Yılların yükünü sırtında taşıyan 19 Mayıs Stadı yakın bir zamanda yıkılacak…

Bu tarihi yapı, 19 Mayıs Spor Kompleksi'nin içinde…

Yani tek bir yapı değil…

Yanı başında Atletizm sahası, Tekvando ve Güreş salonları, Cimnastik salonu, Boks salonu var.

Tenis Kulübü, Eskrim kulübü var.

Senelerdir basketbol, voleybol ve hentbolün yanı sıra bir çok spor dalının etkinliğine hizmet veren Atatürk Spor Salonu var.

Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve lojmanları var…

Türkiye Spor Yazarları Derneği Ankara Şubesi var…

Amatör Spora hizmet eden bir dolu kulübün odaları var…

Amatör küme maçlarının, bir çok kurum ve okul maçlarının yükünü çeken dış sahalar var.

Saydıkça bitmez!

Var da var…

Yani yıkılacak olan sadece 19 Mayıs Stadı değil; Başkent Sporu'nun kalbi de param parça oluyor!

Kimler yetişmedi ki buralarda?

Olimpiyat, dünya, Avrupa şampiyonu sporcular, rekortmen atletler, müthiş basketbolcu, voleybolcu, hentbolcüler buralarda yetişti, bir çok başarılı isim buralarda spora adım attı

Şimdi isimlerini yazmaya kalksam, buna köşem değil, koskoca gazete sayfaları bile yetmez!

Şimdiki tek amaç oraya yeni bir stat yapmak!

Profesyonel futbola hizmet etmek yani…

Bu yanlış!

Bu kompleks içinde şimdi ne varsa; yeni tesisin projesinde onlar da olmalı…

Bu da yetmez…

Buradakilere, yeni stat yapılana kadar mutlaka 'muadil mekanlar' tahsis edilmeli.

Herkes ortada bırakılacaksa, ben buna 'kaş yaparken, göz çıkarmak' derim…

Atletizmin duayenlerinden Artun Talay'la bu meseleyi tartışırken, 'Yusuf abi, Başbakana mektup yazdım' dedi.

Meraklandım tabii…

'Ne yazdın? dedim.

Cebinden çıkarıp verdi, 'okuyabilirsin' dedi.

Ben de sizlerle mektubu paylaşmak istedim.

Artun Talay, bakın Başbakan Binali Yıldırım'a ne yazmış…

'Çocukken yaşadık ve gördük ki, mahalle maçlarında kuralı, topu olan çocuk koyardı... Kimin nerede oynayacağına o karar verirdi. İstediğini kaleye geçirir ama asla kendisi geçmezdi. Kendi takımına en iyi olanları seçerdi. Becersin becermesin golcü oydu. Buna rağmen işler ters gidince canı sıkılır ve topunu alır giderdi. Çünkü topu vardı. Katlanılması gereken oydu.

Daha sonra büyüdük, Murphy Kanunlarını öğrendik. Dünyada altını olan kuralları koyuyordu. Nasreddin Hoca 'Parası olan düdüğü çalar' sözünü boşuna söylememişti.
Günümüzde ise profesyonel futbol; topa, altına, paraya sahip olan benim ve 'sporda kuralları ben koyarım' diyor.

Bir Ezop masalıyla konuyu derinleştirmek istiyorum.
Köylünün bahçesinde hiç meyvesi olmayan ama serçeler ve çekirgeler için iyi bir tünek olan bir elma ağacı vardı. Köylü ağacı kesmeye karar verdi. Baltayı eline aldı, köklerine acımasızca bir darbe indirdi. Serçe ve çekirgeler kendilerine barınak olan bu ağacı kesmemesi için yalvardılar. Köylü onların bu isteklerine aldırmadı, o ağaca ikinci ve üçüncü darbeyi indirdi. Ağacın kovuğuna ulaşınca arılarla dolu bir kovan buldu. Balın tadını alınca baltasını bir kenara bıraktı. Ağaca çok önemli bir şeymiş gibi baktı ve ona büyük özen gösterdi.

19 Mayıs Spor Kompleksi Olimpik Spor Dalları için Ankara'nın merkezindeki spor barınağıdır. Her gün seyretmek için değil, spor yapmak için gün içinde binlerce sporcu tek araçla gelir ve giderler. Bunların bir bölümü de engelli sporculardır.

Sporcular 19 Mayıs Spor Kompleksinde Olimpiyat, Dünya, Avrupa Şampiyonalarına hazırlanırlar ve madalyalara ulaşırlar. Bu madalyaların getirdiği hazda ülkemiz için bal kadar lezzetlidir.

Dünyada spor öyle bir stratejik derinliğe gömüldü ki, kim ne yaparsa yapsın bir türlü su yüzüne çıkamıyor. Profesyonel futbol için mutluluk getiren, Olimpik spor dalları için hüzün getiriyor.

Sıkıntı büyük, 'profesyonel futbol ve basketbol ne der?' noktasındayız…
Profesyonel futbolun merhamete geleceği ümit edilmektedir. Ama tam tersine 19 Mayıs Spor Kompleksinin tümüne sahip olmak istediği de ortadadır.

19 Mayıs Stadı'nın yenilenme sürecinde Atletizm ve Olimpik Spor Dallarının haklarının korunması siz de takdir edersiniz ki aciliyet kazanmıştır. Takdirlerinize saygıyla arz ederim.

Atletizm Atma Dalları Antrenörü
Artun Talay'