Türk Veteriner Hekimler Birliği Başkanı Ali Eroğlu, 25 Eylül Dünya Kuduz Günü nedeniyle çeşitli değerlendirmelerde bulundu. Eroğlu, 'Halk sağlığı açısından büyük önem taşıyan kuduz, insan, evcil ve vahşi hayvanlarda görülen hayvanlardan insanlara geçen (zoonoz), viral öldürücü bir hastalıktır. Tilki, kurt, çakal gibi yabani memeliler ve köpek, kedi, inek, koyun, keçi gibi evcil hayvanlardan insana ısırık, salya ve tırmalama gibi yollarla bulaşabilmektedir.' diye konuştu. Eroğlu, 'Dünya Kuduz Günü, kuduz hastalığının ne olduğu ve hastalıkla nasıl mücadele edileceği konusunda farkındalığı arttırmak amacıyla düzenlenen, yüzbinlerce insanın bir araya geldiği bir gün olup, dünyanın birçok yerinde kuduz kontrol programlarının bir parçasıdır. Dünya Kuduz Günü için her yıl farklı bir tema seçilmektedir. Bu yılın teması: 'Kuduza Son Ver: İşbirliği Yap, Aşılat' diye konuştu. Kuduzun nasıl bir hastalık olduğunu anlatan Eroğlu şunları söyledi: 'Kuduzun, özellikle sınır tanımayan bir hastalık olduğunu akılda tutarak ortadan kaldırılması için uluslararası, ulusal ve yerel düzeylerde iş birliğine devam edilmesi gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütüne göre, kuduz hastalığı dünyanın en ölümcül bulaşıcı hastalıklarından biri olarak kabul edilmekte olup, kuduz hastalığı nedeni ile her 9 dakikada 1 kişi ve her gün 160 kişi, yüzde 40'ı çocuk olmak üzere yılda yaklaşık olarak 59 bin kişi hayatını kaybetmektedir. Kuduzla Mücadele Küresel Birliği (GARC) tarafından, kuduzun neden olduğu küresel ekonomik yükün her yıl 8,6 milyar dolar, Dünya çapında her yıl yaklaşık olarak 9 ila 12 milyon kişinin kuduza karşı korunma ve tedavisinin toplam maliyetinin yaklaşık 2.1 milyar dolar olduğu rapor edilmektedir. GARC'a göre, 'Dünyadaki köpek popülasyonunun en az yüzde 70'inin aşılanmasıyla insanlarda kuduz hastalığına bağlı ölümler ortadan kaldırılabilir.'

KUDUZ OLAN HAYVANLARIN YÜZDE 90'I EVCİL

Eroğlu daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü: 'Ülkemizde son 20 yıl değerlendirildiğinde kuduz olan hayvanların yüzde 90.17'sinin evcil hayvanlar olduğu ve ilk sırayı yüzde 43.62 ile köpeklerin aldığı görülmektedir. Bu vakalar coğrafik olarak, Ege, Marmara, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde daha çok görülmektedir. 2014 yılı itibariyle İç Anadolu Bölgesinde de vakalar görülmeye başlanmıştır. Ülkemizde, geçmişte ağırlıklı olarak köpekler aracılığıyla yayılan hastalık, son yıllarda değişim göstermiştir. Hastalık, sokak köpeklerinden tilkilere, yani yaban hayatına, bunun yanı sıra yabani hayvanların saldırıları ile meralarda çiftlik hayvanlarına bulaşmaktadır. Sahipli hayvanlar, sahipsiz hayvanlar ve yabani hayvanların eş zamanlı bağışıklığı sağlanamadığından, hastalık bu gruplar arasında hayatiyetini devam ettirmekte ve yok edilememektedir. Bunun doğal sonucu olarak Ülkemizde her yıl yaklaşık olarak 250 bin kuduz riskli temas bildirimi yapılmaktadır.' Kuduzun ölümcül bir hastalık olduğunu aktaran Eroğlu şu ifadelerde bulundu: 'Ölümcül hastalığı önlemek ve en nihayetinde hayvan sağlığını ve halk sağlığını korumak amacıyla, toplumsal farkındalığın arttırılması, sahipli hayvanların her yıl kuduz aşılarının yaptırılması, takip edilmesi ve kayıt altına alınması, sahipsiz hayvanların yerel yönetimlerce toplanılarak kısırlaştırma, aşılama, kimliklendirme işlemlerinin aksamadan yürütül- mesi, hastalığın tespit edildiği bölgelerde yaban hayatına yönelik oral aşılama çalışmalarının ara verilmeden uygulanması yani evcil hayvanların, vahşi hayatın ve çiftlik hayvanlarının eş zamanlı aşılanmasını birleştiren bütüncül bir yaklaşımın uygulamaya konulması gerekmektedir. Korunma tedaviden daha etkili ve daha ekonomiktir yaklaşımının bir mecburiyet haline geldiğini dikkate alarak, yerel, ulusal ve evrensel anlamda insanların, hayvanların ve çevrenin tam sağlığa ulaştırılması için başta beşeri hekimler ve veteriner hekimler olmak üzere farklı disiplinlerin birlikte çalışması ve işbirliğini ifade eden tek sağlık kavramının, ülkemizde de, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi işlevsel yapılarının tanımlanması ve biran önce uygulamaya konulması gerek- mektedir.' Eroğlu, acilen yapılması gerekenlere dikkat çekerek, 'Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak bir kez daha belirtmek isteriz ki, Zoonotik Hastalıklar ile mücadelede başarı, tek sağlık yaklaşımı ve uygulaması ile mümkün olacaktır. Acilen yapılması gereken; Kamu yapılanmasında, uluslararası yasalara ve kabullere uygun etkin, motivasyonu yüksek, yetki ve sorumluluk kargaşası yaşanmayan, çözüm odaklı, merkezden taşraya emir komuta zinciri içinde çalışan bütüncül bir yapılanmanın, Tarım ve Orman Bakanlığında Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü, ayrıca Sağlık Bakanlığında Veteriner Halk Sağılığı Genel Müdürlüğü'nün tesis edilmesidir.' değerlendirmelerinde bulundu.

Editör: Haber Merkezi