Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun 2010 yılından bu yana Türkiye çalışmalarını üstlendiği CDP’nin “Türkiye 2024 İklim Değişikliği ve Doğa Raporu” sonuçlarına göre Türkiye’den raporlama yapan şirket sayısı iklim değişikliği tema alanında yüzde 21, su güvenliğinde yüzde 65 ve ormansızlaşmada ise yüzde 220 oranında arttı. Raporda “Ancak bu ilerleme diğer raporlama temalarıyla orantısız bir şekilde, büyük ölçüde iklim değişikliği konularında yoğunlaşmış durumda. Su güvenliği alanında orta düzeyde kurumsal olgunluk gözlemlenirken, ormansızlaşma, plastikler ve biyoçeşitlilik gibi diğer çevresel temalarda bu düzey oldukça düşük kalıyor. Şirketlerin raporlamada dengeyi sağlayabilmeleri için doğa temelli konuları yönetişim, strateji ve performans ölçüm sistemlerine daha güçlü biçimde entegre etmeleri gerekiyor” tespiti yer aldı.
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun 2010 yılından bu yana Türkiye çalışmalarını üstlendiği CDP’nin “Türkiye 2024 İklim Değişikliği ve Doğa Raporu” sonuçları ve lider şirketler, “CDP Türkiye 15. İklim Değişikliği & Doğa Konferansı: 2024 Sonuçları ve Ödül Töreni” ile açıklandı.
CDP, bu yıl dünya genelinde 23 bine yakın şirketi derecelendirdi; bu şirketlerin yalnızca yüzde 2’si en yüksek derecelendirme notu olan “A” notunu aldı. Türkiye’den 28 şirket, CDP’nin Küresel A Listesi’ne girerek bu lider gruba dahil oldu.
CDP aracılığıyla dünya genelinde yaklaşık 25 bin şirket çevresel verilerini raporlarken, Türkiye’den 138 şirket raporlama yaptı. Bir önceki yıla kıyasla, Türkiye’den raporlama yapan şirket sayısı iklim değişikliği tema alanında yüzde 21, su güvenliğinde yüzde 65 ve ormansızlaşmada ise yüzde 220 oranında arttı.
CDP’de yeni dönem ve artan raporlama
2024’te CDP, İklim Değişikliği, Ormansızlaşma ve Su Güvenliği soru setlerini tek ve entegre bir Kurumsal Soru Seti altında birleştirerek raporlama yapısını köklü biçimde dönüştürdü. Plastikler ve biyoçeşitlilik ilk kez bağımsız tema alanları olarak ele alınırken, küçük ölçekli işletmelere yönelik yeni bir özel KOBİ Soru Seti de raporlama sürecine dahil edildi. CDP aracılığı ile dünya genelinde yaklaşık 25.000 şirket çevresel verilerini açıklarken, Türkiye’den 138 şirket raporlama yaptı. Bir önceki yıla kıyasla, Türkiye’de raporlama yapan şirket sayısı iklim değişikliği tema alanında %21, su güvenliği alanında %65 ve ormansızlaşma alanında ise dikkat çekici şekilde %220 arttı.
CDP Türkiye 2024 İklim Değişikliği ve Doğa Raporu’na göre; Türkiye’den CDP’ye raporlama yapan şirketlerin büyük çoğunluğu, çevresel risk ve fırsatları, üst düzey yönetişim ve stratejik karar alma süreçlerine entegre ediyor. Ancak bu ilerleme diğer raporlama temalarıyla orantısız bir şekilde, büyük ölçüde iklim değişikliği konularında yoğunlaşmış durumda. Su güvenliği alanında orta düzeyde kurumsal olgunluk gözlemlenirken, ormansızlaşma, plastikler ve biyoçeşitlilik gibi diğer çevresel temalarda bu düzey oldukça düşük kalıyor. Şirketlerin raporlamada dengeyi sağlayabilmeleri için doğa temelli konuları yönetişim, strateji ve performans ölçüm sistemlerine daha güçlü biçimde entegre etmeleri gerekiyor.
Şirketlerin tamamına yakını iklim değişikliği konusunda sorumluluk alıyor
Rapora göre; şirketlerin yüzde 98’i iklim değişikliği konusunda yönetim kurulu düzeyinde sorumluluk alırken, yüzde 93’ü yönetim kurullarının iklim yetkinliğine sahip olduğunu belirtti. Ayrıca şirketlerin yüzde 78’i üst düzey yöneticilerin ücretlendirmesini iklim hedeflerinin başarısına bağladıklarını raporladı. Buna karşın, doğa temelli konular, kurumsal yönetişim yapıları ve teşvik sistemlerinde yeterince yer bulamıyor.
Şirketlerin yüzde 82’si suyla ilgili özel hedefler belirledi
2024 yılında Türkiye’deki şirketler arasında su risklerine yönelik farkındalık ve yönetim kapasitesi belirgin şekilde arttı. CDP’ye su güvenliği teması kapsamında raporlama yapan şirket sayısı bir yıl içinde yüzde 65 artış gösterdi. Raporlamalara bakıldığında su stresi kaynaklı sistemik risklerin oldukça yaygın olduğu görüldü. Şirketlerin yüzde 66’sı suyu stres altında olan havzalardan çektiğini belirtirken, tesislerin yüzde 72’si doğrudan bu yüksek riskli bölgelerde yer alıyor.
Geri dönüşüm, yeniden kullanım ve döngüsel ürün tasarımı sınırlı düzeyde
2024 yılı itibarıyla Türkiye’den raporlama yapan şirketlerin plastik kullanımını tedarik zinciri genelinde haritalamaya başladığı ve bu alanda hedefler belirlediği görülüyor. Ancak geri dönüşüm, yeniden kullanım ve döngüsel ürün tasarımı gibi uygulamalar oldukça sınırlı düzeyde. Şirketlerin yüzde 40’ının, plastik ham madde kullanımını azaltmaya ve geri dönüştürülebilirliği artırmaya yönelik hedefleri var. Yüzde 47’si ise plastik kullanımını operasyonları ve tedarik zinciri genelinde haritalamış durumda. Rapora göre şirketlerin yalnızca yüzde 30’u ormansızlaşmayı önleme hedefine sahip. Yüzde 70’i tedarik zincirinde izlenebilirlik sistemi kurarken, sadece yüzde 10’u temin ettikleri ürünlerin gerçekten bu kriterlere uygun olup olmadığını aktif olarak izlediğini raporladı.
Şirketler gelecekteki düzenlemelere hazırlık konusunda adımlar atıyor
Türkiye’den raporlama yapan şirketlerin yüzde 92’si, değer zincirlerini tamamen haritalandırmış ya da bu süreci başlatmış durumda. Şirketlerin neredeyse tamamı (yüzde 98) çevresel bağımlılıkları, etkileri, riskleri ve fırsatları belirlemek ve yönetmek için sistematik süreçler uyguladıklarını bildiriyor. Şirketlerin yüzde 80’i iklim değişikliği için, yüzde 55’i ise su güvenliği için senaryo analizlerini kullanıyor. Bu oran ormansızlaşma için yalnızca yüzde 2 seviyesinde. Şirketlerin yüzde 59’u önümüzdeki üç yıl içinde karbon fiyatlandırma sistemleri kapsamına girmeyi bekliyor. Yüzde 44’ü ise iklim geçiş stratejilerine paralel olarak yatırım, harcama ve gelir planlamalarını şimdiden dönüştürmüş durumda.