Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen Memur-Sen 30. Yıl Vefa Buluşması'na katıldı.

Memur-Sen camiasını selamlayan, ülkesi ve milleti için çalışan, üreten, Türkiye'nin geleceği için emek sarf eden tüm Memur-Sen'lilere ve kamu görevlilerinin tamamına selam ve sevgilerini ileten Erdoğan, Memur-Sen 30. Yıl Vefa Buluşması dolayısıyla kamu görevlileri ile bir arada olmanın bahtiyarlığını yaşadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve ekibine, Genç Memur-Sen'lilere bu anlamlı buluşma için teşekkür ederek, "Her sayfası başarılarla dolu, mücadele ile örülü, azim ve gayretle bezeli 30 yılı geride bırakan Memur-Sen ailesinin tüm üyelerini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Kuruluşundan itibaren bu çatı altında görev alan, alın terini fikirle, bereketle, maişetle süsleyen tüm kardeşlerimi canıgönülden kutluyorum. Başta konfederasyonda yer almış, vazife üstlenmiş fakat bugün aramızda olmayan tüm kardeşlerime, bilhassa da geçen ay ebediyete irtihal eden sendikamızın Onursal Genel Başkanı Zübeyir Yetik Bey'e Rabb'imden rahmet niyaz ediyorum." ifadelerini kullandı.

"Bütün giysileri yırtsak yeridir, yeter bize vefa elbiseleri" dizelerinin sahibi Memur-Sen'in Kurucu Genel Başkanı Mehmet Akif İnan'ı yad eden Erdoğan, "Hayatını hak ve hakikat mücadelesine adayan, kalemi, duruşu ve cesaretiyle nesillere örnek olan, Filistin'i, Mescid-i Aksa'yı, Kudüs'ü, mazlum ve mağdur coğrafyaların hüznünü son nefesine kadar kalbinde bir yara olarak taşıyan Akif İnan ağabeyimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum." diye konuştu.

Türlü imkansızlıklara, gizli açık çeşitli baskılara ve yasaklara rağmen kurulan Memur-Sen'in bugün 30'uncu yaşını kutladığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Memur-Sen'in eriştiği noktaya bakınca merhum Akif İnan'ın tasavvur ettiği hareketin kuvveden fiile çıktığını memnuniyetle görüyoruz. Emanetin ehil ellerde olduğunu, ekilen tohumların filizlendiğini, dikilen fidanların meyvelerini verdiğini büyük bir kıvançla müşahede ediyoruz. Soğuk savaş yıllarından kalma ideolojik kalıplara hapsolmayı reddeden, çatışmacı sendikacılık anlayışını elinin tersiyle itip ilkeli, sorumlu ve çözüm odaklı bir tutum benimseyen, mikro planda kamu görevlilerinin, makro düzeyde milletimizin ve demokrasimizin savunuculuğunu üstlenen, en keskin virajlarda dahi savrulmayan, en kritik süreçlerde milli iradenin yanında saf tutan, zor zamanlarda demokrasiye sahip çıkan Memur-Sen, başarı hanesini her gün yeni yıldızlarla süslüyor."

"MEMUR-SEN MİLLETİMİZİN VE DEMOKRASİNİN YANINDA SAF TUTMUŞTUR"

