Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Hasgür, Erzincan’nın İliç ilçesinde bulunan altın madeni bölgesinde meydana gelen toprak kaymasının yaratabileceği sonuçları değerlendirdi. Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın doğudaki birleşim noktasının (Karlıova) olayın olduğu yerin üstünde bir yerde olduğunu belirten Hasgür, heyelan felaketinin depremi tetikleyebileceğini belirtti. Hasgür, “Dolayısıyla bu yumuşatan siyanürlü madde çok derin kısımlara iniyor. Kimyasal değişimlerle alttaki zeminler kirli bir vaziyete dönüşüyor ve kir üzerinde kayma durumları olabilir. Böyle bir durum, insan eliyle yapılan bir tetikleme oluyor” dedi.

‘İNSAN ELİYLE DEPREM’

Açıklamasında İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma sinir gazlarının Amerika'da yok edilmek istendiğini anımsatan Hasgür, bu durumun “insan eliyle deprem” ürettiğine dikkati çekerek şunları söyledi:

“Bu sinir gazları Nevada Çölü'nde 2 bin metre derinliğe enjekte ediliyor. Bu işlemden sonra 5 büyüklüğüne varan depremler oluyor. Buna önce jeologlar itiraz etmişler. Fakat bu denemelerle depremin tetiklendiği ortaya çıkmıştır. Yani buna insan eliyle depremler denir.”

Hasgür, “Zaten depreme hazır bölgelerde depremi daha da öne çekebilir. Büyük barajlar var. Baraj gövdelerinin altına doğru girerse çok daha tehlikeli olur. Baraj gövdelerine de zarar verebilir” diye konuştu.

MADEN KAPANSA BİLE ETKİLERİ SÜRÜYOR

Öte yandan Balıkesir’in Balya ilçesinde 1930’lu yıllara kadar çinko ve kurşun çıkarıldığını anımsatan Hasgür, ilçe nüfusunun 15 binden 13 binlere düştüğü bilgisinin paylaştı. Hasgür, “Fransızların işlettiği bu maden kapitülasyonların kaldırılmasından sonra kapandı ancak insanlar çevre felaketinin etkilerini yaşadılar. Yediklerini ve içtiklerini bilmeden zehirlendiler” dedi.

Maden çıkarma konusunda kurallara dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Hasgür, aksi durumda insan sağlığı açısından sorunların ortaya çıktığını, çünkü solunan havanın vücutta kansere dönüşebildiği uyarısında bulunarak sözlerini tamamladı. 

Kaynak: İrem AKBAY