Gürer: Çiftçi Kayıt Sistemi ve TARSİM tarım sigortası kapsamında olsun, olmasın tüm zirai don ile oluşan ürün kayıplarının bir an önce üreticiye ödenmesi çağrısında bulunan Gürer, “Zirai don ile oluşan zararların ne zaman giderileceği bir önce açıklanmalıdır. Farklı kesimler sorunları acil çözüm bekliyor.” dedi. Zirai donun farklı ürünlerde oluşturduğu tahribatın bahçe ürünlerinde etkisinin en az iki yıl süreceğine işaret eden Gürer, “Esnafından ihracatçısına, tarım işçisinden üreticisine, kırsal göçten işsizliğe çok geniş etki alanı olan zirai don, iktidar tarafından yeterince ciddiye alınmıyor. Bir ayı aşkın süre geçti. Süreç sanki yaşanmamış gibi devam edemez.” dedi.
Gürer, ürün kaybı yanında ağaçların dondan etkilenmesiyle gelecek yılda dahi ürün kaybı olacağını söyledi.
"TARIMIN ÇOK BOYUTLU GELECEĞİ PLANLANMALI"
2025 Nisan’ında yaşanan don felaketinde, meteorolojik kayıtların tutulmaya başladığı tarihten itibaren en soğuk Nisan ayının yaşandığına dikkat çeken Gürer, “Özellikle 10-15 Nisan arasında, sadece 2,5 saat içinde sıcaklık 10 derece birden düştü. Bu ani don olayı 36 ili önemli ölçüde etkiledi, 61 ilde de zararlara yol açtı. İklim değişikliği ile ani don, dolu, sel, kuraklık, ani ısı yükselmeleri ve farklı zararlılar, hastalıklarla tarım kesimi sorunlu ve zor süreçler yaşamaya devam edecektir. Bu nedenle tarım çok boyutlu geleceği planlanmalıdır.” ifadelerini kullandı.
"ELMA ÜRETİMİNDE YÜZDE 95'LİK KAYIP YAŞANDI"
Farklı ürünlerin dondan ciddi etkilenerek zarar gördüğünü belirten Gürer: “Örnek olarak Niğde’de 600 bin tonluk elma üretiminin yüzde 95’i, yani yaklaşık 570 bin tonu, don nedeniyle kaybedildi. Bu da yaklaşık 205 milyon dolarlık bir ekonomik zarara karşılık geliyor. Üstelik 150 bin tonluk elma ihracatı da bu kayıptan etkilendi. Bu durum, ihracat gelirimizi olumsuz etkiledi. Ülke genelinde ise 4,5 milyon ton elma üretimimizin bu yıl %38,7 oranında ürün kaybı olacağı TÜİK tarafından öngörüldü. Burada kayıtlı bahçeler üzerinden oluşan kayıp belirlendi. Bağ ve bahçelerde ise ÇKS dışı ürün kayıpları ile bu oran daha yüksek gerçekleşecektir.” dedi.
Gürer, Niğde’de zirai donun yurt dışına da gönderilen Ulukışla ilçesi Bolkar Dağları eteklerindeki kiraz ağaçlarını etkilediğini söyledi. Gürer: “Kirazda ülke genelinde TÜİK verilerine göre yüzde 55,7 oranında ürün kaybı öngörüldü. Kayısıda ülke kayıp oranı yüzde 65,1, şeftalide yüzde 32, Antep fıstığında yüzde 54,6, fındıkta yüzde 27,4, üzümde yüzde 18,6, cevizde yüzde 27,7 ve limonda yüzde 20,9 gibi oranlarda ürün kaybı beklenmektedir. Diğer ürünlerle bu kayıpların varlığı ile sorunun çok boyutlu olduğu görülmelidir.” diye konuştu.
"TARIMIN YAN KOLLARI DA BÜYÜK BİR ÇÖKÜŞ TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA"
Zirai don etkisinin yalnız Niğde ölçeğinde dahi büyük kayıplar yaratacağının görüleceğini ifade eden Gürer, “Niğde’de yalnız elma üretiminde 100 büyük işletmemizde 6 bin kişi istihdam ediliyor. Don nedeniyle işsiz kalma riskiyle karşı karşıyalar. Her yıl 16 bine ulaşan tarım işçisi, elma bahçelerinde hasat öncesi, hasat süreci, soğuk hava deposunda ihracat için ürün paketlemede çalışıyorlar. Ülke genelinde on binlerce mevsimlik işçi, hasat sürecinde ürün kaybı ile iş kaybı yaşayacak ve ihracat ile yurt dışı pazarı etkilenecek. Zirai ilaç, gübre, mazot, sulama ve nakliye sektörleri gibi tarımın yan kolları da büyük bir çöküş tehlikesiyle karşı karşıya. Tüketici, stok ürünlerin bitmesi ile fiyat artışlarından etkilenecek ve ithalat gelse de fiyatların dengelenmesi sorun yaratacak.” dedi.
Gürer: “Niğde, Türkiye'nin en önemli elma ve kiraz üretim merkezlerinden biridir. İlimizde yaklaşık 250 bin dekar alanda elma bahçeleri bulunmakta ve yıllık ortalama 600 bin ton üretim yapılmaktadır. Zirai don etkisi ile 570 bin ton üretim kaybı öngörülüyor. Elma üretiminde, Türkiye’nin toplam elma üretiminin yaklaşık yüzde 2,6’sını oluşturuyor. Misket elma ağacında ilk sıradadır. Önemli bir ihracat merkezidir. Elma gibi kirazda da büyük bir kayıp vardır. Ceviz ağaçlarının dalları kurumuştur. Bahçelerde kayısı, şeftali, erik bu yıl yok denecek boyuttadır.” ifadelerini kullandı.
