Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonları Araştırma Merkezi, (DİSK-AR) 'Asgari ücret araştırma raporu'nu kamuoyu ile paylaştı. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon verilerinin doğru olmadığına dikkat çekilen açıklamada asgari ücretin son 5 ayda 5 bin liralık kayıp yaşadığı belirtildi. DİSK-AR kamuoyu ile paylaştığı rapora göre 2021 aralık ayında yüzde 50.5'lik artışla 4 bin 253 TL olarak belirlenen net asgari ücret 2022 yılında enflasyon karşısında hızla eridi. 2022'nin ilk beş ayı için asgari ücretin toplam alım gücü kaybı 5 bin 7 TL'yi buldu. Öte yandan asgari ücret artırılmazsa ve 4 bin 253 TL olarak uygulanmaya devam edilirse asgari ücretlinin 2022 yılı için kaybı en az 20 bin 726 TL olacak. Raporda, enflasyon artışı karşısında memur ve emeklilere 6 ayda bir yapılan zammın yetersiz olduğu vurgulandı. Raporda, 'TÜİK, Mayıs 2022 dönemine ait Tüketici Fiyat Endeksini (TÜFE) yıllık yüzde 73,5, 2022 yılının ilk beş ayı için yüzde 35,64 olarak açıkladı. Yıllık gıda enflasyonu ise yüzde 91,6 olarak açıklandı. Ancak bu enflasyon oranları farklı gelir gruplarının gerçeğini yansıtmıyor. DİSK-AR tarafından yapılan hesaplamaya göre asgari ücretlilerin gıda enflasyonu Mayıs 2022'de yüzde 119-135 bandında gerçekleşti' ifadelerine yer verildi. Asgari ücret kıyasında enflasyonun alt sınır olarak belirtilmesi, ekonomik büyümeden işçi, memur ve emeklilerin de pay alması gerektiği ifade edildi. Raporda, '2022'nin ilk beş ayı için asgari ücretin toplam alım gücü kaybı 5 bin 7 TL'yi buldu. Öte yandan asgari ücret artırılmazsa ve 4 bin 253 TL olarak uygulanmaya devam edilirse asgari ücretlinin 2022 yılı için kaybı en az 20 bin 726 TL olacak. DİSK-AR tarafından yapılan hesaplamaya göre Mayıs 2022'de dar gelirliler ve düşük gelir grupları için (asgari ücretliler) gıda enflasyonu ortalama gıda enflasyonunun çok üzerindedir. Düşük gelir gruplarında (asgari ücret civarı) ve emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 117-135 arasındadır. Mayıs 2022'de gıda enflasyonu emekliler için yüzde 117 civarında gerçekleşti. Düşük gelirli ikinci yüzde 20'lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 119 ve düşük gelirli ilk yüzde 20'lik gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 135 oldu. Böylece asgari ücretlilerin gıdaenflasyonu Mayıs 2022'de yüzde 119-135 bandında gerçekleşti. Oysa en yüksek gelirli birinci yüzde 20'lik dilimin gıda enflasyonu yüzde 67,4 olarak gerçekleşti' denildi.
'AÇIKLANAN ENFLASYON ORANLARI GERÇEĞİ YANSITMIYOR'
DİSK-AR raporundan öne çıkanlar şu şekilde: 'TÜİK, Mayıs 2022 dönemine ait Tüketici Fiyat Endeksi'ni (TÜFE) yıllık yüzde 73,5, 2022 yılının ilk beş ayı için yüzde 35,64 olarak açıkladı. Yıllık gıda enflasyonu ise yüzde 91,6 olarak açıklandı. Ancak bu enflasyon oranları, farklı gelir gruplarının gerçeğini yansıtmıyor. DİSK-AR tarafından yapılan hesaplamaya göre; asgari ücretlilerin gıda enflasyonu, Mayıs 2022'de yüzde 119-135 bandında gerçekleşti. Enflasyon her ay tırmanırken işçiler, memurlar ve emekliler ise 6 ayda veya yılda bir zam alıyor. Böylece emek gelirleri enflasyonun altında kalıyor. Pahalılığın temel nedeni, ücretlerin geç artırılması ve resmi enflasyona endekslenmesidir. Nitekim bunun sonucunda asgari ücret ve diğer ücret gelirleri enflasyonun altında ezildi. 2021 Aralık ayında yüzde 50,5'lik artışla 4 bin 253 TL olarak belirlenen net asgari ücret, 2022 yılında enflasyon karşısında hızla eriyor. 2022'nin ilk 5 ayı için asgari ücretin toplam alım gücü kaybı 5 bin 7 TL'yi buldu. Öte yandan asgari ücret artırılmazsa ve 4 bin 253 TL olarak uygulanmaya devam edilirse asgari ücretlinin 2022 yılı içi kaybı en az 20 bin 726 TL olacak. 'Asgari ücret enflasyona karşı korunuyor' iddialarına rağmen gerçek böyle değil. Asgari ücretli, son 5 yıldır resmi enflasyona dahi eziliyor. TÜFE'den daha yüksek seyreden gıda fiyatlarının ise çok daha altında kaldı.'
