17 Haziran'da bu yazıyı yazmak için oturdum bilgisayarın başına…
Yazacağım konuyla ilgili olarak bilgisayarımda yaptığım aramada karşıma bir yazı çıkıverdi…
Bakar mısınız?
Yazı, tam da yıllar önce bir 17 Haziran'da yaşananlarla ilgili…
18 yıl önce… 2000 yılında…
Benim bilgisayarımda bulunma nedeni ise, o zamanlarda çıkardığım dergide bu yazıyı yayımlamış (*) olmam…
***
O gün (17 Haziran 2000), Edebiyatçılar Derneği'nin Genel Kurulu yapılmış…
Şair Zerrin Taşpınar, kaleme aldığı yazıda, orada yaptığı konuşmayı özetliyor:
'Konuşmam kısa ve özdü. Derneğin, son bir yılda toplatılan kitaplara, kitapları nedeniyle hakkında soruşturma açılan yazarlara karşı ilgisiz kaldığını, o sabah aklıma geliveren örneklerle belirttim. 'Alevi Bektaşi Şiirleri Antolojisi'nin ve 'Mehmedin Kitabı' adlı yapıtın toplatılmasıydı verdiğim örnekler. Bir de M. Emin Değer hakkında açılan soruşturmalar... 'Bir Cumhuriyet Düşmanının Portresi ya da Fethullah Gülen Hocaefendi'nin Derin Misyonu'nun yazarı M. Emin Değer, Fethullah Gülen'in sözlerini kitabında yayımladığı için, Atatürk'e hakaretten sorgulanırken, Gülen'in yönetimce korunması, övülmesi, radikal İslam'ın üstüne gidiliyor görüntüsü altında, 'ılımlı İslam'ın korunarak yaygınlaştırılması, edebiyatçıları hiç mi ilgilendir miyordu? Bu gidişin sonuçlarını görmek çok mu zordu?
Yitirdiğimiz yazarlara sahip çıkılmadığını belirtmek de görevimdi. (Burhan Günel, ölüm ilanı verilmesinin önemli olmadığını belirtti yanıt olarak. Onun mantığına göre, yazarların esnaf odası üyeleri kadar önemi yokmuş! Selçuk Baran, Abbas Sayar, Fakir Baykurt, Can Yücel, Mahmut Tali Öngören ve Mîna Urgan'ın ölümü, toplumsal bir kayıp değil anlaşılan.)'
***
M. Emin Değer'in ölümü üzerine yazacaktım.
Karşıma bu yazının çıkması nedeniyle, başka konulara da girebilirdim ama…
Zaten hepsi birbirine bağlı…
Şöyle…
M. Emin Değer, Türkiye'nin bağımsızlığına kendini adamış bir insandı…
Daha 1970'li yıllarda onun bir kitabı düşmezdi elimizden… Bağımsızlık bilincini kazandığımız kitaplardandı o…
'CIA-Kontr-Gerilla ve Türkiye' (1977).
Sonra, 'Tanilli Dosyası – Bir Bilim Adamının Savunması' (1979).
1993'te ise 'Oltadaki Balık Türkiye'yi yayımlamıştı.
'Bir Cumhuriyet Düşmanının Portresi ya da Fethullah Hoca Efendi'nin Derin Misyonu'nu (2000) yayımlarken, 'Bu çalışma, Mustafa Kemal Atatürk'ün, bize emanet ettiği cumhuriyeti ve bağımsızlığımızı koruma ve savunma görevinin yüklediği sorumluluk içinde ele alınmalıdır.' diyordu.
Ama bakar mısınız?
Atatürk'e hakaretten sorgulanıyor. Kendini savunmak durumunda kalıyor…
Suçlanma nedeni, kitabına aldığı Fethullah Gülen'in sözleri oysa…
Fethullah Gülen ekibinin başta yargı ve ordu olmak üzere kamu kuruluşlarında sinsice adım adım yuvalarını derinleştirdiği bir zamanda oluyor bu yargılama…
Tuzak gibi… Gülmece öyküsü gibi ya da…
Ya da 'Aziz Nesin'lik bir öykü…' işte…
***
M. Emin Değer, 'Oltadaki Balık Türkiye' derken kitabının adına, bunu kendisi üretmemişti. Nelson A. Rockefeller'in sözüydü bu. Bir Amerikalının yani…
Uğur Mumcu, 'sakıncalı piyade' olarak yaptığı askerliğiyle ilgili haklarını ararken avukatı olan Emin Değer'in bu kitabından söz ederken, 'Devletimizin temelindeki ilk harç, bağımsızlık bilincidir. Bu bilinç nasıl yokedilmiş? İşte bunun yanıtlarını veriyor Emin Değer. Bu gerçekler sadece geçmiş olayları değil, ileride yaşayacağımız CIA damgalı oyunları da sergilemektedir.' diyordu.
***
Zerrin Taşpınar'ın karşı çıkışı ise, işte böyle bir yazarın Atatürk'e hakaretle suçlanmasına Edebiyatçılar Derneği gibi bir yazar kuruluşunun tepkisiz kalmasına…
Bir de yazarların 'bir esnaf odası üyeleri kadar' bile değerli görülmeyip, ölümlerinin ardından bir ilan bile verilmemesine…
***
M. Emin Değer öldü… Karşıyaka'da (Ankara'nın Karşıyaka'sı) sonsuz uykusuna daldı…
Kaç kişinin haberi var?
***
Biliyorsunuz, oltaya bir yem konmuştur…
Balık o yemi kapmak isterken yakalanır oltaya…
Bizim oltadaki balıklar da o yemi kapma telaşında…
Bugünkü gibi…
Sevgili Behçet Aysan'ın dizeleri geliyor usuma:
'değişen bir şey yok hiç/ ölm hariç. // aynı gökyüzü, aynı keder.'
__________________________
(*) Zerrin Taşpınar, 'Edebiyatçılar Derneği Neden var?', Pencere Dergisi, Eylül-Ekim 2000, Yeni Dizi: 24.
