Nazlıaka, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, kadınların miras hakkına ilişkin cuma hutbesine tepki gösterdi. Nazlıaka, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, "İktidarın, boşanmalarda arabuluculuk getirme ve kadını nafaka hakkını sınırlama hedefine giden yolda, taşlar Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla tek tek döşeniyor. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından okutulan Cuma hutbesi, “kadınların mirastan mahrum bırakılmaması” gerektiğini söylüyormuş gibi yapıp, miras hakkını yarıya indirmeyi hedefliyor. Bu hutbe, Cumhuriyetimizin temel direği olan laiklik ilkesine, Anayasa’nın eşitlik hükmüne ve Türk Medeni Kanunu’na açıkça aykırıdır. Türkiye Cumhuriyeti, Anayasa’nın 2. maddesinde “laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti” olarak tanımlanmıştır. Bu tanım, devletin tüm kurumlarıyla birlikte, hukuk kurallarını esas almasını ve hiçbir dini yorumun hukukun üstünde tutulmamasını zorunlu kılar. Laiklik, yalnızca devlet işleyişinde din ve devlet işlerinin ayrılması değil; aynı zamanda kadın-erkek eşitliğinin teminatıdır." ifadelerini kullandı.
"HİÇBİR KURUM MEDENİ KANUNA'A AYKIRI TUTUM SERGİLEYEMEZ"
Anayasa’nın 10. maddesinde, “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür" ibaresinin yer aldığını belirten Nazlıaka, "Diyanet İşleri Başkanlığı, devletin bir kurumu olarak bu hükme uymakla yükümlüdür. Ancak hutbede dile getirilenler, kadınların hukuk önündeki eşitliğini yok sayan bir tutum sergilemektedir. Türk Medeni Kanunu, 1926 yılında kabul edilmiş ve mirasta kadın-erkek eşitliği Cumhuriyet devrimlerinin en önemli kazanımlarından biri olmuştur. Atatürk’ün önderliğinde, kadınların hakları güvence altına alınmıştır. Hiçbir kurum Medeni Kanun'a aykırı tutum sergileyemez." dedi.
Nazlıaka, "Kadınların haklarını geriletmeye dönük her söylem, doğrudan Cumhuriyet değerlerimize, laik hukuk düzenimize ve demokrasiye saldırıdır. Diyanet’in görevi, hukuku ve yasaları yok saymak değil, uygulamaktır. Bu ülkede kadınlar, miras da dahil olmak üzere tüm haklarını yüzyıllar süren mücadelelerle kazanmıştır. Bu hakların budanmasına asla izin vermeyeceğiz. Kadın-erkek eşitliğini hedef alan, laiklik ilkesini aşındıran her girişimin karşısında dimdik duracağız. Türkiye Cumhuriyeti, laik, demokratik bir hukuk devletidir. Bu yoldan sapmaya çalışanlar karşısında bizi bulur. Ne Cumhuriyet değerlerinin aşındırılmasına ne de Medeni Kanun’un sil baştan yazılmasına izin veririz. Cumhuriyet değerleri ve laiklik kırmızı çizgimizdir, dokundurmayız." ifadelerine yer verdi.