'ASGARİ ÜCRET ARTIRILSIN'
Asgari ücretin sadece enflasyonla karşılaştırmanın yanıltıcı olacağı ifade edilen açıklamada şunlar kaydedildi: 'Ücret ve emek gelirlerinin artışları resmi enflasyona hapsedilmemeli. Enflasyon, alt sınır olmalı. Asgari ücretin kişi başına gayri safi yurt içi hasılaya oranı giderek düşmektedir. Ulusal gelirin artışına, ülkenin ekonomik büyümesine esas katkıyı sağlayan işçiler, memurlar ve emekliler bu büyümeden pay almalıdır. Bu yıkımın karşısında derhal ilk olarak başta asgari ücret olmak üzere tüm ücretler artırılmalıdır. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun derhal toplanarak yeni asgari ücret belirlemesinin önünde hiçbir mevzuat engeli yoktur. Bir engel varsa, o da politik tercihlerdir. Derhal, acilen asgari ücret tespit komisyonu toplanmalı ve asgari ücreti artırmalıdır.'
'EYT'LİLERİN EMEKLİLİK HAKLARI VERİLMELİDİR'
Açıklanan raporda talepler ise şöyle sıralandı:
•Asgari ücret yüksek enflasyon dönemlerinde yılda dört kez belirlenmelidir.
•Yoksulluğu ve adaletsizliği büyüten bir ekonomik büyümenin bu ülkeye, bu halka, Türkiye işçi sınıfına bir faydası yoktur. Bu yüzden asgari ücret tespitinde sadece enflasyon değil büyüme oranı ve yoksulluk sınırı da esas alınmalıdır.
•Asgari ücret üzerindeki sigorta pirim yükü azaltılmalı, işverenlere verilen SGK prim desteği işçiler için de sağlanmalıdır.
•Asgari ücrete paralel olarak diğer tüm ücretler ve emekli aylıkları da arttırılmalıdır.
•En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine çekilmeli, EYT'lilerin emeklilik hakları verilmelidir.
•Artık açlığa karşı bir mücadeleye dönüşen hayat pahalılığı karşısında milyonlarca işçiyi, emekçiyi, emekliyi, dar gelirliyi korumanın en acil yolu gelirleri artırmaktır.
•Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturalarına yapılan zamlar geri alınmalı, temel tüketim mal ve hizmetleri vergi ve kesintiden muaf tutulmalıdır. Tüm fiyatları doğrudan etkileyen akaryakıt üzerindeki vergi yükü düşürülmelidir.
•Enflasyon karşısında eriyen ücretler üzerindeki vergi yükü azaltılmalı, kar ve faiz gelirlerinin vergilendirildiği, çok kazananın çok vergi verdiği adil bir vergi politikası benimsenmelidir.
•Yoksulluğu yenmek için güvenceli istihdam şarttır! Bugün başta belediyeler olmak üzere birçok iş kolunda çeşitli isimler altında devam eden tüm güvencesiz istihdam biçimlerine son verilmelidir. Kadrolu, güvenceli bir iş herkesin hakkıdır, belediye şirket işçilerine kadro verilmelidir.
•İşçi sınıfının yaşadığı gelir kaybını telafi etmesinin en önemli yolu, sendika ve grev hakkıdır. Bu hakların kullanımın önündeki tüm yasal ve fiili engelleri kaldırılmalıdır.