Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), Meclis'teki bütçe görüşmelerine ilişkin basın toplantısı düzenleyerek taleplerini açıkladı. Eğitim emekçileri adına konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, 'Ülkenin içinde bulunduğu salgın koşullarını dikkate almayan, okullarda, üniversitelerde ve diğer eğitim kurumlarında yaşanan eşitsizliklerin ve en temel ihtiyaçların görmezden gelindiği koşullarda sadece zorunlu harcamaların dikkate alındığı bir bütçe hazırlanmıştır' dedi. Eğitim Sen Genel Merkezi'nde düzenlenen toplantıda Kurul, iktidarı eleştirerek, şunları söyledi: 'MEB'in 2022 yılı bütçe teklifi; program, alt program ve yüzeysel performans kriterlerine indirgenmiş, eğitim eşitsizlikleri ve eğitim sisteminin gerçek sorunlarından uzak bir yaklaşımla hazırlanmıştır. Kovid-19 salgınının 2021 bütçesinde olduğu gibi, 2022 yılında da MEB tarafından görmezden gelindiği anlaşılmaktadır. MEB bütçesinde eğitimde giderek artan eşitsizlikleri azaltacak ve eğitime erişim sorununa çözüm üretecek bir politika yoktur. Yoksul çocukların, anadili farklı olan çocukların, toplumsal cinsiyet rollerine sabitlenen kız çocuklarının, göçmen çocukların sorunlarına çözüm üretecek bir bütçe anlayışı ortaya konulmamıştır.'

'EĞİTİM YATIRIMLARI İHTİYACA GÖRE ARTIRILMALI'

Eğitim yatırımlarının ihtiyaç oranında artırılmadığını aktaran Kurul sözlerini şöyle sürdürdü: '2002-2022 yılları itibarıyla MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan payın gelişim seyri, her fırsatta 'Bütçeden aslan payını eğitime ayırdık' diyenlerin halkı nasıl yanılttıklarını açıkça göstermektedir. MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay, 2022 yılında, 20 yıl öncesinin yarısına bile yaklaşamamıştır. Tüm dünyada salgınla mücadele sürecinde eğitime ek bütçe ayrılırken, Türkiye'de ek bütçe ayırmak bir yana, 2021 yılında 11 milyar 301 milyon TL'lik yatırım bütçesinin ilk altı ay içinde sadece yüzde 13'ünün (1 milyar 487 milyon TL) harcanmış olması, MEB'in eğitim yatırımları bütçesi üzerinden tasarruf yapıldığını göstermektedir. MEB verilerine göre ilkokullarda öğrenci sayısı 30'dan fazla olan şube oranı 2021 itibariyle yüzde 25,4; ortaokullarda yüzde 25,4'tür. Ne var ki Din Öğretimi Genel Müdürlüğü bünyesindeki imam hatip ortaokullarında 30'dan fazla öğrenci olan şube oranı sadece 14,8'dir. Bu veriler, eğitim yatırımlarının eşitsiz ve ayrımcılık yaratacak şekilde imam hatip okullarının lehine kullanıldığını ortaya koymaktadır. MEB verilerine göre, genel ortaöğretimde öğrenci sayısı 30'dan fazla olan şube oranı yüzde 62,8 gibi yüksek bir oranda iken, imam hatip liselerinde öğrenci sayısı 30'dan fazla olan şube oranının yüzde 14,5 olması, okul türleri arasında devlet eliyle ayrımcılık yapıldığını göstermektedir. Özellikle salgın koşullarında genel ortaöğretimde ciddi biçimde derslik ve öğretmen ihtiyacı bulunmaktadır ve bunun için yeterli bütçe ayrılmamıştır.'

YETERLİ BÜTÇE VE KAMUSAL EĞİTİM TALEBİ

Kurul taleplerini şöyle sıraladı:

• MEB ve yükseköğretim bütçelerinin milli gelire oranı en az iki kat arttırılmalı, başlangıç olarak OECD ortalamasına (yüzde 6) çıkarılmalıdır.

• Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılması uygulamasına derhal son verilmeli, özel okullara aktarılacak kaynaklar devlet okulları için kullanılmalıdır.

• Eğitim ve yükseköğretim kurumlarının bütün ihtiyaçları salgın koşulları göz önünde bulundurularak yeniden güncellenmeli, bütün okullara ve üniversitelere ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.

• Eğitim bütçesinden yatırımlara ayrılan pay başlangıç olarak en az iki kat arttırılmalı, okul binaları ve derslik gereksinmesi karşılanmalı, eğitimi ticarileştirmeyi hedefleyen özel sektör, dini vakıf ve cemaatlerle yapılan ya da yapılacak olan her türlü ortak proje ve protokoller derhal iptal edilmelidir.

• Tüm eğitim ve bilim emekçilerine insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalıdır.

• Eğitim ve bilim emekçilerinin satın alma gücünde ve ücretlerinde yaşanan kaybın giderilmesi için maaşlarda yaşanan erimeyi karşılayacak oranda ek zam yapılmalıdır.

• Tüm eğitim ve bilim emekçilerinin ek göstergesi 3600'e çıkarılmalıdır.

• Ek ödemelerin tamamı temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmalı, ek ders saat ücreti hesaplanırken eğitim ve bilim emekçilerinin aylık maaş tutarı esas alınmalı ve ek ders saat ücreti gelir vergisinden muaf tutulmalıdır.

• Eğitim-öğretime hazırlık ödeneğinin, ayrımsız bütün eğitim ve bilim emekçilerine bir maaş tutarında ve yılda iki kez ödenmesi sağlanmalıdır.

• Okullarda ve üniversitelerde güvencesiz istihdam uygulamalarına, esnek, kuralsız ve angarya çalışmaya son verilmeli, statü farkı gözetmeksizin güvencesiz istihdam edilenlerin tamamı kadroya geçirilmelidir.

• 2022 yılında aile ve çocuk yardımı başta olmak üzere, sosyal yardımlar sembolik olarak belirlenmekten çıkarılmalı, sosyal yardımlara günün koşullarına uygun ve ihtiyaç kadar artış yapılmalıdır.

Editör: Haber Merkezi