Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği'nin (CEİD) toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sunmak amacıyla Türkiye'de, farklı alanlarda var olan eşitsizlikleri saptamaya yönelik çalışmaları kapsamında hazırladığı izleme raporunun ikincisi Ankara'da Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi'nde düzenlenen basın toplantısında açıklandı. CEİD Başkanı Prof. Dr. Gülay Toksöz, Ülker Şener, Sunay Demircan, Dr. Reyhan Karababa, Doç. Dr. Emel Memiş, Dr. Hilal Arslan, Doç. Dr. İlknur Yüksel Kaptanoğlu, Aslıhan Kabadayı, Oğuzhan Akyıldırım ve Bengin İnanç tarafından hazırlanan rapor, 'Yapısal İzleme' ve 'Gösterge Temelli İzleme' olarak iki bölümden oluşuyor. Raporun gösterge temelli izleme bölümünde, ilk kez bu yıl toplumsal cinsiyet eşitliği endeksi oluşturuldu. 17 tematik alanda ise gösterge verilere yer veriliyor. CEİD Başkanı Prof. Dr. Gülay Toksöz, rapora yönelik genel değerlendirmelerde bulundu. Raporda sivil toplum kuruluşlarının izleme faaliyetlerine yer verildiğini belirten Toksöz, LGBTİ+lara yönelik verilere ulaşılamadığını söyledi. Toksöz son zamanlarda LGBTİ+lara ve ilgili sivil toplum kuruluşlarına da baskıların arttığını vurguladı. Toksöz'ün ardından CEİD Proje Direktörü Ülker Şener rapor kapsamında çalışılan 30 büyükşehir belediyesini toplumsal cinsiyet eşitliği çerçevesinde değerlendirdi. Doç. Dr. Emel Memiş ise CEİD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksi'ni açıkladı. İlk kez bu yıl oluşturulan toplumsal cinsiyet eşitliği endeksinde kadınların haklara erişimi, katılımı ve yoksunlukları değerlendirildi. Dr. Hilal Arslan da raporun gösterge temelli izleme bölümünde bulunan 17 tematik alanın gösterge verilerine sunumunda yer verdi.

'KADINLARIN ÇOĞU KENDİNİ GÜVENDE HİSSETMİYOR'

CEİD'in 2021-2022 İzleme Raporu'na göre, Türkiye'de kadınlar şiddetsiz yaşam hakkından yeterince yararlanamıyor. Çocuk yaşta, zorla ve erken evlilikler ülke çapında hala yaygın. Kadınların çoğu geceleri kendini güvende hissetmiyor. Kadınlar erkeklere göre daha az çalışma hayatında yer alıyor. Okul öncesi kamusal bakım hizmetlerinin yetersizliği, ücretsiz veya düşük ücretli kreş sayısının azlığı kadınların çalışmasını engelliyor. Yaşlı ve engelli kadınlar, belediyelerden yeterli hizmet alamıyor. Belediyelerin stratejik planları toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı olarak hazırlanmıyor. Kadınlar ekonomik kaynaklara erişemiyor, iyi ve yeterli yaşam imkanlarından yoksun bırakılıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı toplumsal cinsiyet eşitliğini dikkate almayan, sadece aile merkezli politikalar yürütüyor.

