Vakıftan yapılan açıklamaya göre, Ankara Sosyal Araştırmalar Merkezi (ANAR) ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) işbirliğinde yürütülen ve 2022 yılında yayınlanan "Türkiye'de Ailenin İyi Olma Hali ve Babalık Araştırması Raporu" başlıklı çalışma, babaların aile yaşamındaki yerinin ve öneminin arttığını gösteriyor.
Araştırma sonucunda, geleneksel otoriter baba modelinden uzaklaşan ve çocuklarıyla daha ilgili, iletişime açık bir baba profilinin giderek yaygınlaştığı görüldü. Katılımcı babaların çoğu, kendi babalarının hatalarından ders alarak çocuklarıyla daha sıcak ilişkiler kurmaya çalıştıklarını belirtti.
Ayrıca ekonomik koşullar, sosyal imkânlara erişim ve iş yoğunluğu gibi faktörlerin, babaların aile içindeki sorumluluklarını doğrudan etkilediği ifade edildi.
Kadınların çalışma hayatında daha fazla yer almaya başlamasıyla birlikte ev içi sorumlulukların paylaşımında da gözle görülür bir dönüşüm yaşandığı vurgulandı. Araştırmada, çalışan eşlerin olduğu ailelerde babaların ev işlerine ve çocuk bakımına daha fazla katılım sağladığı belirlendi.
Çalışma, aynı zamanda büyük aile yapısının hem destekleyici hem de müdahaleci yönlerine dikkati çekiyor. Geniş ailenin maddi ve manevi desteği olumlu bulunurken çocuk yetiştirme tarzlarına müdahale ve karar alma süreçlerine dahil olmalarının genç ebeveynler tarafından istenmediği ifade ediliyor.
Rapor, toplumsal değişimlerin etkisiyle oluşan yeni babalık anlayışının, aile içinde sorumluluğun paylaşımı, sağlıklı iletişim ve ortak karar alma gibi konularda önemli gelişmelere kapı araladığını ortaya koyuyor.
Vakıf, elde edilen verilerin sosyal politika yapımında dikkate alınması gerektiğini vurgularken babaların daha fazla desteklenmesi gerektiğine işaret ediyor.
Araştırmada öne çıkanlar
Araştırma kapsamında öne çıkan bazı bulgular şöyle sıralandı:
"Babaların yüzde 68,7'si baba olmayı, öncelikle sorumluluk sahibi olmakla ilişkilendiriyor. Baba ve annelerin yüzde 60'tan fazlası tüm kararları eşleri veya çocukları ile ortak aldıklarını ifade ediyor. Babalar, en çok kendi babalarını örnek alıyorlar. Çekirdek aile ile büyük aileler arasındaki etkileşim oldukça yüksek. Örneğin evli çiftlerin ortalama yüzde 15’i her gün ve yüzde 30'u haftada birkaç kez büyük aileleri ile görüştüklerini belirtiyor. Baba ve annelerin büyük çoğunluğu, babaların kız ve erkek çocuğu ile iletişimlerinin farklı olmadığını belirtiyor. İletişimin farklı olduğunu söyleyenler, nedenini kız veya erkek çocuğun karakteri ile babanın cinsiyet farkına göre nasıl davranacağını bilememesi olarak açıklıyorlar. Hem evli hem de eşinden ayrılmış baba ve anneler, babaların çocukları ile vakit geçirmek için elinden geleni yaptığını ifade ediyorlar. Gelir getirici bir işte günlük çalışma süreleri incelendiğinde babaların çocukları ile günlük geçirebilecekleri zamanın kısıtlı olduğu söylenebilir. Katılımcılar, babaların desteklenmesini gerekli buldukları ilk altı alanı şöyle sıralıyorlar: Ekonomik koşullar, çalışma şartlarının düzenlenmesi, aile yönetimi, sorumluluklar, çocukla ve eşle iletişim."
Raporun tamamına KADEM'in internet adresinden ulaşılabiliyor.