Fatih Altaylı'yı konuşma biçimiyle izleyemiyorum: Ancak sevdiğim bir sütunu var: "Ne zaman adam oluruz?"
‘’NOT’’lamaları...
*
İnsan oğlunun en büyük zaaflarından biri ne yazık ki, ( gibi gibi de değil) bir türlü adam olamamasıdır...
*
Muhteşem Atatürk'e " Cumhuriyet ne demektir?'diye sormuşlar: " ADAM OLMAKTIR " yanıtını verir ve ekler: "Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir"...
*
Rahmetli Türkân Saylan ise " Cumhuriyetin bireyi olmak"tır demişti bir festivalde (Devrek-1990)...Son çeyrek yüzyılda giderek yoğunlaşan CUMHURİYET karşıtlığı; aynı zamanda “AKIL-BİLİM ve SANAT” için de geçerlidir…
*
Yekta Güngör Özden Dost Ağabey ise hep şöyle derdi: "Ne mutlu Atatürk'ü olanlara, ne mutlu Atatürk'le olanlara!!!!!!"...Olamayanlara hiçbir sözüm yok. Ancak itiraf edeyim 80 yaşımda vardım bu kanıya…
*
Ne yüzler ne adamlar gördüm, onlar adamdılar; kimilerini ise şimdi hiç birini anımsamıyorum bile, adamcık bile olamadılar. Ortada olanlar ise ya kendilerini adamdan saydılar; ya da
" Biricik ve vazgeçilmez sanmak" gibi bir hastalığa kapılarak ya da paralı-şöhretli birileri olmak üzerine kurdular yaşamlarını"...
***
Sanatçı değerlerimizden Gürer Aykal’ın bir değerlendirmesini
de belirtmek isterim: “Bizim en büyük dostumuz eğitimdir.Eğitime önem verelim.Bütün vergilerimizi onun için yatıralım.Eğitilmiş bir Türkiye’nin önünde kimse duramaz” diyordu…
Nitekim, son çeyrek yüz yılda Cumhuriyet tarihi boyunca özelikle 1950’ye kadar milli ve evrensel bir Eğitim Ordumuz oluşmuştu. İktidara gelen Demokrat Parti’nin ilk icraatları eğitimi yörüngesinden saptırmak oldu.Oysa Muhteşem Atatürk’ümüz: ‘’Eğitimdir ki bir milleti;ya hür ,bağımsız,şanlı yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder “demişti. Ne yazık ki, bugün dünya sıralamasında çok gerilerdeyiz. Evrensellikten uzaklaştık ve öğretmenlerimize yaraşır bir yaşamı veremiyoruz…
*
Kültür Bakanlığı yapan Ahmet Taner Kışlalı (Kabataş’ta okul arkadaşımız ve Okul Başkanımızdı(*). Kemalist; “laiklik,dine saygılı, ama dinin siyasete karıştırılmasına karşıdır.Aklın ve Bilimin ışığında sorunlara çözüm arayan bir toplum, akla ve bilime dayanan bir eğitim öngörür” diyordu...
***
Kadîm Dost, emekli parlamenter rahmeti, Mustafa Kemal Yılmaz: “Atatürk’ün en büyük özelliklerinden biri çalışma arkadaşlarını seçme ve onları yönetmedeki ustalığıdır” demişti. Anılarını okurken, önce bu özelliğini görebiliyoruz…
Yekta Güngör Özden Dost Ağabey’in şu saptamasıyla sonluyorum yazımı: “Bir ülkede Devlete, Vatana ve Ulusa en büyük hizmet, daima ve her koşulda doğruları çekinmeden olduğu gibi söyleyebilmektir” derdi. Ne kadar haklı bir saptamadır bu.Ne yazık ki, bugün içler acısı bir görüntümüz var…
***
(*) Bizim Lisede her yıl okul açılınca, önce bir okul başkanı seçilirdi. Onlardan biri de rahmetli Kışlalı idi. Bu Türkiye’de ilk ve tek uygulamaydı. Saygı ve rahmetle anıyorum…