Bakanlığın bazı kentlerde sokaklara teraziler kurarak insanları tartması, bilgilendirmesi ve diyetisyenlere yönlendirmesi uygulaması hakkında konuşan Esen, şu açıklamalarda bulundu: “Sağlıklı bir vücut ağırlığı, elbette bireyin sağlığı kadar kamunun sağlık harcamalarını azaltmak açısından da önemlidir. Fakat sağlığın temeli, ölçülen kiloda değil, ulaşılamayan sofralarda yatıyor. Bugün Türkiye’de insanlar peynir alamıyor, süt alamıyor, çocuklar her gün et değil, sadece ekmek görüyor. Şimdi söyleyin bana: bu insanlara ideal kilosunu nasıl anlatacaksınız?”

Veriler yoksulluğun tabakta göründüğünü söylüyor

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2023 Türkiye Çocuk Araştırması verileri, çocukların beslenme durumunun ne kadar çarpıcı olduğunu gözler önüne seriyor.

Her gün meyve tüketebilen çocukların oranı yalnızca %50,5,

Her gün sebze tüketebilenlerin oranı %33, Her gün et, tavuk veya balık tüketebilenlerin oranı ise sadece %12,7. Elif Esen bu durumu şöyle yorumladı: "Bu ülkede her gün düzenli protein alabilen çocukların oranı %12,7. Siz şimdi bu %12 dışındaki çocuklara kalori hesabı mı yapacaksınız? Bebeklerine süt alamadığı için şekerli su veren annelerin olduğu bir ülkede tartı kurmak, gerçeklerden değil, propagandadan beslenmektir.”
Açlık Sınırı, İdeal Kilo Rehberinden Daha Gerçek

Nisan 2025 verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 24.035 TL’ye yükseldiğini belirten Esen, “İnsanlara kilo vermeyi değil, doymayı vaat edin. Yoksulluğun bu kadar derinleştiği bir tabloda, insanların diyet listelerine uyabileceğini mi düşünüyorsunuz? İnsanlar karbonhidratla karınlarını doyurmak zorunda kaldıkları için daha fazla kilo alıyor. Gerçek şu: Sağlık Bakanlığı, açlığa değil, kiloya savaş açmış durumda” dedi.

Okulda yemek yoksa, tartının anlamı ne?

Milli Eğitim Bakanı’nın verilerine göre 2023-2024 eğitim öğretim yılında yalnızca 1 milyon 29 bin 250 öğrenciye ücretsiz öğle yemeği verildi. Türkiye’de 18 milyona yakın öğrenci olduğu düşünülürse bu oran, sistemin ne denli yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. Derin Yoksulluk Ağı’nın araştırması ise daha da çarpıcı: Öğrencilerin %47,3’ü kantinden hiç alışveriş yapamıyor. %40,2’si haftada sadece bir kez alışveriş yapabiliyor. Sadece %32’sinin düzenli beslenme çantası var.
Esen, uluslararası örnekleri hatırlatarak Dünya Okul Yemekleri Koalisyonuna katılmanın önemine değindi:“OECD ülkelerinde çocuklara her gün bir öğün okul yemeği verilirken, biz çocukları aç bırakıyoruz, sonra onları sağlıklı yaşama teşvik ediyoruz. Bu tablo, yoksulluğun üzerini sağlık kampanyalarıyla örtme çabasıdır.”

DEVA’dan Çözüm: Ulusal Okul Yemeği Programı

Elif Esen, DEVA Partisi’nin önerisini yineledi:“Tüm çocuklara her gün bir öğün ücretsiz, sağlıklı ve sıcak yemek verilmelidir. Bu, hem sağlığın temeli hem de eşitliğin zemini olacaktır. Sağlık Bakanlığına çağrımız açık: Tartı değil, tabak koyun. Diyetisyen değil, aşçı gönderin. En büyük koruyucu sağlık hizmeti, yoksulluğu azaltmaktır.”

Muhabir: Nursel DİLEK MANAVBAŞI