CHP Antalya Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Mustafa Erdem, TBMM Genel Kurulu’nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı’nın 2026 yılı bütçeleri üzerine yaptığı konuşmada, 2026 bütçesinin emekçiyi, emekliyi, işsizi ve genci görmezden geldiğini savundu. Erdem bütçe görüşmelerinin bir tarafında açlığa mahkûm edilen emekliler ve geçim mücadelesi veren emekçiler olduğunu, diğer tarafında ise “itibardan tasarruf etmeyen bir anlayış” bulunduğunu ifade etti.
“VERGİ YÜKÜ EMEKÇİNİN SIRTINDA”
2026 bütçe teklifine göre vergi gelirlerinin yüzde 75,3’ünün dolaylı vergilerden sağlanacağını hatırlatan Erdem, Gelir Vergisi artış hedefi yüzde 39,5 iken Kurumlar Vergisi artış hedefinin sadece yüzde 1,9 olmasına dikkat çekti. Bu tablonun “patron dostu, emekçi düşmanı” bir bütçe anlayışını yansıttığını savundu. Sosyal güvenlik sistemine ayrılan kaynak artışının, faiz ödemelerindeki artışın onda biri bile olmadığını vurguladı.
EMEKLİLER VE ASGARİ ÜCRETLİLER
Mustafa Erdem, bütçede en ağır darbeyi emeklilerin aldığını belirterek, geçinemeyen emeklilerin iş aramak zorunda kaldığını, 2025’te İŞKUR’a başvuran emekli sayısının 26 bine yükseldiğini söyledi. En düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çıkarılması ve bayramlarda bir maaş ikramiye verilmesi çağrısında bulundu.
Asgari ücrete dair değerlendirmelerde bulunarak; Türkiye’de neredeyse her iki işçiden birinin asgari ücretle çalıştığını belirtti. 2026 için telaffuz edilen 27–28 bin liralık asgari ücret hedefinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Erdem, asgari ücretin 39 bin lira olması gerektiğini söyledi. Ücretlerin hedeflenen değil, gerçekleşen enflasyona göre belirlenmesini ve yılda en az iki kez güncellenmesini istedi.
İŞSİZLİK, GENÇLER VE İŞ CİNAYETLERİ
23 yıllık iktidarları sonunda çalışma çağındaki her üç kişiden birinin işsiz olduğunu savunan Erdem, genç işsizliğinin resmi rakamlara göre yüzde 15,6, genç kadın işsizliğinin ise yüzde 20,6 seviyesinde olduğunu aktardı. “Ev genci” kavramının bu dönemde ortaya çıktığını söyleyen Erdem, bütçenin gençlere iş değil, göç hayali sunduğunu ifade etti.
İş cinayetlerine de değinen Erdem, yılın ilk 11 ayında 1.956 işçinin hayatını kaybettiğini, Türkiye’nin Avrupa’da iş cinayetlerinde ilk sıralarda yer aldığını söyledi. 2026 bütçesinde her 100 bin çalışan başına 6,5 ölümlü iş kazası hedefinin “başarı” olarak sunulmasını eleştirdi. 2025’te bugüne kadar 87 çocuk işçinin yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, bunun “utanç” olduğunu dile getirdi.
SENDİKASIZLAŞTIRMA, TAŞERON VE İŞSİZLİK FONU ELEŞTİRİSİ
Türkiye’nin işçi ve sendika hakları açısından dünya sıralamasında en kötü ülkeler arasında olduğunu belirten Erdem, taşeron, güvencesiz ve sözleşmeli çalışmanın milyonlarca kişiyi mağdur ettiğini söyledi. Stajyer ve çırakların sigortalarının işveren tarafından ödenmesi halinde SGK’nın yıllık 200 milyar lira prim geliri elde edebileceğini ifade etti.
İşsizlik Sigortası Fonu’nun işsizler yerine işveren teşvikleri için kullanıldığını savunan Erdem, işsizlerin sadece yüzde 15,8’inin işsizlik ödeneği alabildiğini belirtti. Fonun amacına uygun kullanılmasını istedi.




