Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu gittikçe artan hayat pahalılığı karşısında milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin  maaş zamlarını protesto amaçlı “Ücretlerden Vergilere Adil Bir Yaşam İstiyoruz” başlığı altında basın açıklaması gerçekleştirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik  Bakanlığı önünde yapılan basın açıklamasında Birleşik Kamu- İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Yeşildağ, enflasyonun yükselmesinde hiçbir sorumluluğu olmayan milyonlarca çalışan adına seslendiklerini ifade ederek, “İnsanlık onuruna yaraşır ücretlerle, insanca koşullarda çalışmak istiyoruz” diye konuştu.

Basın açıklamasını okuyan Birleşik Kamu- İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Yeşildağ, iktidarın ekonomi politikalarını da eleştirerek, “İktidarın yıllarca ısrarla sürdürdüğü yanlış ve emek düşmanı ekonomi politikaları, ülkeyi zenginin  daha zengin, yoksulun daha yoksul olduğu derin bir ekonomik kriz uçurumuna atmıştır. Ülkenin çalışan nüfusunun yaklaşık yüzde 70’i sadece asgari ücret ve biraz üzerinde  maaş alırken; tüm ülke emekçileri yandaş sermayeyi daha da zengin etmek için canla başla çalışır hale gelmiştir.Tüm bunlar yetmezmiş gibi yöneticiler yarattıkları bu garabeti çözmek, emekçinin yerle yeksan olan alım gücünü iyileştirmek yerine krizin yükünü halkın sırtına yüklemeye devam etmektedir.

Ekonomik krizle birlikte trajik hale gelen ülke durumu pişkin açıklamalarla trajikomik bir görüntüye dönüşmüştür. ‘Avrupa bizi kıskanıyor’ diye çıkılan yolda Maliye Bakanı’nın ‘Hadi Papua Yeni Gine’den iyisiniz’ dediği, iktidarın yalan aparatı haline gelen TÜİK’in başkanının rezil enflasyon sepetini açıklayıp sonra resmi siteden sildiği, siyasette ‘tasarruf’ söylemleri eksik edilmezken Cumhurbaşkanı’nın NATO Zirvesi’ne 5 uçakla giden tek devlet yöneticisi olduğu, Maaşlardaki artışın gerçek dışı belirlenen enflasyon oranlarına, vergi ve cezaların ise bu oranın 2-3 katına göre belirlendiği bir skecin içindeyiz” diye konuştu.

“ÜNİVERSİTELERDE İBRETLİK DERS OLARAK OKUTULMALI”

Başkan Yeşildağ, TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerini de eleştirip, “’Enflasyonun yüzde 75 olması ile yüzde 45  olması arasındaki tek farkın psikolojik’ olduğunu söyleyecek kadar ekonomi biliminden uzak olan TÜİK Başkanı’nın mahkeme kararına rağmen yıllardır açıklamadığı ve en sonunda sitesinde bir günlüğüne ilan ettiği enflasyon sepeti üniversitelerin ilgili bölümlerinde ibret olsun diye okutulacak niteliktedir” diyerek TÜİK’e şöyle seslendi;

Türkiye’de 34 liraya doktor muayenesi yok. 9 Bin 600 liraya ev taşıma imkanınız yok. Bu en az 20 Bindir. 5 Bin 800 liraya kira yok. Ülke genelinde kira ortalaması 12 Bine ulaşmış, temel bir hak olan barınma emekçinin gelirinin yarısından fazlasını yutar hale gelmiştir. 113 Liraya alacağınız bir zeytinyağı yok. Başka ne ne yok onu da söyleyelim. Utanma yok! Arlanma yok! Özür yok! Mahcubiyet yok! Vicdan yok!” dedi.

