Ankara'nın en merkezi yerinde bir virane

Duvarlarının solgun sarı renkleri isten-pisten kararmaya yüz tutmuş.

Üç katlı binaların sıra sıra dikildiği birbirine paralel uzanan sokakların bakımsız hali, korku filmlerinin terk edilmiş kasabalarını anımsatıyor.

Hafta sonunda yolum yine o tarafa düştü.

Bir zamanlar kentin gözde semtlerinden Saraçoğlu Mahallesi'nin bulunduğu bölgeye…

Güvenpark'tan Necatibey Caddesine kadar uzanan Kumrular sokakta yol alırken, içim burkuldu.

Bir zamanlar, askerlerin, üst düzey bürokratların ağırlıklı olarak yer aldığı Saraçoğlu Mahallesi, bakımsızlıktan, uğradığı afet sonucu yıkılmaya yüz tutmuş en ücra köşelerdeki semtleri anımsattı.

Bir dönemin gözde semti ne hale gelmişti.

Hele Üçüncü Cadde…

Bir zamanlar, gözde mahallenin gereksinimlerini karşılayan caddenin hemen girişinde yer alan eczane ve manav gitmiş, yerini görüntüyü iyice sevimsizleştiren küçük bir otopark almış.

Karşı sırada bulunan 2 No'lu apartmanın durumu ise daha da kötü.

Bir zamanlar Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İrfan Tansel'in de oturduğu apartmanın gelişi güzel çakılan tahtalarla perdelenmiş kapısı yüreğimi sızlattı.

Tansel Paşa'nın yaz akşamları siyah kıvırcık tüylü köpeğiyle Üçüncü Cadde'nin bir ucundan öteki ucuna gidiş-gelişlerini anımsadım.

Ve onun her önümüzden geçişinde koyu sohbete daldığımız duvarın üzerinden atlayıp asker misali hazır ola geçişimizi.

Sonra Mahalle'nin Üçüncü Cadde ile Necatibey Caddesi arasında kalan ve Kumrular Sokak'a bakan cephesinin içler acısı görüntüsüne takıldı gözlerim.

Bir an önce uzaklaşmak için oradan adımlarımı sıklaştırdım.

Koşarcasına ilerlerken, yine yıllanmış soru geldi aklıma:

''Ne olacak Saraçoğlu'nun hali''

Sahi ne olacak?