Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) KOVID-19 salgını kapsamında 1 Haziran sonrası 'normalleşme sürecinde' hastanelerde yaşanan duruma ilişkin 51 ilde 243 hastanede değerlendirme anketi yaptı. SES anket sonuçlarını 10 Temmuz'da genel merkezlerinde yaptıkları basın toplantısı ile kamuoyuna duyurdu. Basın toplantısında konuşan SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, iktidarın birçok kurum ve bilim insanının uyarılarına rağmen 1 Haziran'dan itibaren KOVID-19 salgınına ilişkin alınan birçok tedbiri ortadan kaldırdığına dikkat çekti. Erden, 1 Haziran sonrası hastanelerde riskin artarak devam ettiğine vurgu yaparak şöyle konuştu: '1 Haziran sonrası dönemde de hastanelerde salgın tedbirlerinin ve sağlık organizasyonunun durumuna ilişkin bir tablo ortaya çıkartabilmek, 1 Haziran sonrası güncelleşen sorunları tespit edebilmek amacıyla anket bu döneme göre yeniden düzenlenmiş ve hastanelerde yapılmıştır. Anketler WEB ortamında yapılmış, iş yeri temsilcilerimiz tarafından her hastane için bir adet olmak üzere tüm hastanenin bilgisi toplanarak yanıtlanmıştır. Çalışma 29 Haziran-7 Temmuz tarihleri arasında yapılmış, Türkiye genelinde 51 ilden 243 hastane katılmıştır.'
Kasım ve sonrası için yaşanabilecek ikinci dalgaya dikkat çeken Erden, yinelenen anketlerde hastanelerde alınan önlemlerde ciddi yetersizlikler tespit ettiklerini aktardı. Salgın yönetimi sürecine sağlık emekçilerinin aktif katılımının sağlanması ve sürecin şeffaf ve demokratik şekilde yönetilmesi gerektiğini ifade eden Erden, sözlerine şöyle devam etti: 'Son dönem Sağlık Bakanı tarafından da kabul edildiği gibi henüz birinci dalga tamamlanmamıştır. Hala salgının pik dönemini yaşayan illerimiz vardır. Bu durum dikkate alındığında salgın hem vatandaş hem sağlık emekçileri için ciddi tehdit olmaya devam etmektedir. Kasım ve sonrası ikinci dalga beklentisi de birlikte değerlendirildiğinde sağlık kurumlarının, özellikle hastanelerin önlemler konusunda yeterli donanıma sahip olması ve sağlık emekçilerinin kişisel koruyucu ekipman açısından eksiklik çekmemeleri daha da önem kazanmaktadır. Bununla birlikte yinelediğimiz anketlerde bu konularda ciddi yetersizlikler yaşandığını tespit ediyoruz. Dahası salgın yönetimi sürecine sağlık emekçilerinin aktif katılımın sağlanması, şeffaf ve demokratik olması vazgeçilmez zorunluluklardır. Ne yazık ki bu konuda Sağlık Bakanlığı ve yerellerdeki sağlık kurumları sınıfta kalmaktadır. Tüm bu olumsuz koşullara rağmen SES ve sağlık emekçileri olarak kendi sağlığımız ve toplum sağlığı için mücadele etmeye devam edeceğimizi kamuoyuna bir kez daha ilan ediyoruz. Tüm sağlık emekçilerini de bir kez daha bu mücadelede birlikte olmaya çağırıyoruz.'
