Gürer, Niğde, Osmaniye ve Konya’da süt inekçiliği yapan üreticilerle çiğ sütün durumunu konuştu. Türkiye’de ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) son verilerine göre, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5,4 oranında azaldığına dikkate çeken Gürer, süt inekçiliği yapan Osmaniye’de Kenan Pamukçu, Niğde’de İsmail Güçlü ve Hanifi Güçlü ile süreci konuştu.

Gürer, Konya’da da Bilgin ve Aslan Üstündağ ve Refik Serttaş ile süt inekçiliği yapılan çiftliği gezdi.

Artan ahır ve yem maliyetleri ile düşük süt fiyatlarının süt inekçiliği için tehdit olduğunu belirten Ömer Fethi Gürer, iktidara acil destek çağrısında bulundu. Aslan Üstündağ ise maliyetler karşısında hayvan sayısını azaltmak zorunda kaldığını ifade ederek, devlet desteğinin artırılmasını talep etti.

GÜRER: "YEM FİYATLARI ARTIYOR SÜTÜN FİYATI ARTMIYOR"

Gürer, süt üretimi ve hayvancılıkta yaşanan sorunların giderek derinleştiğine dikkat çekerek, “Ülkemizde süt üretimi sorun. Hayvan varlığı bakımından Fransa, bizim süt ineğimizin yarısına sahip ama bizim ürettiğimizden fazla süt üretiyor. Süt inekçiliğinin en büyük gideri yem. Yem fiyatları artıyor, sütün fiyatı artmıyor. Ahır giderleri artıyor, sütün fiyatı artmıyor,” ifadelerini kullandı.

Gürer, Ulusal Süt Konseyi’nin tavsiye fiyatı olan 17 lira 15 kuruşun birçok bölgede uygulanmadığını belirterek, “Niğde'de 12 lira - 14 lira aralığında, Konya'da 15 lira, farklı illerde 11 liraya kadar çiğ sütün fiyatı değişkenlik gösteriyor. Besicilik yapan, süt inekçiliği yapan bundan para kazanamayınca bu işi sürdüremiyor. Çünkü yem gideri maliyetlerin yüzde 70'ini oluşturuyor. Yem fiyatları sürekli artıyor. 50 kiloluk süt yeminin torbası bugün 700 lirayı geçmiş.” dedi.

ÜSTÜNDAĞ: "PARA KAZANAMIYORUZ"

Süt üreticisi Bilgin Üstündağ ise sektörün zorluklarını şu sözlerle anlattı: “Yaklaşık 4-5 yıl önce hatırladığım kadarıyla sütümüz 9 liraydı, soğuk süt veriyorum. Bugün 15 liraya veriyoruz. O gün 300'e yakın hayvanım vardı, totalde bunları 100’e düşürdüm. Büyükbaş hayvanlarda artık para kazanamadığımız için sadece işletmemiz burada hayvanımız olsun, malımız mülkümüz beklesin diye yapıyoruz. Zarar ediyoruz.İktidar daha çok sübvansiyon vermesi lazım. Örneğin arpaya destek veriyor, yeme destek veriyor ama halk ürünleri çok pahalı fiyatlarla alıyor. Asgari ücret alan bir adam 1000 liraya et yiyor ya da 800 liraya et yiyor. Ben 400 liraya karkas et satıyorum, ama bana diyorlar ki ‘Çok fazla paraya satıyorsun.’ Biz kazanmıyoruz. Bunun yapılması için devletin daha çok sübvansiyon vermesi lazım. Tabii yem desteği şart, mazot desteği şart. Bu süspansiyonları biraz daha fazla verirse biz ucuza mal üretiriz ve halkımız da doğru dürüst et yiyebilir. Aksi takdirde zaman içerisinde biz burayı iyice azaltıp bitireceğiz. Ne yapalım yani? Para kazanamıyoruz.”

GÜRER: SORUNLAR YANLIŞ POLİTİKALARIN YANSIMADI

Gürer, Türkiye’de yerli hayvan ırklarının azaldığını belirtti. Üstündağ ise içinde bulunduğu durumu, “Eskiden 350-400 hayvanım vardı. Büyükbaş hayvan sayımı şu anda 100’e düşürdüm. Şimdi bu sarı beyaz olanlar Simental, siyah beyaz olanlar Hollanda. Bunlar sağlam ırktır, sütleri çok fazla olmaz, 20 kilo civarında olur ama hastalanmazlar,” diyerek özetledi. Gürer ise “Hayvana ne kadar yem verirsen o kadar süt ve o kadar et alıyorsun. Hayvanlar akıllı. Ancak Türkiye'de meralarda otların boyutları küçük olduğu için ağız yapıları meraya gitmeye uygun değil. 12 ay kapalı alanda yemle besleniyorlar. Bu da maliyeti artırıyor. Türkiye kendi ırkını geliştirmeliydi. Bugünlere gelen sorunlar yanlış politikaların yansımasıdır.” diye konuştu.

GÜRER: 11 MİLYAR DÖVİZ GİTTİ ANCAK HAYVANCILIKTA SORUN ÇÖZÜLEMEDİ

AK Parti iktidarının hayvancılıktaki ithalat politikasını eleştiren Gürer, “Son üç yılda 1,5 milyon baş sığır ithal edildi, 2.4 milyar dolar ödeme yapıldı. Sığır kesimi 2023-2024 yılları arasında 733.000 baş azaldı. Et üretiminde 187.000 tonluk kayıp yaşandı. Küçük aile tipi işletmeler üretimden çekiliyor. TÜİK verilerine göre hayvan sayısında da azalma var. 2010 yılından bu yana 10 milyon baş hayvan ithal edildi. Yurt dışına 11 milyar dolar döviz gitti ancak hayvancılıkta sorunlar çözülemedi.

Uruguay ve Brezilya'dan hayvan ithalatı yapılıyor. Bu ithalatlara rağmen ne et üretimi artıyor ne de hayvan sayısında ithal edilen hayvanlara göre artış gerçekleşiyor. Türkiye'nin 16.800.000 büyükbaş varlığı var. Bunun 10 milyonu ithal edilen hayvanlardan oluşuyor. Bu durumda hayvancılığın sürdürülebilmesi için doğru desteklerin verilmesi gerekiyor. Üretici, beslediği hayvandan para kazanamayınca bu işi bırakıyor,” şeklinde konuştu.

GÜRER: GEREKLİ DESTEKLER SAĞLANMAZSA ÜRETİCİ HAYVANCILIĞI BIRAKIYOR

CHP’li Ömer Fethi Gürer, fabrikaların karından taviz vermediğini ancak üreticinin kazanamadığını belirterek, “Süt üreticisinin durumu vahim. Süt üretimi düşüyor. Üretilen süt, fabrikalar tarafından alınırken, fabrika yemini de kendi satıyor ve fiyat artırımlarında taviz vermiyor. İthal yem fiyatı artıyor ama sütün fiyatı artmıyor. Bugün sütün gerçek maliyeti 20-22 lira arasında. Üreticiler, kendi emeklerini hesaba katmadan fiyatlandırma yapıyor. Ahır giderleri, işçilik, veteriner giderleri, yem giderleri sürekli artıyor. Bu işi yapanlar 24 saat hayvancılık yapmak zorunda kalıyor. Gerekli destekler sağlanmazsa üreticiler hayvancılığı bırakıyor.” diye konuştu.

Muhabir: Muhammed Ali YAHŞİ