Türk Veteriner Hekimler Birliği Başkanı Ali Eroğlu, birlik tarafından düzenlenen iftar programında, özellikle yaz aylarının girmesiyle kene vakaları başta olmak üzere, görsel ve yazılı medyada son günlerde sıkça gündeme gelen sokak hayvanı saldırıları, gıda zehirlenmeleri, hayvan ithalatı ve güvenilir gıda tüketimine dair çeşitli açıklamalarda bulundu. Eroğlu, 'Ülkemizin en önemli konularından bir tanesi hayvancılığımızın bugünkü geldiği noktadır. Hala ülkemiz de hayvan ithalatı devam ediyor ve bu tabloya göre biz Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak şunu seslendirmek istiyoruz. 2019 yılı Türkiye hayvancılığı için dönüm noktası olacaktır ya mevcut ithalat ya da mevcut uygulamalar devam edecek yada 2019 yılında köklü bir çözüm ortaya konacak. Aksi takdirde bu dışa bağımlılık devam edecek gibi görünüyor. 2019'un ilk 4 ayında hala önemli miktarda gerek ette gerekse hayvanda ithalat devam etmektedir. Hala dışa bağımlılık devam ediyorsa bu olguyu oluşturan sebeplerin üzerinde yoğunlaşmamız ve o sebepleri ortadan kaldırmamız gerekiyor' dedi.

HAYVANSAL ÜRETİM

Hayvan hastalıklarının halen günümüzde hem hayvan sağlığını hem de insan sağlığını etkilediğine dikkat çeken Eroğlu, şunları söyledi: 'Dünyadaki hayvansal üretimlerin yüzde 27'si hayvan hastalıkları sebebiyle yok oluyor. Ülkemizdeki Hayvan hastalıklarının hayvansal üretime olan olumsuz etkisi ise yüzde 10 civarındadır. Bu aşağı yukarı birim ithalatımızla aynı miktara denk gelmektedir. Yani önemli bir konudur. Hayvan hastalıkları konusunda dünyada şöyle bir kabul vardır. Hastalıklarla mücadelede koruyucu hekimlik için ayrılan bütçe, maalesef hastalıklar oluştuktan sonra oluşan bütçeden çok azdır. 3 ila 5 katıdır.' Hayvancılığın diğeri bir probleminin ise erken kuzu kesimi olduğunu ifade eden Eroğlu, 'Erken kuzu kesimi dolayısıyla yaklaşık ülkemizde 30 bin ton et yok ediliyor. Öyleyse erken kuzu kesimi en az karkas ağırlığı 25 kg a gelecek şekilde olduktan sonra kuzu kesimi yapılması lazım. Başka bir konu ise damızlık dişi hayvanların kesime gitmesi. Bu da üzücü bir durumdur. Sebebi tabii Hayvancılığın yüzde 70i yem girdisidir. Yem hammaddesi ithal ediliyor. İthal edilen hayvan ithal yem ile beslendiğinde girdi daha da yükseliyor ve pahalı bir hayvancılık modeli ortaya çıkıyor. Bunun için yem bitkilerinin özellikle ihtiyacımız olan kaliteli kaba yemin karşılanması gerekir. Yaklaşık 30 milyon ton civarında kaba yem ihtiyacımız var. Bunun dışında Türkiye'de meraların ıslah edilmesi gerekiyor. Meraların bizim tespitlerimize göre tarım arazilerinin yaklaşık 4 milyon hektarı nadasa bırakılıyor. Bunlar devletimizin öncülüğünde ve bu tarım arazilerinin sahipleri ile anlaşarak nadasa bırakılan arazilere yem bitkileri ekilmek suretiyle yem miktarı yükseltilmiş olacaktır.' şeklinde konuştu.

AVRUPA'DA KIRMIZI ETİN UCUZ OLMASI...

Eroğlu, Avrupa'da gelişmiş ülkelerde kırmızı etin ucuz olmasının en önemli sebebinin hayvancılığın mera hayvancılığı ile yapıldığını kaydederek, 'Mera hayvancılığı olduğu zaman yüzde 70 olan yem maliyeti aşağı çekileceği için daha uygun ucuz bir hayvancılık modeli ülkemize kazandırılmış olacak. Dolayısıyla hem üretici hem sanayici hem de tüketicinin mutlu olduğu bir Türkiye tablosu önümüze konmuş olacak' değerlendirmelerinde bulundu. Eroğlu, konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı: 'Başka bir önemli konu olarak, tarımda desteklerin etki analizleri bu ülkede yapılmıyor. Bizim ülkemizde yıllardan beri tarıma destek veriliyor. Öyleyse bizde bu desteklerimizi rasyonel bir şekilde ülkenin gerçeklerine stratejik bölgelerine göre bir anlamda hayvancılık açısından gözden geçirilerek yeniden planlanması gerekiyor. Türk veteriner hekimleri birliği olarak bir farkındalık oluşturmak istiyoruz. Biz ülkemizdeki hayvancılığın tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini dile getiriyoruz.'

Editör: Haber Merkezi