Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, Ankara Ostim ve İvedik Organize Sanayi Bölgesi'nde meydana gelen patlamanın ardından 20 işçinin ölümünün 9'uncu yıldönümünde bir açıklama yayımladı. Açıklamada, 'Kapitalizmin kar hırsı, alınmayan önlemler, yapılmayan denetimler, patronları koruyan hukuk sistemi yüzünden Ankara'nın orta yerinde bir katliam göz göre göre gelmiş, 20 işçinin yaşamını yitirdiği iş cinayeti, acı ve kara bir leke olarak tarihte geçmiştir' denildi. İşverenlerin ruhsatsız yerde imalat yaptıklarını ve patlamaya neden olan tüplerin depolanması ve denetimine ilişkin mevzuat hükümlerinin hiçbirine uymadıkları için bu katliamın gerçekleştiğini belirten Ankara İSİG'in yayımladığı açıklamada 'Daha sonra yapılan incelemelerde işyerlerinin tehlikeli iş yapılan bir binada olması gereken önlemlere sahip olmadıkları, ikinci gayri sıhhi müessese kapsamındaki bu işyerlerinde işverenlerin, işçileri koruma yönünde hiçbir önlem almadığı ortaya çıkmıştır' ifadelerine yer verildi.

'DAVA PARA CEZASIYLA GEÇİŞTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR'

Ankara İSİG yaptığı açıklamada yargı sürecine değinerek, mahkemenin yalnızca 5 sanık hakkında hüküm verdiğini, 13 sanık hakkında ise beraat kararı verdiğini hatırlatarak şöyle dedi: 'Ostim ve İvedik Katliamı'nın yargı süreci, Türkiye'de iş cinayetlerinin üzerinin nasıl örtülmek istendiğini bir kez daha göstermiştir. Dava süreci, 4-5 kişi üzerinden, düşük miktarlı ve taksitli para cezasıyla geçiştirilmeye çalışılmıştır. Katliamın kamu sorumluğu ortadayken, dava sürecinde sorumlu kamu kurumları hakkında hiçbir işlem yapılmamış; denetçi, müfettiş, bakan, siyasi sorumlular, aradan geçen 9 yıl içinde mağdur aileler ve avukatların bütün girişimlerine karşın yargılanmamıştır. Bilirkişi raporunda işyerlerinden birinin ruhsatsız olduğu, işyeri açma ve çalıştırma izninin bulunmadığı, ilgili kurumlarca basınçlı kapların kullanımı ve iş güvenliği yönünden denetimlerin yapılmadığı gibi birçok eksiklik tespit edilmiştir. İşçi aileleri Danıştay ve Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuş, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuşlar, ancak Mahkeme Ağustos 2018'de 'kabul edilmezlik' kararı vermiştir. Şu anda, kamu görevlileri açısından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi süreci işlemektedir.'

'BİN 736 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ'

Aradan geçen 9 yılda, Ostim-İvedik Katliamı'nı yaratan çalışma rejimi daha da despotikleşmiş, iş cinayetlerine giderek daha trajikleşen iş cinayetlerinin eklendiğini belirten Ankara İSİG yayımladığı açıklamada, 'Bu tablonun bir sonucu olarak 2019 yılında Ankara'da en az 56, Türkiye genelinde bin 736 arkadaşımız iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir. 2019'da Siteler'de, İskitler'deki katliamlar bu trajik ölümlerin en görünür yüzüdür. Yine bu süreçte çıkarılan yasalarla, yönetmeliklerle, ekonomi programlarıyla sermayenin her türlü kuralsızlığına göz yumulmuş, teşvik ve desteklerle yeni sömürülerin, yeni iş cinayetlerinin önü açılmıştır' ifadelerini kullandı.

'YAŞANANLAR KAZA DEĞİL CİNAYET'

Yaşananların kaza, kader ya da fıtrat değil, cinayet olduğunun vurgulandığı açıklama şöyle bitirildi: 'Bu çalışma rejimi, bu sömürü düzeni bilinçli politik tercihlerin bir sonucu olarak işçilerin yaşam hakkını, sağlığı ve güvenli çalışma hakkını elinden almaktadır. İşçi sömürüsünün giderek arttığı; ucuz emeğin yaygınlaştığı, kuralsız ve güvencesiz çalışmanın başat istihdam olduğu, sendikasızlaştırma politikalarının giderek arttığı, işçiyi bir maliyetten başka bir şey olarak görmeyen bir rejimde işçilerin sağlık ve güvenliklerinin hiçe sayılması ve iş cinayetlerinin giderek artması da kaçınılmaz olmaktadır. Ostim ve İvedik için adalet istiyoruz ve biliyoruz ki, Ostim ve İvedik için adalet istemek, aynı zamanda yeni katliamların olmaması için mücadele etmeyi de gerektirir. Bu yüzden de iş cinayetlerinin faillerine ve iş cinayetlerine sebep olan rejime karşı mücadelemiz sürecek.'

Editör: Haber Merkezi