Söylenenler bazen doğruluk sınırını aşar da “palavra’’ alanına taşar ya…

Hani dinleyenler de “amma da uçtun ha’’ diye içten içe söylenirler ya…

İşte o içten içe söylenmelerin dışavurumudur ‘’atış serbest’’ sözcüğü…

Karşısındaki kişinin söylediklerine inanmayıp daha fazla uydurmasını engellemek isteyen kişinin kullandığı bir değim olarak tanımlanabilir.

Futbolda ve askerlikte kullanılan ‘’serbest atış’’ ile bir ilgisi yoktur.

Yazımızda kastettiğimiz ‘’atış serbest’’ ifadesi doğrudan siyaset sahnesindeki ‘’atışları’’ kastetmek için kullanılmıştır.

TV haberlerine kulak kabartmak, ya da gazetelerin sayfalarına göz atmak yeter de artar bile bu kasta örnek göstermek için.

Başta İstanbul olmak üzere, büyükşehirlerde karşılaşılan trafik sorununu kısa sürede çözmek gibi…

İşsizliği gidermek, hayat pahalılığına son vermek gibi…

İşçiyi, emekliyi içinde bulunduğu ekonomik güçlüklerden kurtarıp, soluklanmasına olanak sağlamak gibi…

Sınıflar arası eşitsizliği gidermek, sosyal barışı sağlamak gibi…

Hele bir de vaat sağanağı iktidar kanadından geliyorsa…

Vak ki vah…

Yirmi yılı aşkın süredir iktidarda olan siz…

Bugünlere gelişin temelini oluşturan olumsuzluk tohumlarını eken de siz.

İnsanları çaresizliğe, yoksulluğa mahkum eden de…

Hadi buraya kadar ‘’ya sabır’’ deyip, acısını yüreğine gömenlerini gözlerinin içine baka baka

“Çözüm bizde’’ demeler yok mu?

Bir de “Yaparsak yine biz yaparız’’ pişkinlikleri…

Hani, derler ya ‘’Yiğidi kılıç kesmez bir acı söz öldürür’’ diye…

İşte o kahrediyor insanı…

“Cek’’li, Cak’’ lı sallarken muhterem.

“Yaptıkların yeter. Bari susmasını bileydin’’ diye söyleniyor insan.

Ama duymuyor…

Duymak da istemiyor…

Sadece konuşuyor…