Türkiye çalışma hayatındaki işgücü koşulları, her dönem iniş-çıkışlarıyla çalışan kesimler üzerinde sıkıntı yarattı. 2020 yılında dünya ekonomilerini etkileyen pandemi, çalışma koşullarını daha da zorlaştırdı.

Ekonomik koşullar pandeminin de etkisiyle zorlaştıkça, işsizlik hemen her haneye uğramaya başladı. İş bulma umudunu her geçen gün yitirenler ise daha önceki çalışmaları üzerinden prim gün sayılarını dolayısıyla da kıdem haklarını tamamlamanın peşine düştü.

Yaşanılan bu süreç ise son yıllarda sıklıkla karşımıza çıkan erken yaşta emeklilik (EYT) gibi hukuki hak kayıplarını elde etme peşinde koşan bir kesimin doğmasına yol açtı. Öte yandan ise hem kıdem hakkı, hem de kıdem tazminatına hak kazanma, oldukça karışık bir çalışma hayatı koşullarını karşımıza çıkarıyor.

Esas itibarıyla, kıdem tazminatı bir kişinin, emekli aylığı bağlanmış veya bağlanacak olması sebebiyle işini bırakması koşuluna tabi tutulmuşsa da, ancak emekli aylığına hak kazanabilmek için toplam prim ödeme gün sayısı, toplam sigortalılık süresi ve yaş gibi şartları da içeriyor.

Bu durumun tek istisnası, emekli aylığı bağlanabilmesi için tamamlanmış olması gereken yaş koşulu dışındaki koşulların da yerine getirilmiş olmasıdır. O zaman da istisnadan yaralanmada, kişiler arasında ciddi eşitsizliklerin olduğu görülüyor.   

Çünkü, emekli aylığı bağlanabilmesi için tamamlanmış olması gereken koşullar; herkes için de aynı olmayıp, ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlanan tarihe göre değişiklik gösteriyor.

Şöyle ki,

a) İlk defa sigortalı olarak çalışmaya, 8 Eylül 1999 tarihi öncesinde başlayanlar, toplam olarak 3600 gün süreyle prim ödenmiş olması ve belirli bir yaşın doldurulması şeklinde iki ayrı koşulu,

b) İlk defa sigortalı olarak çalışmaya, 8 Eylül 1999 tarihi ile 30 Nisan 2008 tarihi arasında başlayanlar, toplam olarak 4500 gün süreyle prim ödenmiş olması, toplam sigortalılık süresi olarak 25 yıllık bir sürenin tamamlanmış olması ve belirli bir yaşın doldurulması şeklinde üç ayrı koşulu,

c) İlk defa sigortalı olarak çalışmaya, 30 Nisan 2008 tarihi ile 31 Aralık 2008 tarihi arasında başlayanlar, 4600 gün süreyle prim ödenmiş olması ve belirli bir yaşın doldurulması şeklinde iki ayrı koşulu,

d) İlk defa sigortalı olarak çalışmaya, 1 Ocak 2009 tarihi sonrasında başlayanlar, 4700 gün süreyle prim ödenmiş olması ve belirli bir yaşın doldurulması şeklinde iki ayrı koşulu,

e) İlk defa sigortalı olarak çalışmaya, 1 Ocak 2010 tarihi sonrasında başlayanlar, 4800 gün süreyle prim ödenmiş olması ve belirli bir yaşın doldurulması şeklinde iki ayrı koşulu,

f) İlk defa sigortalı olarak çalışmaya, 1 Ocak 2011 tarihi sonrasında başlayanlar, 4900 gün süreyle prim ödenmiş olması ve belirli bir yaşın doldurulması şeklinde iki ayrı koşulu,

g) İlk defa sigortalı olarak çalışmaya, 1 Ocak 2012 tarihi sonrasında başlayanlar, 5000 gün süreyle prim ödenmiş olması ve belirli bir yaşın doldurulması şeklinde iki ayrı koşulu,

h) İlk defa sigortalı olarak çalışmaya, 1 Ocak 2013 tarihi sonrasında başlayanlar, 5100 gün süreyle prim ödenmiş olması ve belirli bir yaşın doldurulması şeklinde iki ayrı koşulu,

ı) İlk defa sigortalı olarak çalışmaya, 1 Ocak 2014 tarihi sonrasında başlayanlar, 5200 gün süreyle prim ödenmiş olması ve belirli bir yaşın doldurulması şeklinde iki ayrı koşulu,

i) İlk defa sigortalı olarak çalışmaya, 1 Ocak 2015 tarihi sonrasında başlayanlar, 5300 gün süreyle prim ödenmiş olması ve belirli bir yaşın doldurulması şeklinde iki ayrı koşulu,

j) İlk defa sigortalı olarak çalışmaya, 1 Ocak 2016 tarihi sonrasında başlayanlar, 5400 gün süreyle prim ödenmiş olması ve belirli bir yaşın doldurulması şeklinde iki ayrı koşulu, yerine getirmek zorundadır.

Eşitmiş gibi görünen eşitsizlik…

Buna göre, yukarıda belirtilenlerden, sadece yukarıdaki (b) sırası kapsamına girenler, yani, ilk defa sigortalı olarak çalışmaya, 8 Eylül 1999 tarihi ile 30 Nisan 2008 tarihi arasında başlayanlar, en az 25 yıl sigortalılık süresini doldurmak zorunda iken, diğer grupların tamamı için böyle bir süre hiç aranmıyor. Dolayısıyla, ilk defa sigortalı olarak çalışmaya, 8 Eylül 1999 tarihi ile 30 Nisan 2008 tarihi arasında başlayanlar hem emekli aylığına hak kazanma hem de kıdem tazminatına hak kazanma açısından çok büyük bir haksızlığa terkedilmiş durumdalar.

Devamı gelecek yazıda....