Uzun zaman konuşulan ve 15 güne sığdırılan tatillerin çocuklarda hayal kırıklığına neden olabileceğini veya çok keyifli geçen bir tatil döneminin ardından tatil sonrası sendromunun ortaya çıkabileceğini kaydeden Abca, “Tatil dönemlerinin ardından en çok karşılaştığımız sorunlardan biri çocukların okula gitmek istememesi. Bu durum tatilin çok büyütülmesinden, hayatın merkezi haline getirilmesinden kaynaklanıyor” diye konuştu.

En çok yapılan yanlışlardan birinin de tatil başlayınca derslerin, kitap okumanın tamamen bırakılıp oyuncakların çıkarılması olduğunu belirten Abca “Oyun, etkinlik, geziler ve tatile saklanan planlar sonrasında hepsinin tamamen kaldırılıp bir dahaki tatile kadar sadece ders ve ödevlerle geçen süreç... Çocuklar bu durumda tatili ödül, okulu ceza gibi görebilirler. Keskin geçişler yapılmaması gerekir” ifadelerini kullandı.

KÜÇÜK MOLALAR DAHİL EDİLEBİLİR

Tüm yıl boyunca tatil için planı yapmak, uzun bekleyişler oluşturmak yerine hayatın akışına küçük molaların dahil edilmesi gerektiğini anlatan Abca, “Önerim, uzun ve tek tatil yerine aralıklarla yakın gezilere gitmek. Tüm yıla yaydığımız hafta sonu planlarını çocukların okul dönemi içinde de yapmak, okul zamanı yine oyun, etkinlik ve dinlenmelere yer vermek, keyifli sosyal etkinlikler yapmak... Yaşama sıkıştırılmış küçük molalar her zaman motive edicidir, büyüklerde de çocuklarda da tükenmişliği önler” diye konuştu.

UYKU DÜZENİ DEĞİŞMEMELİ

Tatil süresi boyunca çocukların uyku düzenlerinin değişmemesinin önemine vurgu yapan Abca, “Uyku saati değişen çocuklar, kısa süreli olan tatilin ardından okula alışmak ve sabah uyanmak konusunda oldukça zorlanmaktadırlar. Saatlerde biraz esnek davranılabilir ancak okul düzeninden çok fazla kopulmaması gerekmektedir” dedi.

TATİL ÇOCUKLAR İÇİN FIRSAT

Tatilin çocuklar için öğrenilmemiş ve anlaşılamamış konuların pekiştirilmesi için de bir fırsat olarak değerlendirilebileceğini anlatan Abca, şu açıklamalarda bulundu:

“Bu sağlanırken de tüm günü dersle doldurmak yerine günün belli saatlerini çocuğa destek vererek, sıkmadan ve hırpalamadan eksiklerini tamamlamaya yönelik olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu dönemde hafif tekrarlar ve ödevler yapılabilir. Böylece çocuklar derslerden kopmamış olur.

Karnedeki notlar öğrencinin yarı dönem okul başarısını yansıtır. Sömestr tatilini bu açığı kapatmak için sadece ders çalışarak değil, çocuğun okulda neden zorlandığını belirledikten sonra uygun çalışma programıyla başarıyı yakalaması için bir fırsat dönemi olarak değerlendirin. İkinci yarı yıl için birlikte planlar yapın. Tatil çocukların sadece fiziksel değil, zihinsel ve ruhsal olarak da dinlenme dönemidir. Özellikle ilk hafta daha çok buna zaman ayırıp, ikinci hafta günde birkaç saat olmak üzere tekrarlar, hatırlatmalar yapılabilir. Ancak bütün bunların yanında en önemli olan velilerin de çocukların da ihtiyacı olan birlikte kaliteli zaman geçirmek…”

ÖNCELİĞİNİZ KURS DEĞİL AİLE OLSUN

Abca, “2 hafta sürecek tatil boyunca çocuğum derslerinden uzak kalacak mı, tatili sadece oyun oynayarak mı geçirecek? Arkadaşları tatil süresince daha çok ders çalışıp çocuğumun önüne geçer mi? gibi kaygılarla kıyaslara girmek doğru değil. Birçok veli tatili ‘akranlarından geri kalacak’ endişesiyle çocuğunu kurslara yönlendirerek geçiriyor. Okullar ve kurslar çocuk gelişiminde kuşkusuz çok önemli ancak çocuk önce ailede öğrenir. Çocuğun aile içinde alabileceklerini okul telafi edemez. Tatilde öncelikli olarak planlanması gereken aile ortamında yapılacak etkinlikler olmalı” diye konuştu.

KARNE HEDİYESİ ALMAK DOĞRU DEĞİL

Karne hediyesi almanın, özellikle pahalı hediyeler almanın doğru olmadığına vurgu yapan Abca, “Çocuğu hayat boyunca sürekli motivasyon beklentili başarıya ve hep ödül beklemeye alıştıracaktır. İç odaklı değil, dış odaklı olmasını sağlayacaktır. Çocuk ödül olmadığı zaman motivasyon kaybı yaşayacaktır. Onun yerine güzel keyifli bir yemeğe çıkmak, konsere gitmek vb. kutlamalar yapabilirsiniz. Güzel anılar her zaman kalıcıdır” dedi.

Kaynak: Nursel DİLEK MANAVBAŞI