Bir meraktır almış başını gidiyor…
Ankara’da kim kazanır?
Mansur Yavaş mı?
Turgut Altınok mu?
İki adaya eşit şans tanıyanlar da var,
‘’Açık ara Yavaş’’ diyenler de…
Seçmen ziyaretlerindeki kalabalıklara dikkat çekerek, Altınok için, ‘’burun fakıyla alır’’ diyenlerin sayısı da az değil. İbre şimdilik Yavaş’tan yana görünse de, sonuç hakkında tahminde bulunmak yanıltıcı olabilir…
Her iki adayın da hizmet anlamında geçmişleri malum.
O nedenle, şimdiden hüküm vermek yanıltıcı olabilir.
Yavaş da kazansa, Altınok da kazansa sonucu sürpriz olarak değerlendirmemek gerek.
Sandık sonuçları belli olduktan sonra ben biliyordum böyle olacağını’’ diye ağız değiştirenler de olacaktır…
‘’Biliyordun da, niye aksini iddia ettin son güne kadar’’ sıkıştırmalarına karşı da elbet, geçerli bir mazeret ortaya koyacaklardır.
Geçmişte, sandık sonuçlarıyla ilgili benzer ilginçliklere sıkça rastlanmıştır.
Örneğin 100 kişinin oy kullandığı sandıkta oy kullananların hemen tamamına yakını, ‘’A’’ partisinin adayına oy verdiğini söylemiş, ancak sayım sonunda ‘’B’’ partisinin adayının daha çok oy aldığı görülmüştür.
Kimi ‘’şaibe’’ den söz eder, kimi ‘’sürprizden’’ dem vurur…
Kimi de seçmenin samimiyetsizliğinde arar nedeni.
Şimdi geçmişi bırakıp, geleceğe odaklanma zamanı…
Hilesiz, hurdasız bir seçim dileyelim, ‘’hak eden kazansın’’ diyerek bir fıkrayla gerilimi def etmeye çalışalım:
Temel ve Dursun birlikte sinemaya giderler. Filmin bir sahnesinde at yarışları vardır. Temel, Dursun’un kulağına, ‘’Var mısın iddiaya. 5 numara kazanır’’ der.
50 lira iddiasına girerler.
Yarış tamamlanır, 5 numaralı at sonuncu olur.
Temel, cüzdanından çıkardığı 50 lirayı Dursun’a uzatırken, ‘’Ben bu filmi daha önce de izledim. 5 numaralı atın kaybedeceğini biliyordum’’ der.
Dursun şaşkın bir ifadeyle, ‘’Madem biliyordun da ne diye (5 numaralı at kazanır) diye iddiaya girdin? Sorusunu yöneltince, Temel yanıt verir:
-‘’Sürpriz aradım.’’