Bir önceki yazımızı sonlandırırken Ağustos ayına gelindiğinde vaka sayısına ilişkin 'sahadan' gelen bilgilerle Bakanlık'tan verilen rakamlar arasındaki çelişki konusundaki tartışmanın iyice alevlendiğini belirtmiş...
İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın belediyelerdeki ölüm belgelerine dayanarak verilen rakamlara itirazlarını aktarmıştık...
Rakamlara duyulan güvensizlik giderek Türk Tabipler Birliği ve CHP'li belediye başkanlarının açıklamaları ile sınırlı olmaktan çıkmış ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı kurumlardan salgını bizzat yaşayan sıradan vatandaşlara kadar toplumun her kesimi içinde yaygınlaşmış bulunuyor.
***
Geçtiğimiz günlerde Milliyet gazetesinde yayınlanan Aykut Yılmaz imzalı bir haberde, Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün koronavirüs teşhisi için kullanılan PCR testini yapan kuruluşlara gönderdiği uyarı yazısı vardı. Yazıda, bazı kuruluşların test sonuçlarını sisteme kaydetmediğini bu yüzden pozitif çıkan hastaların tespit ve tedavisinde aksaklık yaşandığı belirtiliyordu...
Öte yandan Metropoll Araştırma şirketinin sosyal medya hesabı Twitter üzerinden yaptığı son araştırmanın sonuçları da verilen rakamlar konusundaki inancın toplum içinde giderek zayıfladığını ortaya koyuyordu... Araştırmada, 'Hükümetin koronavirüs vaka sayılarıyla ilgili açıklamarında şeffaf davrandığını ve gerçekleri açıkladığını düşünüyormusunuz?' sorusuna verilen cevapların yüzde 60'ı olumsuzdu...
Tüm bunlar, salgının kontrolü konusunda yaz aylarında yapılan iyimser açıklamalara ve 'yeni normale dönüş' mesajlarına karşın salgının yayılmasına ara vermeden devam ettiğini gösteriyordu... Öyle ki bizzat Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bile, bir hafta önce mevcut durumu tanımlarken kullandığı 'birinci dalganın ikinci pikini yaşıyoruz' sözleriyle aslında 'birinci dalga'nın kesintisiz devam ettiğini itiraf etmişti.
***
Peki, o zaman yaz aylarında ortaya atılan 'normalleşme' söyleminin ve salgının başında uygulanan tüm kısıtlamaların kaldırılmasının sebebi neydi?..
Bu sorunun cevabını 21 Haziran'da, yani tam da turizm sezonunun açıldığı günlerde verilen bir konserde bulmak mümkündü... Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ünlü Aspendos Antik Tiyatro'da düzenlenen '7 Tenor' konserinin davetlileri Türkiye'de görevli 51 ülkenin büyükelçileri ve turizm sektörünün önde gelen temsilcileriydi...
Ne var ki, Türkiye'nin artık normalleştiğini tüm dünyaya göstermek ve turizmin anahtarını elinde tutan devletlerin salgın konusundaki kuşkularını gidermek için düzenlenen konser amacına ulaşamamıştı; çünkü gerçeğin gösterilmek istenenden farklı olduğunu belki de en iyi bilenler çoğu o konsere gelmeyen diplomatlardı.
***
Türkiye'deki normalleşme süreci dört aşamalı bir süreç olarak başlatılmıştı... Birinci aşama 11 Mayıs'ta başlatılmış, pazar yerleri, AVM'ler, kuaförler ve güzellik salonları ve benzeri toplanma mekanları açılmıştı.
Kurban Bayramı, normalleşme takviminin ikinci aşamasına denk geliyordu... Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bu aşamayı 'Bayramdan sonra da tedbirli olmaya, gerekli önlemleri almaya devam edeceğiz ama bu tedbirler bayramdan önceki dönem kadar 'sert' olmayacak.' diye tanımlamıştı...
Oysa, Kurban Bayramı kutlamaları Ramazan Bayramından çok daha fazla risk taşıyordu... Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, bayram arifesinde yaptığı basın açıklamasında bu riskleri şöyle açıklıyordu:
'Türkiye genelinde Kurban Bayramı'nda geçen yıl 900 bin civarında büyükbaş, 2,5-3 milyon civarında küçükbaş hayvan kesilmiştir. Resmi kayıtlara göre, yalnızca İstanbul'da toplam 144 bin 311 hayvan kurban edilmiştir. Kayıt dışı kesimler de eklendiğinde bu sayının 150 binin üzerine çıktığı tahmin edilmektedir. Rakamlar, Kurban Bayramında geleneksel bayram etkinliklerinin yanı sıra kurban alım-satımı, kesilmesi ve dağıtılması sırasında nasıl bir toplu hareketlilik yaşanacağını açıkça göstermektedir... Bu gerçekler göz önüne alındığında; bu yıl Kurban Bayramında sokağa çıkma yasağı konulması, bu olmazsa hem şehirler arası hem de kent içi toplumsal hareketliliği sınırlayacak, kurbanlık hayvan nakliyatını en aza indirecek önlemlerin alınması zorunlu görülmektedir.'
(Devam edecek)