Memur-Sen'in siyasi olaylar karşısındaki tavrına da dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti: "Şunu da büyük bir gururla ifade etmek isterim. Kibirli vesayet odaklarının 'bin yıl sürecek' dediği 28 Şubat darbesinden 27 Nisan Bildirisine, katsayı adaletsizliği ve başörtüsü yasaklarından milletimizin oyuyla iktidara gelen partimize yönelik kapatma davasına, Gezi kalkışmasından 17-25 Aralık emniyet yargı kumpaslarına, 15 Temmuz'daki hain darbe teşebbüsüne kadar istiklal ve istikbalimizi hedef alan tüm saldırılarda Memur-Sen hiç tereddütsüz bir şekilde milletimizin ve demokrasinin yanında saf tutmuştur."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen'in, "asrın felaketi" 6 Şubat depremleri başta olmak üzere orman yangınlarında, sel felaketlerinde ve salgın sürecinde hep sahada olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tüm kapasitesiyle milletimizin yanındaydı. Sadece sınırlarımız içinde değil, yurt dışında da milletimizi başarıyla temsil ettiniz. 'Kudüs'ü unutmak yurdumuzu unutmaktır. İnancımızı, kişiliğimizi unutmaktır. Anlamımızı unutmaktır, köleliğe talip olmaktır.' diyen Akif İnan ağabeyin mirasına sahip çıktınız. Mitinglerde imza kampanyaları ile proje, rapor ve araştırmalarla yardım faaliyetleriyle mazlum ve mağdurların haykıran sesi oldunuz. Rabb'im sizlerden razı olsun.

Bunun dışında Memur-Sen, asli vazifesini de bihakkın yerine getirmiştir. 1 milyon 79 bin kişilik kadrosuyla Memur-Sen uluslararası sendikacılık faaliyetlerinde de önemli bir ivme yakalamıştır. 25 ülkeden 33 konfederasyonun yer aldığı 30 milyona aşkın emekçiyi temsil eden Uluslararası Emek Konfederasyonunun kuruluşuna öncülük etmiştir. Diğer taraftan, aynı zamanda bir sendikacılık mektebi olan Genç Memur-Sen, geleceğimizin mihmandarı gençlerimizin akademik, sosyal ve kültürel gelişimleri için pek çok çalışmayı hayata geçiriyor. Kadın komisyonumuz artan asimetrik tehditler karşısında aile kurumuna sahip çıkan faaliyetler gerçekleştiriyor. Daha burada saymayacağımız nice başarıyı, nice faaliyeti, nice önemli çalışmayı gerçekleştiren Memur-Sen'le iftihar ediyoruz."

"MEMUR-SEN GİBİ SENDİKALARIMIZLA DİYALOG İÇERİSİNDE KAMU GÖREVLİLERİMİZİN ÇOK ÖNEMLİ TALEPLERİNİ HAYATA GEÇİRDİK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen Memur-Sen 30. Yıl Vefa Buluşması'nda yaptığı konuşmada, şair ve yazar Mehmet Akif İnan'ın "Ülkemiz dünyayı kardeş görendir, gökleri insanın ortak tarlası" diyerek rotasını çizdiği Memur-Sen'in, hamuru fikirle, aksiyonla, ahlakla, erdemle ve vicdanla yoğrulmuş bir dava hareketi olduğunu söyledi.

İlkeli duruşları, eşsiz hizmetleri ve hasbi gayretlerinden dolayı Memur-Sen teşkilatını tebrik eden Erdoğan, "Prensiplerinizi ve değerlerinizi muhafaza ederek, kurumsal kapasitenizi güçlendirerek yola devam edeceğinize yürekten inanıyorum." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin büyümesi, gelişmesi, güçlenmesi ve 86 milyon vatandaşın daha müreffeh bir ülkede yaşaması için göreve geldikleri ilk günden bu yana aşkla, şevkle, aralıksız çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, 23 yıllık iktidarlıklarında Allah'ın yardımı, aziz milletin desteğiyle sayısız engelleri aştıklarını, her alanda çok önemli mesafeler katettiklerini dile getirdi.

Gerek anayasa gerekse kanun ve mevzuat düzeyinde yaptıkları düzenlemelerle toplumun tüm kesimlerinin önünü açtıklarını belirten Erdoğan, kamu hizmetlerinin etkin, hızlı, eşit ve verimli bir şekilde millete sunulabilmesi için gerekli tüm tedbirleri aldıklarını ifade etti.

