Bugün 1 Mayıs... Son üç yazımızda ele aldığımız “Doğu ile Batı arasında çatışma şiddetlenirken Türkiye ne yapacak” sorusunun cevabı açısından önemli bir gün...

Bu yazı yayınlandığında 1 Mayıs’ın Türkiye’de emekçilerin istedikleri koşullarda gönüllerince bir bayram kutlaması yapıp yapamayacakları sorusu cevabını bulacak...

Bu da Türkiye’nin geleceği açısından önemli bir işaret olacak.

***

Aslında önceki gün İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan “Taksim yasağı” duyurusu, bu sorunun cevabını önceden vermiş bulunuyor...

Yeni olan şey, CHP’nin yıllardan bu yana ilk kez bu konuda net bir tavır takınarak Taksim’e emekçilerle birlikte yürüyeceğini açıklaması...

Bu restleşmenin sonucu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında yapılması planlanan görüşmeyi etkileyebilir.

***

Bilindiği gibi  bu görüşme (eğer gerçekleşirse)  Gazze’de yürütülen soykırımın  AKP-ABD yakınlaşmasına adeta “limon sıktığı” koşullarda yapılacak...

Şu günlerde İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırım politikasına karşı tepkiler tüm dünyada olduğu gibi ABD ve İsrail’de de yaygınlaşıyor. Bu tepkiler Biden ve Netanyahu yönetimlerini hem içeride hem dışarıda yıpratıyor...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konjonktürde İsrail’i soykırımla suçlaması ve HAMAS’ı “Kuvayı Milliye”ye benzetmesi Washington’a yapmayı planladığı gezinin iptaline yol açmış bulunuyor.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu tavrı karşısında ABD yönetim çevrelerini saran öfke, Biden’ı son seçimde güçlenen CHP’yi desteklemeye yöneltebilir...

İşin kötü tarafı, CHP yönetimi içinde bu durumu bir tehlike değil “fırsat” olarak değerlendiren bir kesimin olmasıdır...

Hatırlanacağı üzere Baykal’a kurulan komplonun ardından CHP’nin başına geçen Kılıçdaroğlu, danışmanlarını eski Washington/Londra büyükelçileri ve NATO’cu diplomatlar arasından seçmiş ve son cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşında izlediği “tarafsızlık” politikasını değiştireceğinin işaretlerini vermişti...

“Değişim” sloganıyla genel başkanlığa seçilen Özgür Özel’in de dış politika konusunda kafasının oldukça karışık olduğu görülüyor.

***

Bu kafa karışıklığı, CHP’nin dış politikasındaki belirsizlikten kaynaklanıyor...

Özel yönetimi, Kılıçdaroğlu yönetimini doğrudan olmasa da dolaylı olarak partinin geleneksel “Atatürkçü” çizgisinden sapmakla eleştiriyor ama“Atatürkçü” çizginin en önemli özelliğinin anti-emperyalizm olduğu gerçeğini göz ardı ediyor...

Dolayısıyla partinin izlediği dış politikada henüz Kılıçdaroğlu ekibinin uyguladığı politikalardan farklı bir tercih görülmüyor.

***

Tam da bu konjonktürde, ilginç bir gelişme oldu...

Bernie Sanders gibi ABD başkan adaylığı için yarışmış sosyal demokrat eğilimli bir Yahudi politikacı İsrail faşist/siyonist yönetimini Gazze’de soykırım uygulamakla suçlarken, CHP’deki “üçlü yönetim”in güçlü adamı Ekrem İmamoğlu, CNN International’ın sorularını yanıtlarken şu “talihsiz” ifadeyi kullandı:

“HAMAS’ın saldırısını terör saldırısı olarak yorumluyoruz. Ama bugün orada öldürülen Filistinli kadınların ve çocukların maruz kaldığı zulme de karşı duran bir anlayışı temsil ediyoruz.”

***

Filistin halkını temsil eden direniş örgütlerinden biri olan HAMAS’ı “terörist” olarak suçlayan...

Buna karşılık yalnızca Gazze saldırısında bugüne kadar büyük bir bölümü kadın ve çocuklardan oluşan 35 bin kişiyi katleden (ve katliamı halen sürdüren) İsrail’i sadece “zulüm yapmak”la eleştiren bu sözler bekleneceği üzere İsrail basını ve iktidar yanlısı medya organları tarafından “İmamoğlu HAMAS’ı terör örgütü olarak görüyor” başlığı altında yansıtıldı...

The Times Of Israel, İmamoğlu’nun röportajını haberleştirirken “Erdoğan’ın en büyük rakibi: 7 Ekim çok üzücü, Hamas bir terör örgütüdür” başlığını attı...

Yeni Şafak gazetesi de “İmamoğlu İsrail’e selam çaktı!” ifadesini kullandı.

***

Hatırlanacağı üzere Gazze saldırısının başlaması üzerine o zaman CHP Genel Başkan yardımcısı olan Özgür Özel “İsrail’in Gazze saldırılarını lanetliyorum” demiş...

Bu sözler karşısında Kılıçdaroğlu’nun dış politika danışmanlığını yapan eski Londra Büyükelçisi Ünal Çeviköz, “Yazık olmuş! Keşke hiç yorum yapılmasaydı. Sağ popülizm uğruna sosyal demokrasi de çöpe gitmiş, insancıllık da…" eleştirisini yapmıştı...

Özel de daha sonra 7 Ekim ve sonrasında Gazze’deki katliam için “HAMAS'ın yaptığı terörist saldırılardan sonra, İsrail'in yaptığı, verdiği orantısız cevap” ifadesini kullanmayı tercih etmişti.

***

Kısacası, “değişim” geçirdiğini iddia etse de CHP  hâlâ iktidara “gollük paslar” vermeye ve kendisine umut bağlayanları hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor.

(Devam edecek)