9 Ekim günü yayınlanan 'Trump ne yapmak istiyor?' başlıklı yazımızda ABD Başkanı'nın aralarında Türkiye'ye karşı küstahça tehditler de bulunan ancak içerisinde ciddi çelişkiler de barındıran tweet mesajlarının 'şifresini' çözmeye çalışmıştık...

O yazının yayınlandığı gün Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde bir güvenli bölge oluşturmak amacıyla planladığı harekat başlatıldı...

Elbette Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde PKK ile bağlantılı PYD tarafından ABD'ye bağlı kukla bir yönetim oluşturulmasına tepkisiz kalamazdı...

Ancak bu tepkinin yeri, zamanı ve şekli bir şekilde tartışılacaktır...

Bu tartışmaların temelinde de belirlenen amaca ne ölçüde ulaşılabildiği konusu yer alacaktır.

***

Belirlenen amaç, Türkiye'nin resmi açıklamalarında defalarca belirttiği gibi Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı temelinde terör odaklarına karşı mücadeledir...

Harekatın başarısı hiç kuşkusuz bu hedefe bağlı kalmaktan geçmektedir...

Ve başarıda, askeri güç kadar sağlanacak uluslararası destek de önemli bir rol oynayacaktır.

***

Bu noktada, 'stratejik müttefikimiz' ABD başta olmak üzere dünyada etkin olan güçlerin tutumları önem kazanmaktadır...

O nedenle yazımızın başlığında yer alan 'Trump ne yapmak istiyor?' sorusunun cevabını aramak gelinen noktada da önemini korumaktadır...

Biz de yazımızı bu soruya cevap arayarak sürdüreceğiz.

***

Trump'ın harekat öncesi mesajları biliniyor...

Bu mesajların en önemli olanı Türkiye'nin 'Suriye'nin kuzeyinde sınırları aşan bir şey yapması halinde, Türkiye ekonomisini tamamen yok edip ortadan kaldıracağı' tehdidini içeren mesajdı...

Ancak harekatın başlamasından saatler önce atılan bir mesaj da önem taşımaktaydı... Trump, o mesajda Türkiye'nin operasyon yapacağı bölgede bulunan 50 ABD askerinin geri çekildiğini ve Avrupa ülkelerinden gelip Suriye'nin kuzeyinde halen PYD yönetimindeki bölgelerde bulunan IŞİD'li tutsakları Türkiye'nin devralması gerektiğini ilan etmişti...

Operasyonun başlatılmasının hemen ardından attığı bir başka tweet mesajında ise çok farklı bir tavır takınarak, 'Bu sabah NATO üyesi Türkiye Suriye'yi işgal etti. ABD bu saldırıya onay vermemektedir.' ifadesini kullandı.

***

Dikkat edilirse, operasyon sonrasında verilen mesaj, öncekilerin tersine kategorik bir karşı çıkış içeriyor...

Mesajda, Türkiye'nin NATO üyesi olduğu belirtildikten sonra harekat teröre karşı bir operasyon olarak değil 'Suriye'yi işgal' hareketi olarak tanımlanıyor...

Burada söylenen şey, önümüzdeki günlerde ABD ve NATO'nun Türkiye'nin yanında değil karşısında yer alacağıdır...

Nitekim, bu çıkışın hemen ardından, ABD Temsilciler Meclisi'ne Türkiye'ye yaptırım uygulanması için bir tasarı sunulmuş, Avrupa Birliği (AB) üyesi 28 ülke yazılı bir açıklama yapmış ve Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde yürüttüğü operasyona son verilmesi çağrısında bulunmuştur... Açıklamada, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda kurmayı planladığı güvenli bölge konusunda 'AB yerel halkın haklarının görmezden gelindiği bölgelerde istikrar ve kalkınma yardımı sağlamayacak' ifadesi yer almıştır.

***

Oysa, Trump'ın harekat öncesi verdiği mesajlar, içeriklerindeki küstah ifadelere karşın operasyon konusunda bir anlaşma sağlandığı düşüncesini uyandırıyordu...

Öyle olmasa, ekonomiyi yıkma konusundaki tehdit, Türkiye'nin 'Suriye'nin kuzeyinde sınırları aşan bir şey yapması' koşuluna dayandırılmaz...

Türkiye'nin operasyon yapacağı bölgede bulunan 50 ABD askerinin geri çekildiği ve Avrupa ülkelerinden gelip Suriye'nin kuzeyinde halen PYD yönetimindeki bölgelerde bulunan IŞİD'li tutsakları Türkiye'nin devralması gerektiği ilan edilmezdi.

***

Bu çelişkili mesajlar, ya Trump'ın kendisinin çok zor durumda olduğunu...

Ya da operasyon öncesinde bir takım koşullar ileri sürerek (bunlar operasyon alanlarının sınırlı tutulması ve IŞİD'li tutsakların devralınması gibi koşullar olabilir) Türkiye'ye 'yeşil ışık' yaktığını, ancak operasyonun başlamasının ardından 'koşulsuz ret' tavrını benimseyerek müttefikini zor durumda bıraktığını düşündürüyor...

Eğer bu düşünce doğruysa, Trump'ın tavrı ancak 'tuzak kurmak' olarak tanımlanabilir.

(Devam edecek)