Yaygın bir deyimdir;

''Bir kulağından girip, öbür kulağından çıkmak.''

Çoğunlukla gençlik yıllarının haytalık dönemlerinde edinilen ve yaşamın ileriki evrelerinde de zaman zaman kendini gösteren bir olumsuzluk…

Sınavda kırık not alan öğrencinin öğretmenden sıklıkla dinlediği azar gibi:

''Herhalde senin bir kulağından girip öbür kulağından çıkıyor. Derslerde beni dinlemediğin belli''

Dumanı üstünde bir örnek daha:

''Maske konusunda yapılan onca uyarılar, kimilerinin bir kulağından girip, öbür kulağından çıkıyor.''

Sorun, insanın insanların geleceği için ne kadar önemli olursa olsun, aynı aymazlık ''suyun tasarruflu kullanımı'' konusunda da kendini gösteriyor…

Hem de yaygın biçimde…

Onca programlar,

Onca uyarılar,

Onca dil dökmeler kar etmiyor.

Bir kulaktan girip, öteki kulaktan çıkıyor…

İşte, bu ''tehlikeli gidişi'' durdurmak, gelecek dönemlerde telafisi mümkün olmayan olumsuzluklarla karşı karşıya kalmamak için çeşitli etkinlikler düzenleniyor.

Ankara Kent Konseyi (AKK) tarafından geçen ay düzenlenen ''Suya Saygı Buluşması'' söz konusu tehlikeyi tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermesi bakımından büyük önem taşıyor.

AKK Yürütme Kurulu Başkanı Halil İbrahim Yılmaz'ın etkinlikte yaptığı konuşma, tehlikenin boyutlarını gözler önüne seriyor:

''Su zengini bir ülkeyiz sanılıyor ama gerçeklerin öyle olmadığına tanık oluyoruz. Örneğin Covid 19'un alışkanlıklarımızı nasıl değiştirdiğini hepimiz görüyoruz. Büyük bir bedel ödemeden su tüketimi konusunda da alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz.''

Suriye'de yaşanan iç çatışmada suyun etkisinin büyüklüğünü herkesin hatırlaması gerektiğinin belirten Yılmaz, 2050 yılında 200 milyon insanın iklim mültecisi olacağını belirterek, karşılaşılacak tabloyu ''Suyun olmadığı yerde yurt olmuyor'' sözleriyle özetliyor.

Yılmaz, önlem alınmaması durumunda 20 yıl sonra Eymir ve Mogan göllerinde felaketle karşı karşıya kalınabileceğine de dikkat çekiyor.

ASKİ Baraj İşletme ve Makine İkmal Dairesi Başkanı İlker Arslan da iklim değişikliği ile birlikte ortaya çıkan su kıtlığı sorunun büyük risk oluşturduğuna işaret ederek, yaşamsal bir uyarıda bulunuyor:

'' Ankara'nın en büyük su kaynağı doğaya uyumlu ve suya saygılı insanlardır. 'İhtiyacın olandan fazlasını tüketme' sloganını hayatımıza mihenk taşı yapmalıyız.''

Konu önemli...

Suda tasarruf kaçınılmaz bir zorunluluk…

Uyarılar ciddiye alınmalı…

Her birey sorumluluğun bilincinde olmalı.

Söylenenler, bir kulaktan girip, ötekinden çıkmamalı...