Büyük İstanbul depremi, Türkiye’de bilim insanlarının uzun süredir takip ettiği kritik bir konudur. Büyük İstanbul depremi, Marmara Denizi altındaki fay hattındaki biriken enerjinin potansiyel etkileri nedeniyle İstanbul’un milyonlarca sakini için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu yazıda Büyük İstanbul depremiyle ilgili en güncel sismik veriler, uzman değerlendirmeleri ve olası senaryolar detaylı şekilde ele alınacaktır. Büyük İstanbul depremi, hem şehir planlaması hem de halkın afet farkındalığı açısından büyük önem taşımaktadır.
Marmara bölgesindeki fay hatları, Büyük İstanbul depremi riskini belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Marmara segmenti uzun bir süredir büyük kırılma yaşamamış ve bu nedenle enerji birikimi devam etmektedir. Jeolojik ölçümler ve GPS verileri, bu segmentteki gerilimin yüksek olduğunu ve olası bir sarsıntının ciddi sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Büyük İstanbul depremi tahminleri, yalnızca geçmiş depremlerden değil, aynı zamanda güncel yerbilimsel verilere dayanmaktadır.
Deprem uzmanları, Büyük İstanbul depremi olasılığı konusunda farklı değerlendirmeler yapmaktadır. Prof. Dr. Naci Görür, Marmara’daki gerilimin yüksek olduğunu ve 7’nin üzerinde bir deprem ihtimalinin ciddi şekilde gündemde olduğunu belirtiyor. Görür, Kuzey Marmara fay hattındaki enerji birikiminin büyük bir kırılmayı tetikleyebileceğini vurguluyor. Bu uyarı, İstanbul’un deprem açısından hâlâ kritik bir konumda olduğunu ortaya koyuyor.

Diğer yandan Prof. Dr. Osman Bektaş, fay hattında bazı bölgelerde yavaş kaymalar olabileceğini ve bunun büyük bir kırılmayı sınırlayabileceğini ifade ediyor. Bektaş’a göre Büyük İstanbul depremi tahmini büyüklüğü 7’nin altında kalabilir; fakat düşük büyüklük, özellikle eski ve dayanaksız yapılar açısından riskin tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmez.


Prof. Dr. Şerif Barış, Marmara Denizi segmentinde enerji birikiminin sürdüğünü ve önümüzdeki 30 yıl içinde yaklaşık %47 olasılıkla 7.3 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşebileceğini belirtiyor. Barış, halkın bilinçlendirilmesi ve risk yönetimi stratejilerinin bu süreçte hayati önem taşıdığını ifade ediyor.
Büyük İstanbul depremi zamanlaması kesin olarak bilinmese de, uzmanlar hazırlıklı olmanın önemini vurguluyor. Marmara bölgesindeki küçük ve orta ölçekli sarsıntılar bile altyapı ve binalar üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. Bu nedenle Büyük İstanbul depremi hazırlıkları, hem teknik hem de toplumsal düzeyde yürütülmelidir.
AFAD ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi kurumlar, Marmara’daki sismik hareketliliği izlemeye devam ediyor. 23 Nisan 2025’te meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, uzmanlar tarafından Büyük İstanbul depremi riskini yeniden gündeme getiren bir uyarı olarak değerlendirildi. Bu sarsıntı, zayıf zeminlerde hissedilmiş ve olası bir büyük deprem öncesi alarm niteliği taşımıştır.
Büyük İstanbul depremi için alınabilecek önlemler arasında binaların güçlendirilmesi, kentsel dönüşüm projeleri, erken uyarı sistemlerinin kurulması ve toplumsal farkındalık programları bulunuyor. Özellikle eski yapıların dayanıklılığı, Büyük İstanbul depremi sırasında can kaybını azaltmada kritik rol oynuyor.
Uzmanlar ayrıca Büyük İstanbul depremi hazırlıklarının sadece teknik değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik boyutları olduğunu belirtiyor. Deprem planlaması, enerji ve su hatlarının dayanıklılığını artırmayı, acil müdahale ekiplerinin hazır olmasını ve halkın güvenli toplanma alanlarını bilmesini içermelidir.
Sonuç olarak, Büyük İstanbul depremi riski, güncel bilimsel veriler ve uzman görüşleri ışığında ciddi bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor. Büyük İstanbul depremi ne zaman gerçekleşeceği kesin olarak bilinmese de, hazırlıklı olmak ve önlemleri almak, riskin etkilerini en aza indirmenin tek yoludur.


