Zıtlaşmanın sonu

Yerel yönetim seçimlerinde CHP'nin, kalesi olan İzmir'in yanı sıra İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlıklarını da kazanması AKP'de büyük bir travma yarattı.

31 Mart ve ardından yenilenen İstanbul seçimlerinde alınan sonuçlar, partinin önümüzdeki dönemlerde daha büyük bir çöküşle karşı karşıya kalabileceği yolundaki görüşleri de güçlendiriyor.

İkitidar partisi yöneticileri özellikle yıllardır ellerinde bulundurdukları İstanbul ve Ankara'da seçimi kaybetmelerini bir türlü hazmedemiyor.

Bu durum her iki belediyenin meclis toplantılarında da gözleniyor.

Amaç, belediye meclislerinde sergilenecek sayısal çoğunluğa dayalı engelleme taktikleriyle Ekrem İmamoğlu'nun da Mansur Yavaş'a da elini kolunu bağlar konuma getirmek.

Böylece, her iki başkanı da iş yapamaz hale getirerek, seçmen nezdinde sağladıkları umudu boşa çıkarmak.

Yavaş, ''Şeffaf ihale'' yöntemiyle Büyükşehir Belediye Meclisi'ndeki engelleme girişimlerini savuşturmuş görünüyor.

Ancak, engelleme çalışmaları yöntem değişikliğiyle yeniden devreye sokuluyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, haftabaşında düzenlediği basın toplantısında söz konusu engelleme girişimlerine sert tepki gösterdi.

Öztürk, tepkisini şu sözlerle dile getiriyor:

''Saray ve efradının seçimlerden sonra belediye başkanlarımızın iş yapmalarını engellemek için yaptıkları müdahaleler giderek büyük bir demokrasi ayıbına dönüşüyor. Belediyeler üzerinde bir takım vesayet makamları oluşturmak amacıyla yapılan yasal düzenlemeler dikkat çekiyor. 25 yıldır AK Parti belediye başkanlarının kullandıkları yetkiler, bakanlık genelgeleriyle bizim belediye başkanlarımızın ellerinden alınmaya çalışılıyor.''

Bakalım, zıtlaşmanın sonu nereye varacak?

Vatandaşı mağdur etme pahasına yapılan muhalefetin faturası kimlere kesilecek.

Ancak unutmamak gerekir ki, intikam duygusuyla yapılan engelleme çalışmaları geri teper.

Hedeften çok, hedef alanı yıpratır.

Siyasi tarihimiz bunun örnekleriyle doludur.