Vahşet Diz Boyu!

Henüz bu pazartesi gündemimize dahil olan Ankara Keçiören’de meydana gelen sokak köpeklerine yönelik olayda suçlu halen yakalanamadı. 17 adet sokak köpeği, hayvanseverler tarafından ağaçlara boyunlarından asılmış halde bulundular. 3 tanesi yaşamını yitirmişken geri kalanı kurtarıldı. Bu kan dondurucu olayın ardından acaba tekrarlanabilir mi korkusu ise olayla ilgilenen herkesi adeta diken üstünde bekletmektedir. Böylesine sadist bir zihniyetin varlığının yarın hangi suça karışabileceğinin garantisini kim verebilir? Hiçkimse. Sadece hayvanlar için değil, bir canlının acı çekerek hayatını kaybetmesinden zevk alan birinin yarın toplum için neler yapabileceğini kim söyleyebilir?

Öncelikle insanlığın işgalci olduğu gerçeği ile yorumuma başlamak istiyorum. Örneğin güzel Ankara’mızda Keklik Pınarı diye bir yer var, muhtemelen biz binalarımızı dikmeden önce orada keklikler şakırlardı, bir dolu canlı da o sudan beslenirdi. Doğayı kendi düzenine hiç bırakmadık, bu yapılanların günahıyla doğmuyoruz hiçbirimiz elbette ancak bu zulmün bugünkü boyutu olan bir arada yaşamayı beceremiyorsak o Pınar’ı kurutandan hiçbir farkımız kalmıyor. Saldırgan olmayan ve kendi halinde yaşayan sokaktaki dostlarımız için yapabileceğimiz belli şeyler mevcut, gelin biraz bunlardan bahsedip yapıcı olalım.

İlk olarak özellikle sokak köpeklerinin kısırlaştırılması gerekmekte. Bunu ilçenizde yer alan belediyeler yapıyorlar. Kısırlaştırdıktan sonra ise aldıkları yere geri bırakmak zorundalar. Yani alıp götürecekler bir daha görmeyeceğim diye çekinmenize gerek yok.

İkincisi sokaktaki kedi ve köpekleri kesinlikle çiğ etle beslemeyin. Pek çok hayvansever bu tuzağa düşmektedir. Kasaptaki artık etler olsun, salam sosis olsun ne yazık ki hayvanlara çiğ et sıklıkla atılıyor. Çiğ et hayvanı saldırganlaştırır. İnsanları ısırmasına sebep olur, iç parazit yapar, bağırsaklarını çürütür. Her açıdan oldukça tehlikeli bir şeydir. Kuru mama ve pişmiş baharatsız gıdalar en idealidir.

Üçüncüsü bu hafta Ankara adeta yirmi birinci yüzyıl Nuh tufanı provaları yapsa da önümüz yaz sevgili okurlarım. Bir kap suyun önemini yine ve yine hatırlatmak isteriz.

Aslında birlikte huzur içerisinde yaşamanın bu üç kuralı oldukça basit ve uygulanabilir. Hiçkimse kimseden patisinden tutup okula götürmenizi beklemiyor neticede.