KOVİD-19 KADINLARI ETKİLEMEYE DEVAM ETTİ

Raporun ilk bölümünü toplumsal cinsiyet eşitliği durum değerlendirmesi oluşturdu. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı ve Kovid-19'un etkileri de bu bölümde değerlendirildi. Rapora göre, 2021-2022'de kuşkusuz gerçekleşen en önemli gelişme, 2011 yılında sözleşmeyi imzalayan ilk ülke olan Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden 1 Temmuz 2021 tarihi itibariyle çekilmesi ve bu kararın toplumsal cinsiyet temelli şiddet açısından yarattığı sorunlar ve riskler. Öte yandan, raporda 'Kovid-19'un yaratmış̧ olduğu sorunlar da öne çıkmıştır' ifadesi yer alıyor. Salgın gerekçe gösterilerek uzaklaştırma kararlarında sürelerin kısaltılması; Kovid-19 salgını sırasında Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından yayımlanan ilke kararı ile 6284 Sayılı Kanun uyarınca alınacak tedbir kararlarının bir kısmının askıya alınması; şiddete uğrayan kadınların kolluk kuvvetlerine başvurularında karşılaştıkları olumsuz uygulamalar bu sorunlara örnekleri oluşturuyor. Raporda aynı zamanda Kovid-19 salgınıyla birlikte birinci basamak da dahil sağlık hizmetlerinde yaşanan aksaklıklar da vurgulanıyor ve 'Kriz dönemlerinde özellikle verilmesi gereken cinsel sağlık, üreme sağlığı, anne ve çocuk sağlığı hizmetlerinin sekteye uğradığı görülmüştür' diyerek açıklanıyor. İlk bölüm aynı zamanda alanda aktif olarak çalışan sivil toplum örgütlerinin 2021-2022 dönemine ilişkin değerlendirmeleri ve bu sivil toplum örgütlerinin izleme faaliyetleri oluşturuyor. Toplumsal cinsiyet temelli şiddetle mücadele eden sivil toplum örgütlerinin LGBTİ+'lara ilişkin hak ihlallerinin arttığını ifade eden ve kadına yönelik şiddetle ilgili olumsuz gelişmelere dair dikkat çeken yorumlar raporda yer alıyor.

'EŞİTSİZLİKLER DERİNLEŞTİ'

Rapor işsizliğe dair tabloyu da gözler önüne seriyor. Rapor, 2021-2022 döneminde işgücü piyasasındaki eşitsizliklerin derinleştiğini, kadın istihdamının olumsuz etkilendiğini, kadınlar arasında işsizlik oranlarının çok daha hızlı yükselmesiyle kadın yoksulluğunun arttığını da belirtiyor.

'SADECE 10 BELEDİYE YAŞLILARA YÖNELİK BAKIMEVİ HİZMETİ VERİYOR'

Raporun ikinci bölümünü 'Büyükşehir Belediyelerinin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çerçevesinde Değerlendirilmesi' başlığı oluşturuyor. İkinci bölüm için göstergeler, Büyükşehir belediyeleri tarafından sunulan bakım ve destek hizmetler; kadın danışma merkezi, sığınmaevi, yaşlı ve engelli bakımı ve çocuk bakımı başlıkları altında sınıflandırılıyor. Raporun izleme sonucuna göre, 30 büyükşehir belediyesinin 12'si (Ankara, Antalya, Balıkesir, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Hatay, İstanbul, İzmir, Mersin, Muğla, Tekirdağ) kadın danışma merkezi hizmeti verirken, 11'i Ankara, Antalya, Aydın, Bursa, Diyarbakır, Gaziantep, Erzurum, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Mersin) sığınmaevi hizmet veriyor.

Raporda 'Bakımlarıyla çoğunlukla kadınların ilgilendiği yaşlı, çocuk ve engellilere yönelik hizmetlerin sunumunda sorunlar olduğu görülüyor' tespiti yer alıyor ve çalışmada buna dair sonuçlar şu şekilde sıralanıyor:

• 27 büyükşehir belediyesi yaşlılara yönelik evde bakım hizmetler sunarken, bunların 13'ü Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın (ASHB) finansman sağladığı Yaşlı Destek Programı (YADES) kapsamında sunuluyor. Kimi belediyeler kendi kaynaklarına ek olarak YADES'den yararlanırken, kimi belediyeler sadece bu program çerçevesinde hizmet sunuyor. Destek programı bittikten sonra belediyelerin kendi kaynaklarıyla bu hizmeti sunup sunmayacağı önemli bir konu.

• Çocuklara yönelik kreş ve gündüz bakımevi hizmeti veren 14 büyükşehir belediyesi mevcut.

• 30 büyükşehir belediyesinden 16'sı engellilere, 10'u ise yaşlılara yönelik bakımevi hizmeti veriyor.

'30 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİN YALNIZCA 5'İNDE EŞİTLİK BİRİMİ VAR'

Raporun ikinci bölümünün diğer başlığını ise 'büyükşehir belediyelerinin eşitlik birimleri' ile ilgili. Eşitlik birimlerinin belediyelerde kendilerine yer bulamadığını belirten çalışma bu durumu şu örnekle açıklıyor: 'Türkiye'de 2022 Mayıs ayı itibariyle il ve ilçe belediyelerinde 35 Eşitlik Birimi bulunuyor. Ancak, 30 büyükşehir belediyesinden yalnızca, Eskişehir, Gaziantep, Mersin, İzmir ve Trabzon'da Eşitlik Birimi olduğu görülüyor.'