Devletin "Kerim" vasfını hiç olmadığı kadar güçlendirdiklerini, bunu vatandaşa bizzat hissettirdiklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim iktidarımızla birlikte milletimiz uzun yıllar sonra kendine hizmet eden üstenci değil halkına hizmetkar olmayı şeref bilen bir anlayışla tanıştı. Kamu yönetiminde köklü bir paradigma değişimi yaşandı. Tek parti ve vesayet dönemlerinde devlet ile millet arasına çekilen dikenli telleri birer birer kaldırdık. Cumhuru Cumhuriyet'le buluşturduk. Devleti milletle kucaklaştırdık. Yine bu süreçte Memur-Sen gibi sendikalarımızla diyalog içerisinde kamu görevlilerimizin çok önemli taleplerini hayata geçirdik. Geriye dönüp baktığımızda her birinin önemi bugün daha iyi anlaşılan düzenlemelerle memurlarımızın mali ve sosyal haklarını güçlendirdik."

"2023'TE 460 BİN SÖZLEŞMELİ PERSONELİ KADROYA GEÇİRDİK"

Erdoğan, iktidarlıkları döneminde demokratik haklar konusunda son derece önemli atılımlar gerçekleştirdiklerinin altını çizdi.

Bu kapsamda, 2002 ile 2010 yıllarında kamu çalışanlarına ilave bir derece verdiklerini hatırlatan Erdoğan, disiplin cezalarının affedilmesinden, disiplin kurullarında sendika temsilcilerinin yer almasına kadar çalışanların lehine adımlar attıklarını aktardı.

Aile yardımı ödeneğini artırdıklarını, çocuk yardımlarını güçlendirdiklerini ve engelli yakını olan memurlara tayin kolaylığı getirdiklerini anımsatan Erdoğan, "Refakat izni tanıdık. Maaş promosyonlarının tamamının kamu görevlilerine ödenmesini sağladık. 2010 Anayasa referandumu ile kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı getirdik. Toplu sözleşme primlerini toplu sözleşme ikramiyesine dönüştürdük. Emekli memurlarımızın maaş ve ikramiyelerinde ciddi artışlar yaptık. 2011 ve 2013 yıllarında 280 bin, 2023'te ise 460 bin sözleşmeli personeli kadroya geçirdik." diye konuştu.

Bir dönem Türkiye'nin en temel sorunlarından birinin ayrımcılık olduğunu ifade eden Erdoğan, kamu görevlilerinin sırf inançlarını yaşamaya çalıştıkları için fişlendiğini, baskıya maruz kaldığını, sadece dinini hayatına tatbik ettiği için "irticacı, gerici, tarikatçı, yobaz" denilerek tahkir edildiğini söyledi.

"Selamünaleyküm" ve "Elhamdülillah" diyenlerin, namaz kılanların, hacca gidenlerin, oruç tutanların bilhassa belli dönemlerde hor görüldüğünü, çalıştıkları kurumlarda psikolojik baskıya muhatap olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:

"O yıllar boyunca özellikle bürokraside ideolojik bir kast sistemi bunun konuşulmasını, tartışılmasını asla istemediler. Kendi klanları, kendi hizipleri dışında kimseye hayat hakkı tanımadılar. Millete 'bidon kafalı', 'göbeğini kaşıyan adam' dediler. Bizim burada edebimizin el vermeyeceği ifadelerle insanımıza hakaret ettiler. Evet bunların hepsini ve çok daha fazlasını sizlerle birlikte gördük. Baskının her türlüsünü iliklerimize kadar yine sizlerle beraber yaşadık. Milletin iradesine ve demokrasimize vurulan zincirleri de siz Memur-Sen'li kardeşlerimle birlikte parçaladık. Hamdolsun azgın azınlığın sessiz çoğunluğa hayat tarzı dayattığı, baskı uyguladığı, parmak salladığı o karanlık günler artık geride kaldı. Hac farizasını yerine getirmek isteyen kamu çalışanlarımıza ücretsiz izin hakkı tanıdık. Cuma namazı vaktini ihtiva eden izin düzenlemesini uygulamaya aldık."

