Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Elazığ Valiliği destekleriyle Elazığ Müze Müdürlüğü ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü koordinesinde merkeze bağlı Tadım köyünde kale ve höyükte geçen yıl başlatılan arkeolojik kazılar kentin tarihine ışık tutuyor.

Bakanlık tarafından "Geleceğe Miras Projesi" kapsamına alınan kale ve höyüğün 114 No'lu karelaj alanında yapılan kazı çalışmalarında, Geç Kalkolitik ve Erken Tunç dönemine tarihlendirilen 160x130 santimetre ebadında "boğa başlı sunak" ortaya çıkarıldı.

Kazı ekibindeki uzmanlar tarafından, güç ve kudreti simgeleyen boğanın betimlendiği, stilize boğa başı formunda tasarlanan sunağın o dönemin inanışına göre dini ritüellerde kesilen adak ya da kurbanların tanrılara sunulmasında kullanıldığı değerlendiriliyor.

"Boğa başına benzediği için bu ismi verdik"

Elazığ Müze Müdürü Tadım Kalesi ve Höyüğü Kazı Başkanı Ziya Kılınç, AA muhabirine, bu yıl Palu Kalesi kazısı ile "Geleceği Miras Projesi" kapsamına alınan Salkaya ile Tadım Kalesi ve Höyüğü kazılarıyla üç kazı çalışmasını aynı anda yürüttüklerini söyledi.

Kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan çok sayıda buluntunun Elazığ'ın tarihi, turistik ve kültürel değerine daha da değer kattığını vurgulayan Kılınç, çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini bildirdi.

Kılınç, Tadım Kalesi ve Höyüğü'nde yürütülen özverili çalışmalar sonucu Geç Kalkolitik ve Erken Tunç dönemine ışık tutan boğa başlı sunağın gün yüzüne çıkarıldığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Boğa başlı sunak, genellikle dini ritüeller için kullanılan bir alan. Boğa başına benzediği için bu ismi verdik. Bunlar üzerindeki çalışmalar, incelemeler, yayınlar, geçmiş dönemdeki makaleler incelenecek. Sonra bunun net ismini koyacağız. Ancak bu institu (arkeolojik kazılarda yerinde bozulmaksızın bulunan eser) haldeki sunak tam olarak tamamlanmış ve sergiye konulacak durumda değil. Bunu parça parça müzeye taşımayı, restore etmeyi ve vitrine koymayı hedefliyoruz."

"Bizden sonraki nesillerin de yürüteceği bir höyük kazısı"

Kılınç, alanda yapılan kazılarda üç kutsal ocak, çok eski tarihlere dayalı, Nahçıvan tipli Karaz çömlekler, günlük yaşamda kullanılan aletler, ok uçları, stilize heykelcikler, geometrik bezemeli tek kulplu testi, dağ keçisi bezemeli çömlekler ile çeşitli amaçlar için kullanılmış yapı kalıntılarının da gün yüzüne çıkarıldığını kaydetti.

Kazı çalışmalarıyla çok eski medeniyetlerin tarihi ve kültürel değerlerini geleceğe miras bıraktıklarına işaret eden Kılınç, şöyle konuştu:

"(Tadım Kalesi ve Höyüğü) Bazı yerlerde 35-40 metreye kadar yüksekliğe sahip. Bölgemizde bilinen Arslantepe Höyüğü ile benzer. Arslantepe Höyüğü'nde 1932 yılında kazı başlamış ve halen devam ediyor. Tadım Kalesi ve Höyüğü'ndeki kazı da belki bizim ömrümüz yetmeyecek, bizden sonraki nesillerin de yürüteceği bir höyük kazısı. Biz ilk etapta üst katmanda Osmanlı, Selçuklu, Roma, Bizans. ve M.Ö. 3500 yıllarına kadar indik."

Kaynak: AA