'KADINA YÖNELİK ŞİDDET BİR SORUN ALANI OLARAK GÖRÜLMEMİŞTİR'

Bu bölüm için göstergeleri oluşturan bir diğer veri ise belediyelerin stratejik planları. Raporda 'Belediyelerin Stratejik Planlarının da toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı olmadığı görülüyor. Eskişehir, Mersin ve İzmir Büyükşehir Belediyeleri dışında, planların vizyon, misyon ve ilkeler bölümlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğine yer veren belediye bulunmuyor' ifadesi yer alıyor ve bu anlamda CEİD'in tespiti 'Stratejik Planların büyük bölümünde, kadına yönelik şiddet bir sorun alanı olarak görülmemiştir' yönünde. Raporun üçüncü bölümünü 'Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın Değerlendirilmesi' başlığı oluşturuyor. Üçüncü bölümde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 'toplumsal cinsiyet eşitliği' normunu terk ettiğinin görüldüğü ifade ediliyor. CEİD'in hazırladığı rapor bu programdaki bütçeden ayrılan kaynağı '2021 yılı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın bütçesinde Kadının Güçlenmesi Programı için ayrılan pay yüzde 0,35 olarak gerçekleşmiştir. 2022 yılında ise Kadının Güçlenmesi Programı'na ayrılan kaynağın yüzde 0,01 oranında arttığı görülmüştür. Bu artışın çok yetersiz olduğu açık' ifadeleriyle açıklıyor. Raporun dördüncü bölümünü CEİD'in ilk kez bu yıl hazırladığı hak temelli toplumsal cinsiyet endeksi oluşturuyor. Emel Memiş endeksin amacını, 'Toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın önlenmesine yönelik savunuculuk çalışmalarında kolay yorumlanabilen hak temelli bir ölçüm ve uluslararası karşılaştırılabilir ve zaman içinde değişimi etkileyen unsurları açığa çıkaran hak temelli bir izleme aracı' olarak tanımladı. Raporun beşinci bölümünü ise 'CEİD Tematik Alanlara Göre Mevcut Gösterge Verileri' başlığı oluşturuyor. İzleme için gerekli olan göstergelerin oluşturulmasında 17 tematik alan belirleniyor. İstihdam, Eğitim, Kentsel Haklar, İnsan/Kadın Ticareti, Adalete Erişim, Erkeklik belirlenen tematik alanların sadece birkaçı. Bu tematik alanlara dair mevcut göstergelerin sayısı ve bunlara ek olarak önerilen göstergelerin sayısı da raporda yer alıyor.

İzleme sonucu raporda yer alan tespitler ise şöyle:

• Temel bir hak olan şiddetsiz yaşam hakkından Türkiye'deki kadınlar yeterince yararlanamıyor.

• Çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler ülkemizde hala yaygın.

• Kadınların çoğu geceler sokaklarda kendilerini güvende hissetmiyor.

• Kadınlar erkeklere göre çalışma hayatında daha az yer alıyor.

• Türkiye'de okul öncesi kamusal bakım hizmetlerinin yetersizliği, ücretsiz veya düşük ücretli kreş sayısının azlığı kadınları iş aramaktan alıkoyuyor.

• Yaşlılar ve engelliler yerel yönetimlerden yeterli hizmet alamıyorlar.

• Türkiye, kadınların kararlara katılım oranında, OECD ülkeleriyle karşılaştırıldığında hala son üç ülke arasında.

• Belediyelerin stratejik planları toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı değil.

• Kadınlar ekonomik kaynaklara erişemiyorlar, iyi ve yeterli yaşam imkanlarından yoksunlar.

• Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı toplumsal cinsiyet eşitliği normunu dikkate almıyor, politikalarını aile merkezli olarak yürütüyor.

• Bakanlık tarafından yürütülen Kadının Güçlenmesi Programına da Bakanlığın bütçesinden çok sınırlı kaynak tahsis ediliyor

Editör: Haber Merkezi