Gürer, sadece zirai donun değil, aynı zamanda yeni ortaya çıkan hastalık ve zararlılar, hasat öncesi ağaç dalında çiçek ve ürün oluşumunda dökümler, satış ve pazarlama sorunları ile soğuk hava depolarındaki fizyolojik bozulmaların da üretimi ciddi şekilde etkilediğini ve tarımın çok yönlü olumsuzlukla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.
"DON AFETİ NEDENİYLE SOSYAL DAYANIŞMA MEKANİZMALARI ZAYIFLIYOR
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yılbaşında narenciye bölgesinde yaşanan don ile limonda yüzde 21 ve portakalda yüzde 12,4 kayıpların ardından Nisan’da yaşanan donun farklı ürünlerde önemli ürün kayıplarına yol açtığını, insan can kaybı olmayan bir deprem yaşandığını, iktidarın bu sürece yeterli müdahalede bugüne kadar bulunmadığını söyledi. Tarla bitkileri ve küçük aile tipi ÇKS olmayan bahçelerde yeterli tespitlerin dahi yapılmadığına işaret eden Gürer, “Ceviz için yüzde 27,7 oranında kayıp öngörülmesine rağmen, çok sayıda ağacın don ile kuruduğunun yaratacağı sorun dahi hesaplanarak oluşan zararlar değerlendirilmelidir.” dedi.
Gürer: “Bu afet, kırsal bölgelerde gelir düzeyinde ani çöküş, işsizlik ve sosyal dışlanma risklerini beraberinde getiriyor. Kadınlar ve gençler üzerinde orantısız etkiler yaratırken, psikolojik travmalar, umutsuzluk ve tükenmişlik yaşanıyor. Ayrıca, sosyal dayanışma mekanizmaları zayıflıyor, göç ve kırsal nüfus yapısında hızlı değişim riski artıyor.” diye konuştu.
Gürer: “Üretici, ürün ve gelir kaybı yanında geçici işçilik kayıpları, sabit işçilik kayıpları, istihdam kayıpları, zirai girdiler (ilaç, gübre) bayileri kayıpları ve iş daralması, kırsal gelir düzeyinde ciddi düşüşler, sosyal ve psikolojik etkiler, kadın ve genç işsizliği ile aile bütçesine olumsuz etkiler, işsizlik ve üretimsizlikle ortaya çıkacak göç ve kırsaldan kopuş, yatırımcının iklim değişimi kaygısı ile yatırımdan uzaklaşması, soğuk hava depoları, paketleme tesisleri ve nakliye sektörüne etkileri ile oluşacak sorunlar, ihracat kaybı ile ihracat-ithalat dengesinin bozulması, yurt dışı pazar kayıpları ile borç ödemeleri dahil çok kapsamlı sorunların ortaya çıkacağı bir süreç oluşmuştur.” dedi.
"ÇİFTÇİLERİN BORÇLARI EN AZ ÜÇ YIL ERTELENMELİ"
Zirai don olayının yaşanıp geçmediğine işaret eden Gürer, “Don etkisinin ağır hissedildiği bölgelerde iller afet bölgesi ilan edilmemesi büyük bir eksikliktir.” dedi.
Gürer: “Çiftçilerin borçları faizsiz veya düşük faizle en az üç yıl ertelenmeli, yeniden yapılandırılmalı ve bu konuda Meclis’e verdiğim kanun teklifi gündeme alınmalıdır. Üreticiler açısından faizsiz acil ek krediler sağlanmalıdır. Üretim ve yatırım için hibe destekleri verilmelidir. İhracatçı işletmelere kurumsal destek sağlanmalıdır. Girdi maliyetleri (ilaç, gübre, tohum) için acil sübvansiyon sağlanmalıdır. Tarımda süren projeler için süre uzatılmalıdır. TARSİM yeniden yapılandırılmalıdır. Kanun teklifi de verdim. TARSİM’de üreticiye verilen destek primi artırılmalıdır. Kadın kooperatiflerine destekler artırılmalıdır. İşsiz kalan tarım işçileri kamuda geçici işçi olarak istihdam edilmelidir. Sosyal ve psikolojik destek programları uygulanmaya alınmalıdır. Kırsaldan göçü önleyecek stratejiler geliştirilmelidir. İklim risklerine dayanıklı tarım modellerine geçiş hızlandırılmalıdır. Tarımsal afetler için ayrı bir bütçe oluşturulmalıdır. Don ve kuraklık için alternatif ürünler geliştirilmelidir.” diye konuştu.
Gürer: “Zirai don ile çiftçi, üretici, esnaf, işçi, ihracatçı ve kırsalda aileler süreçten çok yönlü zarar görmüştür. Yalnız meyveden ibaret bir kayıp değil, ülke ekonomisini doğrudan etkileyecek bu afet için iktidar, başta zararlar olmak üzere daha etkili şekilde sürece müdahale etmelidir.” dedi
Gürer: “Üretim sürdürülebilirliği ve tarımın geleceği için acil ve kapsamlı destek verilmesi şarttır. Zirai don vurup geçmedi. Etkisi ağır olacağı görülmelidir. Zirai don ile sosyal çöküş yaşanmaması için önlemler acil alınmalıdır.” diyerek sözlerini tamamladı.