Gürer, 2025 yılı için açıklanan 22.104 TL'lik asgari ücretin, bir yıl önceki asgari ücrete göre yüzde 30 oranında bir artış gösterdiği belirtilse de, bu tutarın bir yıl önceki asgari ücretin alım gücünün gerisinde kaldığını ve TÜİK'in enflasyon verilerinin dahi altında bir rakam olduğunu ifade etti.
"BU GİDİŞ YOKSULLUĞU DAHA DA ARTTIRACAK"
Emeğin en yüce değer olduğunun farkında olmayan bir anlayışın ülkede yönetimde olduğunu belirten Gürer, vergilerde 2025 yılı için ortalama yüzde 45'in üzerinde artış yapan iktidarın almaya gelince de vermeye gelince de acımasız uygulamalarını sürdürdüğünü ifade etti. Gürer, "Bu gidiş yoksulluğu daha da arttıracak. İşçinin gelirinin daralması esnafı da vuracak. Gelir düşecek, alım gücü daralınca ticarette duracak” dedi.
Türkiye’de asgari ücretin alım gücünün dar gelirlinin tüketmeye zorlandığı kırmızı et üzerinden değerlendiren Gürer, “27 Aralık 2023 tarihinde, 1 Ocak 2024’ten itibaren geçerli olacak asgari ücret 17 bin 2 TL olarak belirlenmişti. 24 Aralık 2024 tarihinde 1 Ocak 2025 asgari ücreti 22 bin 104 TL olarak belirlendi. 27 Aralık 2023’te asgari ücretle yaklaşık 48 kilogram kırmızı et alınabiliyordu. Ancak 24 Aralık 2024’te belirlenen yeni asgari ücretle bu miktar 40 kilograma düştü. 2023 sonunda kırmızı et fiyatı kilogram başına 350 TL iken, 2024 sonunda bu rakam 550 TL’ye yükseldi. Asgari ücret artışı çay ve simit hesabında dahi bölgelere göre bakıldığında karşılamıyor” ifadelerini kullandı.
"EKONOMİYİ YERLE BİR ETTİLER"
2025 yılında geçerli olacak asgari ücretin vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalacağını ifade eden Gürer, “Ekonomiyi yerle bir ettiler. Nas diye diye ekonomik krizi yarattılar. Ülkenin dengesini oynattılar. Sıkı para politikası ile bu kere krizi yaratanların değil krizde ezilenlerin boğazına sarıldılar. Mutlu azınlık bir eli yağda bir eli balda vatandaş ise borçla yaşıyor. Vatandaşların, bankalara, finans kuruluşlarına, varlık yönetim şirketlerine ve TOKİ’ye olan borçlarının toplamı 4 trilyon liraya dayandı. Bununda önemli bölümü emekli ve asgari ücretlilerden oluşuyor. Asgari ücretle çalışan milyonlarca kişi, temel gıda ürünlerini dahi almakta zorlanıyor” dedi.
Özellikle gıda ürünlerinde temel protein kaynaklarının fiyatlarındaki hızlı artışın, dar gelirli vatandaşları protein ihtiyacını karşılayamaz hale getirdiğini belirten Gürer, “Asgari ücretle çalışanlar 22 bin 104 TL’nin alım gücüyle daha az tüketim yapabilecek. Hane yoksulluğu dahada artacak “ifadelerini kullandı.
EN AZ 30 BİN TL OLMALIYDI
Aasgari ücret artışlarının yeterli olmadığını, bu artışların enflasyon oranını gerisinde kaldığını ifade eden Gürer, “Asgari ücret alım gücü olarak gerilemesi milyonların yoksulluğunu arttıracaktır. İktidar enflasyonla mücadelede başarısızlığın faturası halka ödettiriliyor, gıda fiyatlarındaki artışa karşı önlem almayan iktidar emekçinin halkını da vermeyip onun yaşamını daraltıyor. Asgari ücretin en az 30 bin liraya çıkarılması şart” diye konuştu.