Mahmut Makal…

Başka kitapları yayımlansa da, o hep 'Bizim Köy'ün yazarı olarak kazınmıştı belleklere…

Çünkü, o kitaba uzanan süreç ve o kitap nedeniyle yaşadıkları, kısaca 'Mahmut Makal gerçeği!' diye özetleyebileceğimiz öyküler, azgelişmiş ülke politikacılarının nasıl da 'iki yüzlü' oldukları gerçeğini de, bazı aydın geçinenlerin yapmacıklığını da, 'Beni yargılayacağınıza gerçeği değiştirin!' deme cesaretini gösteren aydınların, yazarların aydınlık yüzünü de gösteren bir öyküdür.

'Bizim Köy' kitabını oluşturan yazılar İstanbul'a mektupla postalanarak Varlık Dergisi'nde yayımlanmaya başlandığında genç bir köy öğretmenidir o. Yazıları ilgi görür. Kitaplaşır sonra.

Henüz 1940'lı yılların sonlarıdır. Türkiye'deki köylünün durumunu kötü gösterdiği gerekçesiyle tepki görür. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) iktidarının hoşuna gitmez bu yazılar… Köylerin yoksulluğundan, elektriksizliğinden, yolsuzluğundan, çamur deryada yaşamasından söz etmek… Makal, Türkiye'yi kötü gösteriyordur…

Rahatsız olur CHP.

Onlar, 'Köylere hizmet gidiyor, köyler kalkınıyor!' denmesini istiyorlardır çünkü…

Demorrat Parti (DP) iktidara gelirken ise CHP'ye karşı politik malzeme olarak kullanır bu yazıları.

Yazıların kitap olmasıyla, DP'nin iktidar olması aynı yıla, hatta aynı günlere denk gelmiştir.

CHP'ye karşı malzeme olarak kullanma gereği bitince, bu kez DP'nin hışmına uğramıştır Makal…

Bunun için diyorum, az gelişmiş ülke politikacılarının iki yüzlülüğünü de gösterir diye…

Ve Türkiye'mizin hiç değişmeyen gerçeğini…

***

Makal'ın bizzat kendisinden, 12 Mart 2007'de, Sanat Kurumu'nda düzenlediğimiz Sobabaşı Söyleşisi'nde dinleyip not aldığım bir anısı şöyledir:

1950'li yıllar… Mahmut Makal'ın 'Bizim Köy'ü, İngilizce'ye çevrilerek, İngiltere'de de yayımlanmış. Başbakan Adnan Menderes rahatsız olmuş bu durumdan.

Olmuş da, Türkiye içindeki sansür, engelleme, yıldırma politikalarını yurtdışında nasıl uygulayabilir? Başka bir ülke söz konusu. Kurnazca bir yöntem bulmuş. emir vermiş Türkiye'nin İngiltere Büyükelçisi'ne... Emir şu:

–Makal'ın İngiltere'de basılan kitaplarının hepsini satın alın!

Sefaretten gidip sormuşlar yayınevine:

–Bu kitaptan kaç tane bastınız?

Yayınevi yetkilileri, 'Üç bin' demiş…

Türk Sefareti'nden gelen görevliler, bunun üzerine şu istekte bulunmuşlar:

–Hepsini paketleyip verin bize… Hepsini alıyoruz…

Yayınevi görevlisi sevinmiş… Bunu, Türk Sefareti'nin bir Türk yazarına verdiği destek olarak algılamış olsa gerek:

–Çok sevindim! Tamam, hazırlatayım. Yeni baskısını yaparız hemen…

O böyle demiş ama, Türk sefaretinden gelen görevlilerin tepkisi farklı olmuş:

–İşte bu olmaz! Piyasaya dağıtmaman için alıyoruz. Yeniden basmayacaksın!

***

Mahmut Makal…

Aylardır hastaydı. 22 Aralık 2017'de ameliyat oldu. Sevenlerinin gözü kulağı ondan gelecek haberlerdeydi. 'İyi geçti' denildi. 'Ayağa kakktı' denildi. 'Yürüyor' denildi… Neylersin, bir kez tersine dönmüştü gidiş... Zatürre dendi… Enfeksiyon kaptığı söylendi. Yatağa bağlı yaşadı aylarca…

Onunla aynı gelenekten, Köy Enstitüleri geleneğinden gelen, enstitülü olmanın aydınlık yüzünü hep taşıdığı gibi, her türlü cefası da çektirilmiş olan gazeteci ağabeyim Feyzullah Aktan, 27 Mart tarihli köşe yazısında (Önder Gazetesi) gönülden gönüle ileti yolladığını yazmıştı:

'Hak ettiğimiz güzel günleri henüz yaşamamışsak, işimiz bitmemiştir; diren dost Makal!'

Direndi…

Demek buraya kadarmış.

Sonsuzluğa yolculadık onu da…