Halıcı, dört yıl boyunca rektöre bu seviyede ödeme yapılmasını “üniversite kaynaklarının kişisel menfaate tahsisi” olarak nitelendirerek, “Bu iktidar üniversiteleri bilim üreten kurumlar olarak değil, kendi yandaşları için kurdukları gelir kapısı olarak görüyor” dedi.
Halıcı’nın soru önergesinde, eski Rektör Harun Çiftçi’ye döner sermayeden yapılan ödemelerin toplamı, süresi ve yasal dayanağı sorgulandı. Aynı zamanda, döner sermaye gelirine katkı sağlayan akademisyenlere neden ödeme yapılmadığı, itiraz eden personelin neden cezalandırıldığı ve iddialara yönelik bir soruşturma başlatılıp başlatılmadığı da gündeme getirildi.
Bakan’dan “Mevzuata Uygun” Cevabı
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise verdiği yanıtta, rektörlere yapılacak ek ödemelerin “mevzuat çerçevesinde ve belirlenen oranlarla sınırlı” olduğunu belirtti. Tekin, “Üniversite yönetim kurulunun uygun gördüğü birimin döner sermaye hesabından yönetici payı olarak ödeme yapılır” ifadelerini kullandı.
Bu yanıt üzerine açıklama yapan Halıcı, bakanlığın bu ödemeleri açıkça kabul ettiğini ve hiçbir sorun görmediğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Bir rektöre ayda 1 milyon 200 bin TL döner sermayeden ödeme yapılması normal mi? Üniversite dediğiniz yer bilim üretir, eş dost zengin etmek için kurulmaz. Bu iddiaları araştırmak yerine ‘mevzuata uygun’ demek, kamu kaynaklarının nasıl hoyratça harcandığını gösteriyor.”
Akademisyenlere ödeme yok, itiraz edene ceza var
Önergede dikkat çeken bir başka konu ise döner sermaye gelirine katkıda bulunan diğer akademisyenlere yıllardır hiçbir ödeme yapılmaması. Halıcı, "Üniversitede adeta çifte standart uygulanmış. Rektöre milyonlarca lira aktarılırken, emeğiyle katkı sunan akademisyenler yok sayılmış. Üstelik buna itiraz eden personele mobbing uygulanmış. Bu artık sadece etik değil, ciddi bir kamu zararı meselesidir” ifadelerini kullandı.
Halıcı: Üniversiteler iktidarın yeni gelir modeline dönüştürüldü
Bu olayın yalnızca bir üniversiteyle sınırlı kalmayabileceğine vurgu yapan Halıcı, “Bakanlık derhal üniversitelerdeki döner sermaye uygulamalarını mercek altına almalı. Aksi halde bu düzen, bilimin değil yandaşlığın ödüllendirildiği bir yapıya dönüşür” değerlendirmesi yaptı.