"BAŞÖRTÜLÜ VALİLERİN, BÜYÜKELÇİLERİN, SİYASETÇİLERİN, BAKANLARIN OLDUĞU GÜNLERE GELDİK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başörtüsüne yönelik faşizan, yasakçı uygulamalara son verdiklerini hatırlattı.

Bugün kadınların hiçbir kısıtlama olmadan tüm kamu kurumlarında özgürce çalışabildiğini aktaran Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: "Milletin oylarıyla meclise başörtüsüyle girdiği için hanım kardeşlerimize kürsüden had bildirildiği, gazete köşelerinden iffetlerine ahlaksızca dil uzatıldığı karanlık günlerden bugün başörtülü hakimlerin, savcıların, valilerin, büyükelçilerin, siyasetçilerin, bakanların olduğu günlere geldik. Hedefimiz, uğruna bedel ödeyerek elde ettiğimiz bütün bu kazanımların yeni anayasada daha sağlam bir güvenceye kavuşturulmasıdır. Zaman zaman şahit olduğumuz hadsizliklerin, küstahlıkların insanımızın en temel haklarını kullanmasından duyulan tahammülsüzlüklerin önünü ancak bu şekilde tamamen kesebiliriz. Bizden sonraki nesillerin bizim yaşadıklarımızı yaşamamaları için başörtüsünden, sakalından, sarığından, çarşafından dolayı kimsenin ötekileştirilmediği bir iklimi bu ülkede tesis ve tahkim etmek durumundayız. Bizim hepimizin varlık gayesi işte budur. Geride bırakacağımız en büyük miras böyle bir Türkiye olacaktır. Ülkemizi yeni, sivil ve özgürlükçü anayasaya kavuşturma mücadelemize vereceğiniz desteği bu bakımdan çok önemli buluyorum. Memur-Sen'den, Cumhur İttifakı olarak başlatıp, bir devlet projesi olarak yürüttüğümüz Terörsüz Türkiye girişimimize de katkı sunmasını, bu hayırlı süreci samimiyetle sahiplenmesini bekliyorum.

"23 YIL ÖNCE 44 SENDİKA VARKEN, BUGÜN 286 SENDİKAMIZ MEVCUT"

Erdoğan, yaptığı konuşmada, yasaklarla mücadelenin yanı sıra özlük haklarıyla ilgili de önemli adımlar attıklarını hatırlattı.

Kamu görevlileri dahil tüm çalışanların ücretlerinde asgari ücret tutarı kadar gelir vergisi muafiyeti getirdiklerini anımsatan Erdoğan, 5 milyon 300 bin kişiyi kapsayan ek gösterge düzenlemesini hayata geçirdiklerini belirtti.

Ana muhalefetin, Anayasa Mahkemesi'ne götürerek iptal ettirdiği toplu sözleşme ikramiyesi için yeni bir düzenleme yaparak, bu ikramiyenin sendika üyesi tüm kamu görevlilerine ödenmesini temin ettiklerini dile getiren Erdoğan, kısa süre önce üniversite idari personelinin yer değişikliği çalışmasını başarıyla tamamlayarak yürürlüğe aldıklarını söyledi.

Erdoğan, kamuda sendika bilincini yaygınlaştırdıklarını, 2002'de kamu görevlilerinin sendikalaşma oranı yüzde 47,94 iken bunun 2024'te yüzde 75,18'e çıktığını bildirdi.

