Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, TEİS Genel Merkezi'nde yaptığı toplantıda ilaç ve eczacılar konusunda yaşanan sorunlara dikkat çekerek çözüm önerilerinde bulundu. Saydan, 'İlaç fiyatlandırmasına esas olarak alınan ve gerçek değerinin yarısı kadar olan Euro kuru yüzünden hastalarımız yine birçok ilacı bulamama sorunu ile karşı karşıya kalıyor. Birçok ilacın piyasada bulunamamasının sebebi uygulanmakta olan yanlış ilaç fiyat politikasıdır. Bu sorunun çözülebilmesi için, ekonominin reel gerçeklerine uygun fiyatlandırma yapılmalı ve ilaçta, Euro kuru güncel hale getirilmelidir. İlaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan resmi Euro kuru hala 3,40 TL olarak hesaplanıyor. Ancak ilaçta kullanılan kur seviyesinin güncel kurun çok altında olmasından kaynaklı olarak piyasada bulunamayan ilaç sorunu devam edecektir' diye konuştu.

İTHAL İLACA ÖDENEN PARA GİDEREK ARTIYOR

Saydan, Türkiye'de eczacılık ürünleri ithalatına dikkat çekerek, şunları söyledi: 'Türkiye'de eczacılık ürünleri ithalatına dikkat çekerek, incelendiğinde 2018'de sektörün en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında ilk beş sırada Almanya, ABD, İsviçre, Güney Kore ve İtalya gelmektedir. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) raporundan elde edilen bilgilere göre Almanya'- dan 2017 yılında 828 milyon dolarlık ürün ithal edilirken, 2018 yılında bu rakam yüzde 6,3 artarak 880 milyon dolara yükseldi. Özellikle Almanya'dan ithal edilen ilaç bedeli rakamları 2015 yılından bu zamana kadar sürekli bir artış göstermektedir. 2018 yılında yüzde 111,1 ile en büyük artış Güney Kore'den yapılan ithalatta gerçekleşmiş olup, ithalata ödenen para 182 milyon dolardan 384 milyon dolara yükseldi. En az artış ise yüzde 5,2 ile İtalya'dan yapılan ithalatta gerçekleşerek, 363 milyon dolarlık ürün ithal edildi. İlaç ithalatı Türkiye'nin milyarlarca dövizinin yurt dışına çıkmasına neden oluyor. Yerli ilacın üretiminin ve kullanılmasının özendirilmesine yönelik çalışmaların bir an önce hızlandırılması gerekiyor.' Türkiye'nin ilaç ithalatı yaptığı rakamların yüksek olduğunu ifade eden Saydan, 'Devletin yerli ilaç sanayini desteklemesi hem dışa bağımlılığı azaltacak, hem de ilaçta fiyat avantajı sağlayacaktır. Reçetelerde etken madde yazılımına geçilerek, hekim ve eczacılar yerli ilaç için teşvik edilmeli. Aynı zamanda yerli ilaç için vatandaştan daha az katkı payı alınarak vatandaşın da bu projeye katılımı sağlanmalıdır' değerlendirmelerinde bulundu. Eşdeğer ilacın önemli olduğunu kaydeden Saydan, 'Hastalara eşdeğer ilacı çok iyi anlatmak gerekmektedir. Eşdeğer ilacın, orijinal ilaçla aynı şey olduğu, ülke ekonomisi için yerli ilaç seçilmesi gerektiği anlatılmalıdır. Böylece bilinçli bir ulusal ilaç politikası oluşturabiliriz. AB ülkelerini incelediğimizde, her ülkede jenerik ilacın ve yerli üretimin desteklendiğini görmekteyiz. AB ülkelerinde reçetesini alıp eczaneye gelen hastalar, eczacıya bir istekte bulunmazlarsa eczacı, kendisine en uygun eşdeğer ilacı vermektedir. Tedavi ve ilaç parasının bütçeye vereceği yükün azaltılması ancak yerli ilaç desteklenerek mümkündür. Bu bağlamda eşdeğer ilacı yaygınlaştırmak için reçetelerde bir önce etken madde yazılımına geçilmelidir' dedi.

MEZUN ÇOK AMA İŞ YOK

Eczacılık mesleğinin sorunlarına da değinen Saydan, şunları söyledi: 'Eczacılık mesleğinin önemli bir diğer sorunu da hızla artan eczacılık fakülteleri ve işsiz mezunlar. Türkiye'de 25 bin eczane ve KKTC dahil 58 eczacılık fakültesi bulunuyor. Öğrenim gören 10 bin öğrenci var ve her yıl 2 bin mezun veriliyor. Dolayısıyla işsiz eczacı sayısı da artıyor. Eczacılık fakülteleri ve kontenjan sayıları ülkemizin ihtiyacının çok üzerindedir. Mezun olan eczacıların çoğu mevcut yasanın 3 bin 500 kişiye bir eczane açılmasına izin verdiği için eczane açamıyor ve ülkemizde yaşanılan istihdam sorunu nedeniyle de kamuda da iş bulamıyor. Yeni mezun eczacılara bir yıl süre ile eczanelerde çalışma zorunluluğu getirilmiş olması da gerçek bir istihdam sağlamaya yönelik olmayıp sadece işsizliği bir yıl ötelemekte, bir yıl boyunca zorunlu stajyer istihdamı da eczanelere ek bir ekonomik yük getirmesinin yanı sıra her yıl yaşanacak personel değişikliğiyle de birçok hukuki ve sosyal sorunu da beraberinde getirmektedir.' 'Önümüzdeki dönem yeni mezun olacak genç eczacılar için iş bulma açısından ciddi sorunların yaşanacağı bir dönem olacak' diyen Saydan, yeni üniversite açmanın doğru olmadığına vurgu yaptı. TEİS olarak beklentilerini sıralayan Saydan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Öğrencisi olmayan fakat açılmış olan eczacılık fakültelerinin standartları belli kriterlere ulaşmadan öğrenci alımına müsaade edilmemesi, öğrenci almaya müsait fakültelerin taban puanlarının yükseltilmesinin sağlanmasıdır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2023 yılında 9 bin fazla 'eczacı' olacağı öngörüsünden hareketle; mesleğimizin geleceği ve işsiz eczacı ordusu oluşmaması için eczacılık fakülteleri kontenjanlarındaki sayıların azaltılması öncelikli hedeflerden biri olmalıdır. Son olarak da halkımıza buradan her zaman olduğu gibi ister bitkisel kaynaklı ve doğal olarak adlandırılmış olsun, isterse kronik hastalıklarda kullandıkları ilaçlar olsun mutlaka hekim tavsiyesi ve eczacı eliyle alıp kullanmaları gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor, yerli ilaçların da en az ithal ilaçlar kadar kaliteli ve etkili olduğunu, eşdeğer ilaç konusunda eczacılarına güvenmekten çekinmemeleri gerektiğinin altını önemle çiziyoruz. Ülkemizde ve dünyada ilacın tek yetkilisi eczacıdır, eczacınıza danışmadan ilaç kullanmayın.'

Editör: Haber Merkezi