' kapitalist ülkelerde nüfusun geneli içinde 'eski tip' sanayi işçileri oranının azaldığını, buna karşılık bilgisayarlar ve robotların çalışma süreci içindeki rollerinin arttığını göstermektedir...
Benzer bir değişim, küçük işletme sahipleri, hizmet sektöründe çalışan kesim ve bürokrasi açısından da yaşanmaktadır.
***
Bunun sonucunda tüm bu alanlarda daha fazla insan eski çalışma koşullarının dışına atılmakta ve geçimini temin etmek için bir şekilde üretim sürecine katılmak zorunda kalmaktadır...
Ne var ki, bir yandan da üretim sürecinde insan emeğine duyulan ihtiyaç azalmakta, 'canlı işgücünün yerini bilgisayar ve robotlar almaktadır...
Bu durum, işsizliği yaygınlaştırmakta ve büyük bölümü asalaklaşmış toplumlar ortaya çıkarmaktadır.
(Devam edecek)