“TEMMUZDA MAAŞLARA EN AZ YÜZDE 41,16 ZAM YAPILMALI”

Başkan Yeşildağ, kamu emekçilerinin satın alma gücünün korunabilmesi için maaşlara temmuzda en az yüzde 41,16 oranında zam yapılması gerektiğine dikkat çekerek,

“Ülkemizdeki 3,5 milyon memur ile 2,5 milyon emeklinin yaşam koşullarını ilgilendiren 2024 yılı ikinci altı aylık (%10) artı enflasyon farkı ülke gerçekleriyle bağdaşmamaktadır. Açıklanan enflasyon rakamlarına göre söz konusu zam oranları henüz ücretlere yansımamışken elektirk fiyatına yüzde 38 zam yapılmıştır. Ardı ardına zamlar yağmur gibi yağmaya devam etmektedir. Konfederasyonumuzun araştırmasına göre haziran ayı açlık sınırı 20 Bin 574 liraya, yoksulluk sınırı ise 61 Bin 417 liraya yükselmiştir. ENAG haziran ayında yüzde 4,27 açıkladığı enflasyonu son 12 aylık artışını ise yüzde 113,08 olarak 6 aylık enflasyon farkını da yüzde 41,16 olarak açıkladı” ifadelerini kullandı.

Yeşildağ, kamu çalışanlarının, işçilerin emeklilerin ve asgari ücretlilerin hem enflasyona hem de yüzdelik zamlara  ezdirildiğine vurgu yaparak,

“İktidar çevrelerinde emekliye ‘2 Bin lira verelim mi? Vermeyelim mi? ‘ tartışması yürütülürken Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan ‘tasarruf paketi’ olarak adlandırılan işçinin, emekçinin servisine, yemek parasına, kreşine, sokak lambasına göz diken teklif kabul edilmiştir. Üstelik ‘tasarruf’ diyenler  milyonlardan esirgenen kaynaklar bürokratlara ikinci maaş olarak 98 Bin lira verilmesini de  yasal hale getirmiştir. Ülkedeki milyonlarca emekçinin sadece maaşıyla geçindiği düşünülürse yaşam koşulları alabildiğine ve git gide zorlaşmaktadır” diye konuştu.

“ÜCRETLERDEN VERGİLERE ADİL BİR YAŞAM İSTİYORUZ”

Kaynak yetersizliğine, TÜİK verilerine, refah artışına, enflasyon rakamlarına ve ileriye dönük hayali vaadlere inanmadıklarını belirten Yeşildağ “Ücretlerden, vergilere adil bir yaşam istiyoruz” talebiyle açıklamasını şöyle tamamladı;

“Enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında sefalet düzeyine inen maaşlar ülkenin en önemli gündemidir. ‘İtibardan tasarruf olmaz’ diyerek her türlü şatafatını sürdüren yöneticilerin, emekçilerin cebinden, çocuklarımızın önüne koyduğumuz tabaktan, eğitimden, sağlıktan tasarruf etmesini kabul etmiyoruz. Kendi yurttaşına meyve yemeyi bile lüks hale getiren bir ülkenin itibarını ancak hakkaniyetli bir ekonomi politikası düzeltebilir. Azdan çok, çotan az alınan vergilerle gerçek enflasyonun üçte biri bile etmeyen maaş zamlarıyla; yalanla dolanla bu ülkenin gideceği tek istikamet sefalettir. Bu rota değişmeli, bu talan son bulmalı. Artık yeter diyoruz. Kamu çalışanları sadaka değil  enflasyon farkı da dahil refah artışından payına düşeni istiyor. Ülkedeki yüksek enflasyonun sebebi dar ve sabit gelirli işçiler değildir. Bu krizin faturasını ödemesi gerekenler bu krizi çıkaranlardır. Milyonlarca kamu emekçisi, emeklisi, işçisi, asgari ücretlisi ve dar gelirlisi insanca bir yaşam sürmek istemekte ve bunu hak etmektedir. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; enflasyonun yükselmesinde hiçbir sorumluluğu olmayan milyonlarca çalışan adına sesleniyoruz; Ücretlerden, vergilere adil bir yaşam istiyoruz. İnsanlık onuruna yaraşır ücretlerle, insanca koşullarda çalışmak istiyoruz. Bilinsin ki, bu haklı taleplerimizin peşini bırakmayacak, haklarımızı söke söke alacak, direne direne kazanacağız.”

Muhabir: A. Cevat Uğraş