Türkiye'de 2002'de 650 bin 770 olan sendika üye sayısının bugün 2 milyon 251 bine yükseldiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"23 yıl önce 44 sendika varken, bugün 286 sendikamız mevcut. Özetin özeti mahiyetindeki bu tablo, bizim kamu sendikacılığının gelişip büyümesine verdiğimiz önemi çok net biçimde ortaya koyuyor. Burada şu hususu da ifade etmek isterim. 2025 yılı Ocak ayında yaptığımız zamlarla en düşük devlet memuru maaşını 43 bin 726 liraya ulaştırdık. Bu artışla birlikte 2002'den bu yana en düşük memur maaşındaki reel artış yüzde 266'ya yükseldi. Şimdi önümüzde yeni bir toplu sözleşme dönemi var. 2026-2027 yıllarını kapsayacak 8. Dönem Kamu Toplu Sözleşme görüşmeleri inşallah ağustos ayında başlayacak. Bu görüşmelerde sendikaların taleplerini can kulağıyla dinleyecek, gerçekleri gözetecek, ekonomimizin imkanlarıyla kamu çalışanlarımızın refahını dengeleyen bir yol haritası çizmeye özen göstereceğiz. Şunu tüm samimiyetimle vurgulamak arzusundayım, 23 yılda kamu çalışanlarımız için verdiğimiz mücadele, attığımız adımlar, hayata geçirdiğimiz reformlar ortadadır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ekonomisi büyüdükçe, bundan ortaya çıkan katma değeri, toplumun tüm kesimlerine adaletli bir şekilde yayılmasını sağladıklarını söyledi.

Üreticiler, çiftçiler, emekçiler, sanayiciler gibi kamu görevlilerinin de haklarını layıkıyla korumanın, şartlarını iyileştirmenin ve onları enflasyona ezdirmemenin asli vazifeleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Şimdiye kadar kamu görevlilerimizin sosyal, mali ve özlük haklarını nasıl geliştirdiysek, yeni dönem toplu sözleşme sürecinde de inşallah aynı prensiple hareket edeceğiz." dedi.

"SALDIRILARIN DAHA BÜYÜK FELAKETE DÖNÜŞMEMESİ İÇİN ÇABA HARCIYORUZ"

Türkiye olarak, bir yandan toplam faturası 100 milyar doları aşan 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak için mücadele ettiklerini, diğer yandan da bölgedeki çatışmaları ve krizleri suhuletle yönetmeye çalıştıklarını belirten Erdoğan, 3,5 yılını tamamlayan Rusya- Ukrayna savaşının, Türkiye'ye sirayet etmesine izin vermediklerinin altını çizdi.

Erdoğan, Türkiye'nin, 7 Ekim 2023'ten beri devam eden Gazze soykırımında İsrail'e karşı en net duruşu sergileyen ülkelerden biri olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:

"Soykırımcı İsrail ile tüm ticari işlemleri durdurarak toplam 9 milyar doları bulan bir rakamdan sarfınazar ettik. Ana muhalefet partisi Filistin direnişine terör çamuru atarken, biz Gazzeli kardeşlerimizin yanında dimdik durduk. Son olarak İsrail ve destekçilerinin komşumuz İran'a yönelik saldırılarının daha büyük bir felakete dönüşmemesi için yoğun çaba harcıyoruz. İran'ın egemenliğine ve bölgemizin güvenliğine yönelik saldırıları kimden gelirse gelsin asla tasvip etmiyor, tepkimizi de açıkça ortaya koyuyoruz."

Türkiye'nin geçen hafta sonu İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi'nin 51. Oturumu'na İstanbul'da 2 gün boyunca ev sahipliği yaptığını hatırlatan Erdoğan, yarın NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne katılmak üzere Lahey'e gideceklerini aktardı.

"EKONOMİ PROGRAMININ OLUMLU NETİCELERİNİ ALMAYA BAŞLADIK"

"Gerek biz gerek Dışişleri Bakanı'mız gerekse diğer arkadaşlarımız telafisi mümkün olmayan acılar yaşanmaması için seferber olmuş durumdayız. Hep beraber ülkemizi, dalga boyu sürekli yükselen fırtınalı sulardan bir an önce sakin sulara ulaştırmanın derdindeyiz." diyen Erdoğan, günübirlik politikalarla değil, dağın arkasındaki tehlikeleri gören, bunlara erkenden tedbir alan, uzun erimli bir bakış açısıyla hareket ettiklerinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimiz gönlünü ferah tutsun, 86 milyonun kılına zarar gelmemesi için ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık, onu yapacağız ve yapıyoruz." ifadelerini kullandı.

