Söz temizlikten açılmaya görsün…

Bir açtık mı ağzımızı, kapatabilene aşk olsun.

Bizden temizi, bizden ak-pak'ı yoktur yeryüzünde.

Kendi, kişisel alanlarımızı dikkate alırsak, haksız da sayılmaz bu öğünme.

Sabahın köründe kalkıp da, evi baştan aşağı pırıl pırıl yapma alışkanlığını görev edinmiş anaların, kuşaktan kuşağa aktarılan mirasıdır ülkemiz insanlarının ev temizliği.

Süpürgeli, kovalı yıllardan, teknoloji harikası elektronik araçların sağladığı konfor dönemine kadar uzanan bir temizlik yolculuğu…

Baş döndürücü bir gelişme…

Çalı süpürgesi yine de evlerin bir köşesinde durur hala.

İlkeldir ama temizliğin vazgeçilmezidir.

Evlerimiz böyle de acaba sokaklarımız, piknik alanlarımız, sahillerimiz ne durumda?

Araştırmalar, bu konuda hiç de iç açıcı bir tablo sergilemiyor.

İstatistikler, evlerimizin temizliği konusunda gösterdiğimiz özeni, çevremiz için göstermediğimizi gözler önüne seriyor.

Dünya Bankası'nın raporları da Türkiye'nin atık üretimi konusunda sınıfta kaldığını gösteriyor.

Buna göre Türkiye, gerekli önlemler alınmaması durumunda 2025 yılında günde 135 bin 962 ton atık üreten bir duruma gelecek. Bu da Türkiye'nin 161 ülke içerisinde 8. sıraya yükselmesine neden olacak.

Bu noktada ''Let's Clean Slovenya'' projesini anımsamakta yarar var.

Projenin uygulamaya sokulduğu 2012 yılında söz konusu ülkede yaklaşık 50 bin yasa dışı çöplükte 2 milyon metreküp atık bulunduğu belirlenmişti.

Bu karanlık tablo yetkilileri harekete geçirmiş, temizlik için müthiş bir kampanya başlatılmıştı.

Sayıları 300 bine yakın gönüllü ordusunun öncülüğünde başlatılan temizlik kampanyası kısa sürede sonuç vermiş, Slovenya kötü kokuya ve birçok hastalığa neden olan atıklardan kurtulmuştu.

Çevre temizliği, çevre sağlığı büyük önem taşıyor.

Sorun, yalnızca her yıl resmi ve sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen etkinliklerle sınırlı kalmamalı.

Görsel ve yazılı iletişim organları da eğitici ve aydınlatıcı programlara ağırlıklı olarak yer vermeli.

Konuya, yalnızca yerel yönetimlerce çözüm getirilmesi gerekli bir sorun olarak bakmamalı.

Sorumluluk herkesçe paylaşılmalı.