Özel Haber

Genç heykeltıraş Furkan Özmen’e hocasından tam not

Heykeltıraş sanatçılarından Furkan Özmen, Ankara Kalesi Emin Antik Sanat Merkezi’nde genç yaşına rağmen ahşap heykel alanında ‘ben de varım’ dedirten çalışmalarını sergiliyor.

Taş, mermer, kil, metal gibi birçok malzeme ile heykeller yaparken, çok daha farklı bir malzeme olduğunu gördüğü ahşap ile çalışmaya karar veren Furkan Özmen’e en büyük desteği üniversite hocası veriyor. Emin Antik Sanat Merkezi’ndeki ahşap heykel sergisini ziyaret eden Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Çaydere, “Bizim hocaları ve bölümü olarak gurur duyduğumuz bir öğrencimiz. Bu sergisini de keyifle geziyoruz” dedi.

‘Ruhumdan Taşanlar, Parmak Uçlarımdan Sızar” temalı sergisini Ankaralı sanatseverlere ulaştıran Özmen, www.baskentgazete.com.tr’ye çalışmalarını anlattı. 2003 Ankara doğumlu olan sanatçı, resim öğretmeni olma hayali ile Gazi Üniversitesi tercihini yaptığını ifade ediyor. Heykel çalışmalarına okula girdikten sonra daha profesyonelce ilgilendiğini vurgulayan Özmen, taş, mermer, kil, metal gibi birçok malzeme ile heykel yaptığını söylerken, ahşabın özellikle çok daha farklı bir malzeme olduğuna dikkat çekiyor.

“AZİMET HOCANIN DİZİNİN DİBİNDEN AYRILMADIM”

Ahşap heykel çalışmasına Azimet Karaman hocanın etkisi ile başladığını anlatan genç sanatçı “Onun dizinin dibinde ıskarpelasını (keski) toplayarak izleyerek başladım. Ahşabın özellikle çok daha farklı bir malzeme olduğunu gördüm. Çünkü, kendi lifleri ve yapısından kaynaklı, fiziksel olarak çalışırken size karşılık veren bir malzeme” sözleriyle anlatıyor.

AHŞAPLA ÇALIŞMAK İKİ KİŞİLİK İŞ

Diğer heykel malzemeleri ile de çalıştığını anlatan genç sanatçı Özmen, ahşapta daha özenli olduğunu vurgularken, ahşabı diğer malzemelerle şöyle kıyaslıyor: “Kilde, iskeletini sağlam kurduğunuz sürece hâkimiyet sizde olabilir; metalde de kontrol benzer şekilde sanatçının elindedir. Ancak ahşabın liflerinden ve harelerinden kaynaklanan, hatta bazen kendi budağından gelen bir direnci vardır. Bu nedenle onun kontrolü her zaman sizde olmayabilir. Kimi zaman yıllanmış bir ağaçla çalışırsınız ve bir bakarsınız içinden sıkılmış bir kurşun çıkar; bazen ağaca çakılmış eski bir tabela çivisiyle karşılaşırsınız. Bu tür beklenmedik etkenlerle sıkça karşılaşılabilir. Dolayısıyla ahşap heykelde her zaman tam olarak istediğimizi yapmak mümkün olmaz; hâkimiyet bütünüyle bizde değildir. Ahşap sizi yönlendirir ve ortaya aslında iki kişilik bir üretim süreci çıkar.”

Hemen bütün ağaç ürünleri üzerinde çalıştığını anlatan Furkan Özmen, “Ihlamur, ceviz, kestane gibi ya da kimi zaman komşularımızın, akrabalarımızın yıllarını geçirdiği evlerin bahçelerindeki ağaçlar kesildiği zaman, onlar da atılmasın diye bana veriyorlar. Onlar üzerinde çalışıyorum. Bazen sanayiden de alıyorum” diyor.

ATÖLYELERİ GEÇ SAATLERE KADAR AÇIK TUTMAYA BAŞLADIK

Emin Antik Sanat Merkezi’ndeki sergisinde Furkan Özmen’i hocası Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Çaydere de yalnız bırakmıyor. Öğrencisini www.baskentgazete.com.tr’ye anlatan Çaydere şunları dile getiriyor:

“Furkan çok çalışkan ve yetenekli bir öğrencimiz. Araştırmacı bir kimliğinin de oldukça ön planda olduğunu gözlemledik. Günün büyük çoğunluğunu atölyede geçiren bir öğrencimiz. Bu nedenle de Furkan ve birkaç arkadaşı için şartları zorlayarak heykel atölyesini hafta sonlarını ve hafta içinde de geç saatlere kadar açık tutuyoruz. Onlar da sağ olsunlar hakkını veriyorlar. Biz hocaları ve bölümü olarak gurur duyduğumuz bir öğrencimiz. Bu sergisini de keyifle geziyoruz.”