Tüm sıkıntılara rağmen son 2 yıldır kararlılıkla uygulanan ekonomi programının olumlu neticelerini almaya başladıklarına işaret eden Erdoğan, enflasyon hedefleri gerçekleştikçe, alım gücündeki artışın daha fazla hissedileceğini, bunun kazananının da 86 milyonun tamamının olacağı söyledi.

Kısa vadeli hesapların Türkiye'ye her zaman kaybettirdiğine vurgu yapan Erdoğan, "Popülizm bu millete geçmişte çok ağır faturalar yüklemiştir. Seçim meydanlarında bol keseden atıp tutup, şimdi belediye işçilerini kapı dışarı edenlerin kışkırtmalarına prim vermiyoruz. Dikkat ederseniz, bir tarafta İsrail ve ortakları komşumuz İran'a saldırıyor, diğer tarafta ana muhalefet partisinin genel başkanı yeniden gündeme getirdiği sorumsuz boykot listeleriyle Türk ekonomisine ve milli markalara alenen darbe vurmaya çalışıyor." diye konuştu.

"DOĞRU BİLDİĞİMİZ YOLDA EMİN ADIMLARLA YÜRÜMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ"

"Belediyeler üzerinden iş dünyasını, esnafı, tüccarı haraca bağlamış 3-5 yankesiciyi korumak adına utanmadan milletin ekmeğiyle oynuyor." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kimse kusura bakmasın, çevremiz ateş çemberiyle sarılıyken, böyle bir dönemde yeni boykot listeleriyle istihdam sağlayan milli markaları hedef göstermek gaflet değilse, ekonomiye savaş açmak demektir. Dünyayı takip eden, ülkesini seven, milletine karşı mesuliyet duygusu olan hiç kimse bu derece şuursuz, bu derece keyfi hareket edemez. Aslında biz bunların derdinin, kamu görevlilerimizin ve işçilerimizin hakları olmadığını geçmişte defalarca gördük. 'Kimseyi işten çıkarmayacağız.' dediler, ellerine fırsat geçince, on binlerce emekçiyi zerre acımadan kapının önüne koydular. Bugün de yandaşlarını zengin etmek, milletten çaldıklarıyla para kuleleri dikmek, ona buna hakaret etmeleri için milletin parasıyla trol orduları kurmak dışında hiçbir amaçlarının olmadığını çok iyi biliyoruz. Bırakın bizlere akıl vermeyi, normal şartlarda milletin içine çıkamayacak şahısların bizi çekmek istediği tuzağa asla düşmeyeceğiz. Doğru bildiğimiz yolda emin adımlarla yürümeyi sürdüreceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kamuda çalışan yaklaşık 600 bin işçimizin toplu sözleşme süreçleri devam ediyor. Bu kardeşlerimizin kahir ekseriyeti, taşeron işçilikten kadroya aldığımız emekçilerimizden oluşuyor. Burada da hakkaniyetli ve rasyonel bir sonuca ulaşılacağına inanıyorum." dedi.

"KORUYUCU GİYİM VE DONANIMDA YAŞANAN SORUNU ÇÖZECEĞİZ"

Çeşitli mağduriyetlere yol açan, koruyucu giyim ve donanım konusunda yaşanan sorunu da çözeceklerini belirten Erdoğan, geçen hafta bununla ilgili kanun teklifinin AK Parti Grubu tarafından Meclis Başkanlığına sunulduğunu anımsattı.

Memur-Sen'in 30. yılının Türkiye, millet, sendikalar ve kamu çalışanları için hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, Memur-Sen ailesinin hizmetle, mücadeleyle, başarıyla dolu daha nice 30 yıllara erişmesini temenni etti.

Erdoğan, "Mehmet Akif İnan başta olmak üzere bu çatı altında ülkesine ve milletine hizmet eden tüm büyüklerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Ali Yalçın kardeşime ve yönetimine bu güzel buluşma için tekrar teşekkür ediyorum. Rabb'im muhabbetimizi artırsın, dayanışmamızı, kardeşliğimizi daim kılsın." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA