Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesi “TÜGİAD Yüz Yüze” söyleşileri başladı. Söyleşilerin ilk konuğu ise Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu oldu. İş dünyası ve üniversite öğrencilerinin  katılımıyla gerçekleşen söyleşide, TÜGİAD Ankara Başkanı Aykut Çakmaklı, da bir konuşma yaptı. Çakmaklı, TÜGİAD Ankara Şubesi yeni yönetimi olarak ilk iş Ankara’daki altı üniversitenin rektörlerini ziyaret ettiğini belirterek, “Bu ziyaretler, gelecekteki iş birlikleri ve gençlere destek olma konusundaki görüşmelerin ilk adımıdır. Eğitim ve iş dünyası arasındaki köprüyü güçlendiriyoruz. Genç zihinleri desteklemek sadece sosyal sorumluluk değil, aynı zamanda ülkenin geleceğine yatırım anlamına geliyor. Bu kapsamda 5 üniversitemizi daha ziyaret edeceğiz” diye konuştu.

SÖYLEŞİLER YIL BOYUNCA DEVAM EDECEK

“TÜGİAD Yüz Yüze” söyleşilerinin yıl boyunca devam edeceğini de açıklayan Çakmaklı, söyleşilerin gençlerin geleceğini şekillendirecek liderleri, iş dünyasına yön veren isimleri bir araya getireceğini ifade etti. Türkiye’nin değişen dünyaya ayak uydurabilmesi için eğitim sistemini ve iş dünyasını bir araya getirme sorumluluğu bulunduğunu vurgulayan Çakmaklı, “Ülkemizin potansiyeli var. Bu potansiyeli nasıl ortaya çıkarabileceğimiz konusunda kafa yormak ve çözüm önerileri geliştirmek amacıyla değerli büyüğümüz, Sayın Pehlivanoğlu bizlerle eğitim konusundaki bilgi ve tecrübelerini paylaşacak”  dedi.

‘MAALESEF ZİHİNSEL SOYKIRIM UYGULUYORUZ’

TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu ise yaptığı konuşmada, “Türkiye'de maalesef çocuklarımıza zihinsel bir soykırım uyguluyoruz. Öğrencilerimizi ezbere ve sınavlara hazırlanmaları için okul dışı kaynaklara mahkûm ediyoruz. Çocuklarımıza sizi eğittik diye ne iş dünyasında ne de gerçek hayatta karşılığı olan bir diploma veriyoruz. Ülkelerin kalkınma stratejilerinde bazı tercihleri, öncelikleri vardır. Mesela Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki tercih daha fazla insanı ilkokul mezunu yapmaktı. Bugün ise nitelik kaygısı gütmeden üniversite eğitimini kitleselleştirmek tercih ediliyor. Dolayısıyla eskiden üniversite mezunu olmak iş piyasasında imtiyazlı pozisyonlar bulmak için yeterliyken geldiğimiz noktada çoğu zaman bireyin yetenekleriyle örtüşen herhangi bir pozisyon bulması için bile yeterli olmuyor” ifadelerini kullandı.

YAPILMASI GEREKEN ŞEYLER VAR

Pehlivanoğlu, eğitim alanında yaşanan sorunlara yönelik çözümün elbette var olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Her yıl bu ülkede en az 300 bin kişi üniversiteyi bırakıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Mutluluk Endeksi’nde 137 ülke arasında 106’ncıyız. Bir ülkede hayatından memnun olmayan, gelecekten umudunu kesen gençlerin oranı her geçen yıl artıyorsa bu çok riskli bir şeydir. Çocuklarınızın yüzde 19’u parasızlıktan haftada bir gün öğün atlıyorsa bu önemlidir. Bunlar bir ülkenin geleceği için ciddi risk oluşturuyor. OECD’nin Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022 Türkiye raporuna göre, matematikte öğrencilerin yüzde 39’unun, okumada yüzde 29’unun ve fende yüzde 25’inin temel yeterlilik düzeyinin altında kalması ne demek? Dört işlem yapamıyorsa, doğru bir cümle kuramıyorsa daha ne olacak? Süreç itibariyle yapılması gereken şeyler var.”

ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ SIRALADI

“Eğitimde çözüm nedir? İlk olarak ilkokulda ezbere yönelik öğretimi kaldırmamız ve okuduğunu anlamaya odaklanmamız lazım” diyen Pehlivanoğlu, çözüm önerilerini sıralamayı şu şekilde sürdürdü:

“İyi Türkçe öğretemediğimiz için İngilizce öğretemiyoruz. Fen liselerinin 4 yıllık üniversite kazanma oranı eskiden çok yüksekken bugün bu oran yüzde 50 seviyesine geriledi. Bu hiç iyi bir şey değil. Erişemeyeceği bir hayal için gençleri üniversiteye, kurslara, dershanelere yönlendirmek doğru bir şey değildir. Lise diploması Lise 3’te verilmelidir. Lise Son sınıf Fransa’daki gibi okulda üniversite sınavına hazırlanma yılı olmalıdır.”

Kaynak: Merve US ACIOĞLU