Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü’nün (OECD) haziran ayı raporu, Türkiye’de gıda fiyatlarındaki artışın dünya genelinde dikkat çeken seviyelere ulaştığını gözler önüne serdi. Raporda yer alan verilere göre, Türkiye temmuz ayında yüzde 27,95 ile 38 üye ülke arasında yıllık bazda en yüksek gıda enflasyonuna sahip ülke oldu. Bu oran, OECD ortalaması olan yüzde 4,6’nın yaklaşık altı katı seviyesinde gerçekleşti.

“DÖVİZ, LOJİSTİK VE ENERJİ FİYATLARI ENFLASYONU ETKİLEDİ”

Türkiye’yi bu listede en yakından takip eden ülke, yüzde 8,4’lük gıda enflasyonuyla Estonya oldu. Ancak bu rakam dahi Türkiye’nin oranının üçte biri seviyesinde kaldı. OECD üyesi ülkeler arasında gıda fiyatlarının neredeyse hiç değişmediği ülkeler de var. Kosta Rika ve Finlandiya’da yıllık artış yüzde 0,2, İsviçre’de ise yalnızca yüzde 0,1 olarak ölçüldü. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) küresel verileri de gıda fiyatlarındaki eğilimi ortaya koyuyor. FAO’nun son açıklamasına göre, dünyada gıda fiyat endeksi geçen ay bir önceki aya göre yüzde 1 buçuk arttı. Yıllık bazda ise küresel artış yüzde 7,6 seviyesinde kaldı. Bu oran, Türkiye’nin yaşadığı artışın yaklaşık dörtte biri düzeyinde. FAO, küresel gıda fiyatlarındaki yükselişte özellikle tahıl üretiminde yaşanan arz sıkıntıları, lojistik maliyetlerindeki artış ve enerji fiyatlarının etkili olduğunu vurguladı.

İÇ PİYASADA ÜRETİM-TÜKETİM DENGESİ BOZULDU

OECD raporunda yalnızca gıda enflasyonu değil, manşet enflasyon verileri de karşılaştırmalı olarak yer aldı. Türkiye’de haziran ayında yüzde 35,05 olan yıllık manşet enflasyon, temmuzda yüzde 33,52’ye gerilese de OECD sıralamasında yine zirvede kaldı. Raporda, Türkiye dışında hiçbir üye ülkenin manşet enflasyonunun yüzde 5’in üzerinde olmadığına dikkat çekildi. En düşük oranlar, yüzde 0,2 ile Kosta Rika ve Finlandiya’da, yüzde 0,1 ile İsviçre’de kaydedildi. Avro Bölgesi’nde ise tablo çok daha istikrarlı. Haziran ayında yıllık manşet enflasyon yüzde 2 seviyesinde gerçekleşti ve temmuzda da bu seviyesini korudu. Eurostat’ın ön tahminlerine göre, bölgede çekirdek enflasyon sabit kalırken, enerji enflasyonu da önemli bir değişim göstermedi. Hizmet enflasyonu ise hazirandaki yüzde 3,3’ten temmuzda yüzde 3,1’e geriledi. Ekonomistler, Türkiye’nin OECD verilerinde hem gıda hem de manşet enflasyonda açık ara önde yer almasını, çok boyutlu ekonomik etkenlerle açıklıyor. Yüksek döviz kuru oynaklığı, ithal girdilere bağımlı tarımsal üretim, artan gübre ve yem maliyetleri, enerji fiyatlarındaki yükseliş ve lojistik giderler bu faktörler arasında öne çıkıyor. Ayrıca, iç piyasada üretim-tüketim dengesinin bozulması ve tarımsal verimlilikte yaşanan sorunlar da fiyat artışlarını hızlandıran unsurlar olarak gösteriliyor. Uzmanlar, özellikle dar ve sabit gelirli hanelerin gıda fiyatlarındaki bu sert artıştan orantısız şekilde etkilendiğine vurgu yapıyor. Hane bütçelerinde gıdaya ayrılan payın zaten yüksek olduğu Türkiye’de, bu ölçekte bir artışın tüketici alışkanlıklarını zorunlu olarak değiştirdiği ve beslenme biçimlerinde kısıtlamalara yol açtığı belirtiliyor.

Muhabir: Sami Barkın COŞKUN